Yeni yılın önemli konularından birisi de HDP’ye yönelik kapatma davası olacak.
Yılın son günlerinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP’ye 10 Ocak’ta ilk taksidi ödenecek Hazine Yardımı’na bloke konulması için Anayasa Mahremesi’ne başvurmuştu.
AYM; bu başvuruyu 5 Ocak’ta sonuçlandıracak ve bu HDP kararı öncesindeki ilk sinyal olacak.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin de 10 Ocak’ta AYM’ye gelerek sözlü açıklama yapacak. Şahin’in açıklamasının ardından belirlenecek günde ise HDP sözlü savunmasını verecek.
HDP’nin sözlü savunmasının ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak olan AYM raportörü esas hakkındaki raporunu hazırlayacak.
Raporun, Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılması sonrası mahkeme başkanı toplantı için bir gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.
AYM, HDP’nin kapatılması yönünde karar verebileceği gibi sadece “Hazine yardımının kesilmesi” kararı da alabilir.
HDP, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde anahtar konumunda.
Bu nedenle AYM’nin kararının siyasi sonuçları da olacak.
Siyasi kulislerde İmamoğlu kararının ardından, HDP’nin kapatılmasının sürpriz olmayacağı konuşuluyor.
HDP yönetimi ise uzun süredir “en kötü” senaryoya göre hazırlık yaptıklarını belirtiyor ve kapatılma halinde, aday gösterilecek “isim listesi havuzu”nun da hazır tutulduğunu belirtiyor.
Seçim, iktidar ve muhalefet için ne anlama geliyor?
2023 seçimi hem Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarı hem de muhalefet için kritik önemde.
Son 1 yıl iktidar için özellikle ekonomik açıdan son derece sancılı ve sıkıntılı geçti ve birçok kamuoyu şirkenin araştırmasına göre de iktidar partisi ciddi oy kaybetti.
MHP’nin güçlü desteğine karşın, seçim ittifakını genişletemeyen ve yeni seçmen kitlesi kazanmakta zorlanan AKP’de cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın kişisel oyuna güveniliyor.
Hatta parlamentoda çoğunluk sağlanamazsa bile, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçileceği inancı dile getiriliyor.
Cumhur İttifakı’nın seçimi kaybetmesi sadece sistem tartışması değil, usulsüz uygulamalar, yolsuzluk iddiaları nedeniyle yargı yolunun açılması anlamına da gelecek.
Her ne kadar muhalefet kanadında “devri sabık yaratılmayacağı” ifadeleri kullanılsa da, böyle bir senaryoda, 21 yıldır görevde olan siyasi aktörler için kapsamlı bir yargı süreci başlayabilir.
Muhalefet de 2023 seçimini Türkiye için “hayati” önemde görüyor.
Zira bir dönem daha seçmenden vize alması halinde, Erdoğan iktidarının daha da otokratikleşeceği ve “tek adam” sisteminin kökleştirileceği, parlamenter sistem hedefinin tamamen rafa kalkacağı düşünülüyor.
Seçimin kaybedilmesi, başta CHP lideri Kılıçdaroğlu olmak üzere Altılı Masa’da yer alan siyasi parti liderlerinin siyasi hayatlarının da sonu anlamına gelebilir.
‘Parlamento ile denge sağlanabilir’
İktidar ve muhalefet hesaplarını hem cumhurbaşkanlığı seçimini, hem de parlamentoda çoğunluğu kazanma üzerine yapsa da, seçmenin yetkiyi paylaştırması da olası görülüyor.
Bu çerçevede cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan’ın alması halinde, parlamentoda çoğunluğu kaybetmesi olasılık dahilinde.
Böyle bir durumda, her ne kadar kararmane çıkarma yetkisi olsa parlamentonun bu kararları denetleme yetkisi veya aynı konuda yasa çıkarma yetkisi bulunuyor.
Böyle bir tablonun aslında “denge denetleme” sisteminin oluşmasını sağlayacağı ve gücün tek elde toplanmasını engelleyeceği için Türkiye’nin “normalleşme” sürecine de katkı sağlayacağına işaret ediliyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – AYŞE SAYIN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***