RIHA – QSD’nin DAİŞ yönelik başlattığı “Cîzre Yıldırımı Operasonu”nu değerlendiren gazeteci Ahmed Muhammed, “Türkiye’nin saldırıları ne kadar artarsa, DAİŞ’te o kadar büyüyor” dedi.
Demokratik Suriye Güçleri (QSD), Cizre Bölgesi’nde başlattığı “Cîzre Yıldırımı (Saîqet El Cezîre)” Operasyonu kapsamında 154 DAİŞ’li yakaladı. Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri ve DAİŞ’e Karşı Uluslararası Koalisyonun işbirliği ile 29 Aralık’ta başlayan operasyon 8 gün sürdü. Operasyon Cizre Bölgesi’nin Qamişlo ve Hesekê Kantonu’na bağlı Til Hemîsê, Til Berak ve Hol ilçelerini kapsayacak şekilde başlatıldı. 6 Ocak’ta sona eren operasyon ardından QSD 9 Ocak’ta Til Hemîsê ilçesine bağlı Qîrewan köyünde DAİŞ çetelerine ait silah ve cephane deposu ele geçirdiğini duyurdu.
DAİŞ HÜCRELERİ
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim bölgesinde çalışan araştırmacı-gazeteci Ahmed Muhammed, QSD’nin düzenlediği operasyona dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
QSD’nin Mart 2019 yılında yapmış olduğu son açıklamaya göre, DAİŞ’in coğrafik olarak bittiğini, fakat hücre yapılanması şeklinde bölgede yer aldığını hatırlatan Muhammed, DAİŞ’in özellikle Irak-Suriye arasındaki bölge, Şam hükümetinin egemenliği altındaki yerlerde ve Türkiye’nin himayesi altındaki yerlerde varlığını sürdürdüğünü söyledi. Bunun için QSD’nin 2019 yılından beri DAİŞ hücre yapısına yönelik aralıksız bir şekilde operasyonlar sürdürdüğünü ifade eden Muhammed, QSD’nin 29 Aralık’ta Cizre Yıldırımı Operasyonu adıyla yeni bir operasyon daha başlattığını, başlatılan bu operasyonun Qamışlo ve Hesekê Kantonlarının kuzeyinde bulunan halkın talebiyle gerçekleştiğini vurguladı. Muhammed, “Diğer yandan bu bölgelerde DAİŞ’in büyük bir hareketliliği söz konusuydu. Hem o bölgedeki halktan ‘zekat’ adı altında fidye istiyordu, hem de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminde yer alan kişileri hedef alıyorlardı. Bununla birlikte Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri ile Arap aşiretlerinin ileri gelenleri hedef alınıyordu. Bunun için QSD bu süreçte bir operasyon yapma gereği duydu” dedi.
OPERASYON 8 GÜN SÜRDÜ
Başlatılan operasyonun 8 gün sürdüğünü ve 6 Ocak’ta sonlandığını dile getiren Muhammed, operasyon kapsamında 154 DAİŞ üyesinin tutuklandığını vurguladı. Tutuklananlardan 20 tanesinin bölgede halktan fidye topladığını, bölgenin huzurunu bozmak için çalıştığını kaydeden Muhammed, “Bunlar DAİŞ hücreleriyle doğrudan bağlantıları olmasa bile QSD’nin operasyonu başlatmasına neden olan sorunların içindeydiler. Bunlardan bazıları Şam rejimiyle ilişkiliydi, bazıları da sadece para için bu kirli işler içindeydi. Diğer tutuklananlarda DAİŞ çeteleriyle bağlantılıydı. Bunlardan bazıları Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri’ne yapılan saldırılarda yer almışlardı. İçlerinden bazıları çetelerin ihtiyaç duyduğu malzemeleri tedarik ederken, bazıları da patlayıcı madde konusunda uzman kişilerdi. Yine Irak’tan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim bölgesine DAİŞ için silah, cephane taşıyan kişiler vardı. Operasyon, 8 gün boyunca gün gün ilerledi. QSD elinde bulunan bilgilerle doğrudan Til Berak, Til Hemîsê ve Hol Kampında operasyon sürdürdü. İstihbari bilgiler dâhilinde bazı evler ve köylerin yakınındaki bazı mezralara da operasyon yapıldı. Bu operasyon kapsamında bazı cephaneler ele geçirildi” diye konuştu.
‘KARIŞIKLIK ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORLAR’
DAİŞ’lilerin neden Cizre Bölgesi’nde yer edindiklerine değinen Muhammed, şunları aktardı: “Bu bölgeler 2014 yılından itibaren DAİŞ’in yer edindiği yerlerdi. YPG ve YPJ bu bölgeleri özgürleştirene kadar DAİŞ buralarda barınıyordu. O bölge DAİŞ çetelerini kucaklamıştı. DAİŞ, bu bölgede bir iz bırakmıştı. DAİŞ’e karşı inanç bu bölgede can buluyor. Bugüne baktığımız zaman DAİŞ hücrelerinin çoğu o bölgede yer alıyor. Bunun yanında yine Til Berak, Til Hemîsê, Hol ilçelerinde DAİŞ çetelerinin içine konulduğu cezaevleri var. Yine bunların ailelerinin bulunduğu kampta bu bölgede. Tüm bunlardan dolayı o bölgede DAİŞ hareketlenmesi daha fazla. DAİŞ hücreleri de çetelerini cezaevlerinden kurtarmak ve kamplardaki ailelerini oradan kaçırmak için karışıklık çıkarmaya çalışıyorlar.”
‘TÜRKİYE’NİN SALDIRILARI DAİŞ’İ HAREKETLENDİRİYOR’
Cizre Yıldırımı Operasyonu’nun, Türkiye’nin 19 Kasım’da Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Bölgesi’ne yönelik gerçekleştirdiği saldırılarla doğrudan ilişkili olduğuna değinen Muhammed, “Türkiye ya da ona bağlı çetelerin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Bölgesi’ne yönelik saldırısı olduğu zaman, QSD DAİŞ’e yönelik sürdürdüğü operasyonları durdurup saldırının geldiği yöne yöneleceğini belirtmişti. Çünkü öncelikli görevinin kendi sınır güvenliğini sağlamak ve işgale karşı savunmak olduğunu duyurmuştu. Durum böyle olunca Türkiye özerk yönetime saldırdığı zaman, DAİŞ’e yönelik yürütülen operasyonlar zayıfladı ve DAİŞ tekrar canlanmaya başladı. Türkiye’nin saldırıları ne kadar artarsa, DAİŞ’te o kadar büyüyor. Bu açık bir şekilde ortadadır. DAİŞ, Türkiye ve NATO’nun bir projesidir. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Bölgesi’ndeki iradeyi yok etmek için kurulan bir projedir. Türkiye ve bu hücreler arasındaki ilişki doğrudan bağlantılıdır. Türkiye DAİŞ’in bitirilmesinde büyük bir engeldir. Bölgedeki saldırısını bitirmediği müddetçe DAİŞ yaşam olanağı bulacaktır” ifadelerini kullandı.
‘DAİŞ, ŞAM VE TÜRKİYE HÜCRELERİ’
“Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Bölgesi’nde sadece DAİŞ hücreleri yok” diyen Muhammed, “Bununla birlikte Şam rejimine bağlı hücreler de bulunuyor. Yine Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Bölgesi’nde işgal ettiği bölgelere yerleştirdiği çetelere ait hücreler de mevcut. Tüm bu hücreler DAİŞ hücreleri gibi görünüyor. Bu hücreler halkı özerk yönetime karşı ayaklandırmak istiyor. Bir diğer amaçları ise özerk yönetimi hedef almaktır. Şam rejiminin hücreleri bölgede kaos yaratmak istiyor, DAİŞ hücreleri de zaten kendi ideolojisini yaymak istiyor” şeklinde konuştu.
OPERASYONUN İKİNCİ AŞAMASI
QSD’nin operasyonlarının devam edeceğine değinen Muhammed, Cizre Yıldırımı Operasyonu’nun ikinci aşamaya geçtiğini ifade etti. Operasyonun ikinci aşaması kapsamında 9 Ocak’ta Qamişlo Kontonu’na bağlı bir köyde yapılan operasyonda DAİŞ’e ait bir cephane deposunun bulunduğunu dile getiren Muhammed, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bölgede huzuru ve güvenliği bozmak isteyen DAİŞ çetelerine karşı QSD’nin mücadelesi sürüyor. Fakat DAİŞ, sadece QSD’nin operasyonlarıyla ne Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Bölgesi’nde ne bölge ülkelerinde ne de dünya ülkelerinde bitmez. Bu operasyonlar yeni katliamlarının yaşanmasını engelliyor, fakat bitirmesi için yeterli değil. Çünkü DAİŞ için savaşan 19 bin tutuklu çete, QSD yönetimindeki cezaevlerindeler. Bununla birlikte 53 binden fazla DAİŞ çetelerinin aileleri Hol ve Roj kamplarındalar. Bunlara bir çözüm bulunana kadar bunlar Cîzre bölgesinde tutuluyor ve güvenlikleri sağlanıyor.”
‘ADIM ATILMADIKÇA SORUN DEVAM EDECEK’
Uluslararası sessizlik olduğuna işaret eden Muhammed, “QSD, bunların yargılanması için uluslararası bir yargılama istiyor. Bunların durumlarının ne olacağına dair bir çözüm istiyor. Bu konuda adım atılmayınca beraberinde çözümsüzlük getiriyor. DAİŞ sadece operasyonlarla ele alınmamalı. Bir bütünen ele alınıp çözüme kavuşturmalı. Koalisyon, QSD için sadece cephane konusunda biraz yardım sağlıyor. Bundan daha fazla adım atmasına ihtiyaç var. Uluslararası devletlerin vatandaşları olan DAİŞ çetelerinin ailelerini almaları gerekiyor. Fakat bu güne kadar bu konuda adım atılmış değil. Bu adımlar atılmadığı müddetçe de DAİŞ sorunu devam edecektir” dedi.
MA / Ömer Akın
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***