RIHA – Türkiye-Suriye görüşmesine dikkat çeken gazeteci Stêrk Gulo, “Halk Suriye topraklarında çözüm arıyor. Kuzey ve Doğu Suriye iradesi tanınmadığı müddetçe çözüm olmaz” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 20 Kasım’da başlattığı saldırıları sürdüren Türkiye, kara harekatı için uluslararası güçlerden istediği onayı şimdilik alamadı. AKP-MHP iktidarı, amacına ulaşmak için Şam yönetimi ile 2011’de kestiği ilişkilerini yeniden kurmak için girişimlerde bulunuyor. Bunun için 28 Aralık 2022’de Moskova’da Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas bir görüşme gerçekleştirdi. Seçim öncesi AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Beşar Esad’ın da görüşmesi bekleniyor.
Kuzey ve Doğu Suriye’de gazetecilik yapan Stêrk Gulo, bölgeye dönük saldırıları ve Türkiye-Suriye görüşmelerini değerlendirdi.
Türkiye’nin 19 Kasım’da başlattığı saldırıların 45 gündür aralıksız bir şekilde sürdüğüne işaret eden Gulo, saldırıların hegemon güçlerin bölgenin parçalanmasında ittifak oluşturmak istediği bir dönemde yapıldığını ifade etti. Özerk yönetimi parçalamak isteyen bu ittifakın bugüne kadar Suriye ve Suriye halkları için çözüm getirmediğini dile getiren Gulo, saldırıların Suriye’de demokratik ulus paradigmasıyla kendini var eden demokratik özerkliği yok etmeyi hedeflediğini söyledi.
‘HALK GÜÇLÜ DURUŞ GÖSTERDİ’
Türkiye’nin saldırılarda halkın yaşam alanlarını hedef aldığını ifade eden Gulo, halkın saldırılara karşı güçlü bir duruş sergilediğini ifade etti. Gulo, “Bu irade, sahiplenme, birliktelik, bu saldırılara karşı başlı başına devrimci halk savaşını ortaya çıkardı. Bölge bugün birlikte güçlü bir duruş gösterdi. Bu sadece Türklere büyük bir mesaj değildi. Aynı zaman da bölgede bulunan diğer güçlere de mesajdı. Halklar özerk bir yönetimde yaşamak istiyor” şeklinde konuştu.
‘KOBANÊ DÜŞSEYDİ…’
Til Rifat, Kobanê, Minbic’in hedef alındığını, saldırılarda bölgede çıkarları olan güçlerin ortak olduğunu belirten Gulo, “Efrîn işgal edildiğinde Rusya dile getirdi. ‘Türkiye’nin bana verdiği 3 tane Efrîn eder’ dedi. Türkiye’ye NATO’da destek veriyor. Erdoğan Kobanê, Minbîc ve Tıl Rıfat’a saldıracağını söylediği zaman Suriye’nin ekonomi can damarını eline almak istiyor. Diğer bir amaç ise Özerk Yönetim’i hedef alarak yok etmek istiyor. Kobanê dünyada direnişiyle tanınan bir kenttir. DAİŞ’e karşı zaferin sembolü olarak dünyada tanındı. Herkes Kobanê’nin rolünün insanlığın özgürleşmesindeki önemini iyi biliyor. Kobanê eğer düşseydi, Amerika, Rusya ve bütün Avrupa DAİŞ’in büyük saldırılarının hedefi olacaktı. Kobanê kendini dünyaya kalkan yaptı. Bugün açık bir şekilde Kobanê’ye saldıracaklarını söylüyor. Bu Amerika’da bir rahatsızlık yarattı. Koalisyon güçlerinin bu durumdan rahatsız olduğunu görüyoruz. Fakat buna karşı da ciddi bir tepki gösterilmemiştir. Buna karşı ciddi tepki gösterilseydi, Türkiye bu kadar açık tehdit edemezdi. Bu kadar açık şekilde Suriye’deki sivil halka saldıramazdı. Buradan da anlaşıldığı gibi bazı ortak planlar var” diye konuştu.
MOSKOVA GÖRÜŞMESİ
19 Kasım’daki saldırılarda Dışişleri Bakanı Faysal Miqdat’ın “Suriye’ye karşı saldırı olursa direneceğiz” dediğini, Beşar Esad’ın ise halk direnişinden bahsettiğini hatırlatan Gulo, Baas Rejimi ile Türkiye arasındaki görüşmelere dair şunları söyledi: “Moskova’daki görüşmede Rusya, Suriye’yi Türkiye ile görüşmeye zorluyor. Fakat Suriye kendi sorununu içeride çözebilir. ABD, Rusya ve koalisyon güçleri de kendi çıkarlarına göre hareket ediyor. Moskova görüşmesi de bu hesaplamalar üzerinedir. Bu görüşmenin göç için yapıldığı dile getiriliyor. Erdoğan bu göçmenleri koz olarak çok gündeme getiriyor. Ama biliyoruz ki bunlar sadece göçmenler değil, eğittikleri çetelerdir.”
‘ÇÖZÜM SURİYE’DE’
Suriye ile Türkiye görüşmesine büyük tepkilerin yağdığını ifade eden Gulo, “Halk Suriye topraklarında çözüm arıyor. Kuzey ve Doğu Suriye iradesi tanınmadığı müddetçe çözüm olmaz. Bu nedenle işgalci Türkiye, kendi güvenliğini sağlama gerekçesiyle bazı kentleri işgal etmek istiyor. Bu tehdit devam ediyor. Bu Moskova’daki toplantının isteğidir. Bana göre istedikleri şey bu toplantıdan çıkmadı. Bu nedenle başka düzeyde toplantıların gerçekleşmesini istiyor. Beşar Esad zaten daha önce Türkiye’nin bütün güçlerini Suriye’den çekmeyene kadar görüşme gerçekleştirmeyeceğini söyledi. Türkiye’nin de bir gerçekliği var ki, nereyi işgal ederse oradan kolaylıkla çıkmıyor. Bu nedenle bu işgallere karşı güçlü bir irade gösterilmezse, Türkiye buralardan çıkmayacak. Suriye halkı da bunu biliyor. Türkiye’nin işgal üzerine tarihini biliyor. Arap halkı da halen Osmanlı’nın işgalini unutmuş değil. Bu nedenle de Adana Mutabakatı ve Misak-ı Milli projesinde olduğu gibi, Süryani, Kürt, Arap ve Ermeni halkları bunlardan rahatsız. Çareyi, çözümü halklar, bu topraklardaki görüşmelerde arıyor. Suriye halkları onaylamadıkça bu görüşmeler amacına ulaşmayacaktır” diye konuştu.
‘HALKLAR DİRENİŞTE ISRARLI’
Türkiye’nin arayışlarına işaret eden Gulo,”Sadece Moskova’da değil, bundan sonra hangi ittifak yapılırsa yapılsın Türkiye için kolay olmayacak. Halklar direnişte ısrarlıdır ve zorlu sınavlardan geçmiştir. Kuzey ve Doğu Suriye halkları, Zap ve Orêmar’daki gerilla direnişi kendilerine örnek alıyor” dedi.
MA / Müjdat Can
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***