WAN – Serhat Göç-Der, “2022 Mülteci ve Sığınmacı Raporu” nu açıkladı. Derneğin Eşbaşkanı Gülşen Kurt, “Siyasal iktidarın mültecilere dönük ortaya koyduğu politikalar mültecilerin yaşadığı trajediyi derinleşti” dedi.
Serhat Göç Araştırma Derneği (Göç-Der), “2022 Mülteci ve Sığınmacı Raporu” nu açıkladı. Göç-Der binasında yapılan toplantıda raporu, Göç – Der Eşbaşkan Gülşen Kurt okudu. Wan ve çevre illerde son dönemlerde yoğun bir göç yaşandığını belirten Kurt, iktidarın politikalarının çok büyük trajedilerin yaşanmasına neden olduğunu söyledi.
ZORUNLU İÇ GÖÇLER
Savaş politikalarına dikkat çeken Kurt, bu politikalar ekseninde ulus-devletlerin daha “güvenlikçi” politikaları birer ilke haline getirerek, kendi iktidarlarını sürdürmek için sınırların bir bütün olarak karekol-kalekol inşalarıyla donatıldığına vurgu yaptı. Kurt, “2015 yılından itibaren Suriye iç savaşı ile başlayan göç, Afganistan’da Taliban’ın rejimi ele geçirmesiyle birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. 2015-2016’da Kürt illerinde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve yaşanan çatışmalı süreç ile beraber Türkiye’de 90’lardan sonra yeni bir zorunlu göçe neden olmuştur. Bu göçler 90’larda yaşanan sosyolojik kırılmaların benzerlerinin tekrar yaşanmasına sebebiyet vermiştir” diye konuştu.
IRKÇI SALDIRILAR
Kürt illerinden Türkiye’nin metropol illerine yoğun göçlerin yaşandığını açıklayan Kurt, “Bu göçler, yoğun asimilasyon, kültürel deformasyon, ırkçı saldırılar gibi insan onurunu aşağılayıcı tutumlara sebebiyet vermiştir. Bunun yanı sıra, yerinden edilen Kürtler ucuz iş gücü olarak güvencesiz ağır işlerde kullanılmışlardır. Halen Türkiye’nin birçok metropolünde mevsimlik işçi olarak çalışan Kürtler ırkçı saldırılara maruz kalmaktadırlar. Bu saldırıların birçoğu ölümle sonuçlanmıştır. Kürtler bu zorunlu göçler sonucunda güvenliksiz koşullarda yaşam mücadelesi vermektedirler. Yakın geçmişe baktığımızda zorunlu sebeplerle yerinden edilen Kürtlere dönük birçok saldırı örneği mevcuttur. Uygulanan cezasızlık politikaları da bu saldırıların artmasına sebebiyet vermektedir. Yakın geçmişte Konya da Dedeoğlu ailesine yapılan saldırı sonucu aile soykırıma uğramıştır. Bunun yanı sıra Sakarya da mevsimlik işçilere yapılan saldırı bir annenin ailesinin gözleri önünde darp edilmesi ve inşaat işçilerine karşı yoğun saldırılar yürütülen bu yerinden edilme politikalarının sonuçlarıdır” ifadelerinde bulundu.
WAN’DA MÜLTECİ TRAJEDİSİ
Ortadoğu’da devam eden savaş halinden kaynaklı transit bir konumda olmasından dolayı Wan’a yoğun sığınmacı, mülteci ve göçmen akınları olduğunu vurgulayan Kurt, “Gelen bu mülteci ve göçmenler olumsuz hava şartları ve insan taciri çetelerin kötü muameleleri sonucu can kaybı ve yaralanmalara maruz kalmaktadır. Bu mülteciler bu zorlu koşulları aşıp Wan’a ulaşsalar bile, elverişsiz koşullarda hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Özellikle kadın ve çocuklar bu zorlu koşullardan en çok etkilenenlerdir. Gelen mülteci, sığınmacı ailelerin çocukları çocuk işçi olarak kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra kadınlar toplumsal baskıdan kaynaklı rıza-dışı evliliklere zorlanıyorlar. Mültecilerin insan tacirleri tarafından para karşılığı araçlara olması gerekenden fazla bir sayıda doldurulmaları sonucu birçok göçmen ve mültecinin yaşamını kaybetmesine sebep olmaktadır” şeklinde konuştu.
TEHDİT UNSURU YAPILDILAR
Bazı örneklerle konuşmasını sürdüren Kurt, şunları söyledi: “Bunun en bariz örneği Wan’da yaşanan ve yüzden fazla insanın yaşamını yitirmesine sebep olan tekne kazasıdır. Yine Wan Saray’da bir minibüsün korucular ve kolluk güçleri tarafından taranması sonucu 4 yaşında bir çocuğun öldürülmesi ve onlarca yaralının olması Wan da ki insani trajedinin bariz örnekleridir. Siyasal iktidarın mültecilere dönük ortaya koymuş olduğu politikalar bu trajediyi derinleştirmektedir. Siyasal iktidar mültecileri ve göçmenleri uluslararası her krizde tehdit unsuru olarak kullanıp sorunun çözümünü zorlaştırmaktadır. AB’nin Türkiye’ye bir göçmen deposuna dönüştürme görevinin verilmesi Türkiye’nin bu şantajcı tavrını güçlendirmektedir. Ulus devletlerin mültecilere dönük onur kırıcı yaklaşımları insani bir trajediye yol açmaktadır. Türkiye’nin öne itme tehdidi bunun yanı sıra Yunanistan’ın geri itme tehditleri birçok göçmen ve mültecinin bu umut yolculuğunda yaşamlarını yitirmesine sebep olmuştur. Ülkede kalan mülteciler ise zorlu koşullarda hayatta kalma mücadelesi vermektedirler. Birçoğu ağır işlerde ucuz iş gücü olarak çalıştırılmaktadırlar. Türkiye’nin mülteci ve göçmen politikaları maalesef ki çözüm odaklı olmadığından kaynaklı giderek derinleşmektedir. Son bir yıllık süreçte Wan ve çevre illerden Türkiye ye giriş yapan mülteci ve sığınmacı sayısı binleri bulmaktadır.”
2022 YILINDA WAN’DA YAŞANAN VAKALAR
Kurt, 2022 yılında Göç-Der’in yapmış olduğu çalışmalar sonucu Wan ve çevre illerde mülteci ve sığınmacı vakalarını sıraladı:
“*02 Ocak: Wan’da 1 Afgan mülteci kadın derede ölü bulundu.
*06 Ocak: Wan’da 1 mülteci ölümü bilgisine ulaşıldı.
*16 Ocak: Wan’nın Başkale ilçesinde 25 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*16 Ocak: Wan’da 2 mülteci yaralı olduğu ve 10 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*16 Ocak: Wan’da 2 mültecinin öldüğü bilgisine ulaşıldı.
*16 Ocak: Erzurum’da 2 Afgan mültecinin öldüğü bilgisine ulaşıldı.
*31 Ocak: Wan Gevaş’ta 174 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*04 Şubat: Wan Muradiye’de 62 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*8 Şubat: Wan Muradiye’de 30 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*23 Şubat: Wan Tuşba’da 78 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*01 Mart: Wan İpekyolu’nda 116 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*04 Mart: Wan Muradiye’de 125 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*06 Mart: Wan Gevaş’ta 85 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*07-13 Mart: 1533 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*09 Nisan: Wan İpekyolu’nda 50 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*11 Nisan: Bitlis’te trafik kazasında 4 mültecinin ölü, 25 mültecinin de yaralandığı bilgisine ulaşıldı.
*13 Nisan 2022 de Wan Çaldıran’da 3 mültecinin ölü bulunduğu bilgisine ulaşıldı.
*13 Nisan: Wan Erciş’te 96 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*17 Nisan – 2 Mayıs: Wan Muradiye’de 101 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*3 Temmuz: Wan Saray’da 1 mülteci çocuğun ölü, 13 mültecinin de yaralandığı bilgisine ulaşıldı.
*5 Temmuz: Ağrı’da 273 Afgan mültecinin sınır dışı edildiği bilgisine ulaşıldı.
*07 Temmuz: Wan’da 408 Afgan mültecinin sınır dışı edildiği bilgisine ulaşıldı.
*14 Temmuz : Wan Tuşba’da 23 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*26 Ağustos: Wan Gevaş’ta trafik kazasında 1 mültecinin ölü, 13 mültecinin de yaralandığı bilgisine ulaşıldı.
*11 Ekim: Wan Özalp’ta 23 mültecinin gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı.
*18 Ekim: Wan Tuşba’da trafik kazası sonucu 7 mültecinin yaralandığı bilgisine ulaşıldı.
*22 Kasım: Ağrı’da 136 mültecinin sınır dışı edildiği bilgisine ulaşıldı.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***