Artı Gerçek- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Doğu ve Güneydoğu Platformu’na bağlı federasyon, konfederasyon ve dernekler başkanları ve üyeleri ile Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kültür Merkezi’ne bir araya geldi.
“Dilimizle, kültürümüzle, kimliğimizle, biz beraberiz” şiarıyla gerçekleşen buluşmaya, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan, HDP Milletvekili Sezai Temelli, Necdet İpekyüz, Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Barış Anneleri, Tuncer Bakırhan, İstanbul HDP İl Eş Başkanları İlknur Birol ve Ferhat Encu da katıldı. Kültür merkezi salonuna, “Jin, jiyan, azadi”, “Kayyum gasptır”, “Siyasi tutsaklara özgürlük”, “Bi zimanê xwe, çanda xwe û nasnameya xwe em bî hev re ne-Dilimizle, kültürümüzle ve kimliğimizle biz beraberiz” ve “Mirov li ser koka xwe şın dibe-İnsan kökleri üzerinde yeşerir” pankartları yer aldı.
Bu buluşmanın oldukça önemli olduğunu söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Çünkü bu akşam burada Halkların Demokratik Partisi’ne ama aynı zamanda Kürt halkına zulmü, zoru, faşizmi yaşatanları da deşifre ve afişe etmeye geldik” dedi.
‘KÜRTLERE İNKAR VE ZORBALIĞI MÜBAH GÖREN BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ’
Kürt halkına her türlü zorbalığı, baskı, şiddet, inkar ve imhayı mübah gören bir iktidarla karşı karşıya olduklarını belirten Buldan, “Demokratik siyaset yollarını tıkayan, aynı zamanda her türlü hakkını, hukukunu gasp eden, seçilmiş temsilcilerini cezaevine atarak; cezaevlerinde binlerce, yüz binlerce insanı özgürlüğünden mahrum bırakan ve yine Kürt halkının bütün kazanımlarına el koyarak, bu ülkeyi yönetenlerin bunu bir mücadele şekli haline getirdiklerine hep birlikte tanıklık ediyoruz. Kürtler bu tür fırtınaları ve fırtınalı süreçleri her daim yaşadılar. Kürtler bugünlere gelene kadar büyük bedeller ödediler. Kürtler bugünlere gelene kadar büyük ama aynı zamanda onurlu mücadeleler de verdiler” dedi.
‘BELKİ KÖY YAKMALAR OLMADI AMA O DÖNEMİ ARATMAYAN BİR ZULÜMLE KARŞI KARŞIYA KALDI KÜRTLER’
Ülkeyi yöneten her bir partinin Kürtlere karşı ayrı bir hukuku, ayrı bir yasası her zaman olduğunu vurgulayan Buldan, “Ama 20 yıllık AKP’nin yönetim biçiminde de iktidarlık döneminde de Kürt halkına ayrı bir hukuk, ayrı bir yasa uygulandı. Kürtler bu 20 yıllık süreç içerisinde yaşanan en büyük acıları yaşadı. Belki geçmişte yaşanan faili meçhuller olmadı, belki geçmişte yaşanan köy yakmalar olmadı ama hiçbir zaman o dönemleri aratmayan o dönemlerdeki zulmü, o dönemlerdeki baskıyı aratmayan farklı bir yönetim anlayışıyla karşı karşıya kaldı Kürtler.
‘YÖNETİM DEĞİŞTİ AMA ZULÜM DEĞİŞMEDİ’
“Yönetimler değişti. Ancak anlayışlar ve zulüm hiçbir zaman bu ülkede değişmedi. Şimdi cezaevlerine bakıyoruz. Halkın temsilcilerinin cezaevinde olduğu ve hiçbir dönem bu dönem olmadığı kadar HDP’nin temsilcilerinin özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Kürt halkının iradesi belediye eş başkanlarının görevden alındığı ve yerlerine kayyımların atandığı ve bu kayyımların da Kürt halkının diline, kimliğine, kültürüne her türlü hakareti ve gaspı yaptığı bir dönemi yaşıyoruz” diye konuştu.
Ülkenin her dönem olduğu gibi bu dönem de savaş politikalarıyla yönetildiğini vurgulayan Buldan, “Bunun en son örneği Paris’te katledilen üç Kürt’tü. Bu saldırıların, bu şiddetin, bu baskının elbette ki iktidarın ve onunla birlikte hareket edenlerin, Kürt halkından, Kürt halkının temsilcilerinden ve Kürt halkının demokratik siyasetini yürüten Halkların Demokratik Partisi’nden ne kadar korktuklarını, ne kadar çekindikleri olarak karşımıza çıkıyor. Bizler bu kadar çekinmeselerdi inanın bizlere bu kadar saldırı olmayacaktı” dedi.
Buldan konuşmasına şöyle devam etti: “Ancak yatıyorlar, kalkıyorlar. Rüyalarında hayallerinde gördükleri tek şey var Halkların Demokratik Partisi ve Kürtler. Ama korkmaya devam etsinler. Kürtler direnecek, Kürtler kazanacak. İşte bugünkü bu birliktelik, bu beraberlik kazanacağımızın bir göstergesidir.
‘BAYRAĞI BİZE DEVREDENLERİN MİRASÇILARIYIZ’
Bu akşam burada bir araya gelmemiz ve bu görüntüyü vermemiz yakında Kürt halkının birliğinin ve beraberliğinin sağlanacağının en büyük göstergelerinden bir tanesidir. Çünkü bizler haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden ve barıştan asla taviz vermeyen ve bu uğurda mücadele eden, mücadele ederken bedel ödeyen, bedel öderken de ‘biz beyaz kefen giyerek bu yola çıktık’ diyenlerin ve yaşamını yitiren arkadaşlarımızın demokrasi uğruna, barış uğruna bayrağı bize devredenlerin mirasçılarıyız. Ve bu miras kazanana kadar da devam edecek.”
AKP-MHP’nin partilerine karşı tutumu anlamakta zorlanmadıklarını belirten Buldan, “Çünkü siyaseten baş edemedikleri sandıklarda yenemedikleri sadece ve sadece siyasi saiklerle karşımıza çıkan, siyasi kumpaslarla bizimle mücadele etmeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bizlere karşı her türlü saldırının ve her türlü engellerinin Haksızlığın ve hukuksuzluğun hukuki olmadığını siyasi olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Açılan bütün davalar bu şekildedir. Kobanî kumpas davası da HDP kapatma davası da hazırlanan fezlekelerle en son hazine yardımımıza koyulan blokede siyaseten alınan kararlardır.
‘BİZ DIŞARDA BİRER KETTLE OLACAĞIZ’
“Bunların hiçbirinin hukuki olmadığını her birinin savcısının ve hakiminin sarayda olduğunu Erdoğan ve Bahçeli’yle birlikte hareket ettiğini hepimiz biliyoruz. Şimdi yeni yeni kumpaslar kurma peşindeler. Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden yazdığı tweetleri tecrit etme yönünde bir karar aldıklarını görüyoruz Onlar Selahattin Demirtaş’ın da Figen Yüksekdağ’ın da, Gülten Kışanak’ın da Sebahat Tuncel’in de İdris Baluken’in de cezaevlerindeki arkadaşlarımızın hiçbirinin sesini kısmaya güçleri yetmeyecektir. Siz tweet’lerini engelleyebilirsiniz bu arkadaşlarımızın ama biz dışarıda birer kettle olacağız. Ve onların mesajlarını yüz binlere milyonlara aktarmak için gece gündüz çalışacağız. Buradan arkadaşlarımıza söz veriyoruz.”
Buldan, partilerinin Cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin ise şunları kaydetti:
Ülke bir seçime gidecek ve biz bu seçimin tarihi bir seçim olduğunu, bu seçimin geçmiş dönemlerde yaşanan seçimlere benzemediğini ve bu seçimlerde Türkiye halklarının önemli bir karar vereceğini aydınlıktan ya da karanlıktan yana bir tercih yapacağını özgürlüklerden ya da faşizmden yana bir tercih yapacağını, Demokrasiden ya da bütün özgürlüklerden mahrum olacağımız bir tercih yapacağını çok iyi biliyoruz. Ancak bugün geldiğimiz noktada bakıyoruz ki Türkiye halkları kararını çoktan vermiş. Türkiye halkları AKP ve MHP iktidarını göndermek için seçimlerin bir an önce gelmesini bekleyen ve bu seçimlerde önemli bir tercih yapmaktan yana olduğunu bizlere her fırsatta ifade ediyor. İki ayrı kutubun olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir kutup, Cumhur İttifakı’nı temsil eden bir diğer taraf ise Millet İttifakı’nı temsil eden iki ayrı kutuptan oluşuyor. Ancak Türkiye halkları bu her iki kutuba da ne mahkumdur ne de mecburdur.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın büyük bir iddiayla Türkiye’yi değişim ve dönüşüme hazırlayacak olan Türkiye’deki adaletin, demokrasinin, barışın, özgürlüklerin, kırıntısının bile kalmadığı ve konuşulmadığı bir dönemde şimdi herkesin gözünü HDP’nin oylarında olduğu bir dönemde acaba hangi tarafı destekleyecek, kime oy verecek Kürtler dedikleri bir zamanda çıktık dedik ki Emek ve Özgürlük İttifakı kendi adayıyla ‘varım, buradayım, burada olmaya devam edeceğim’ demişti.
Şimdi bunu dedik diye bir sürü tartışma yaşandı. AKP’ye kaybetmek üzere kurulan Millet İttifakı’nın yanında olmaktan çekinen bir Emek ve Özgürlük İttifakı diye adlandırıldık. Ve bu faşizme Cumhur İttifakı’na kaybetmenin tek yolunu başka bir tarafı desteklemekten geçtiğini ifade edenler oldu. Vallahi kimse kusura bakmasın! HDP kimsenin şamar oğlanı değildir. Ve hiçbir masanın yandaşı da değildir, olmayacaktır da. Biz ittifaklarımızla bileşenlerimizle kendi öz gücümüzle halkımızın desteğiyle ve halkımızın talebiyle kendi adayımızı çıkaracağız ve kendi adayınızın ikinci tura kalması için de büyük bir seferber çalışacağız.
‘MAÇ DAHA YENİ BAŞLADI’
“Bunu buradan bir kez daha ilan ediyorum. Maç daha yeni başladı. Ve maç doksan dakika. Öyle bir iki dakikada bitecek bir maç değil. Doksan dakikalık bir maçta Emek ve Özgürlük İttifakı diğer her iki ittifakın karşısında kendine ve halkına güveniyle bu seçimlerde en başarılı bir şekilde çıkacak bundan hiç kimsenin kuşkusu ve kaygısı olmasın.
“Kısa zamanda da bir takvim belirleyerek kendi adayımızı kamuoyuyla paylaşacağımızı ifade etmiştik. Önümüzdeki günlerde bu takvimi sizlerle paylaşacağız ve adayımızı açıklayacağımız günü de sizlere ileteceğiz. Şu an bunun hazırlıkları tamamlandı ve tarihi önümüzdeki günlerde belirleyeceğiz. Ancak şunu ifade etmek isterim ki bütün bu saldırılara karşı bütün bu engellemelere karşı ortak mücadelenin beraber ve birlikte hareket etmenin önemli olduğunu da özellikle ifade etmek istiyorum.”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***