– T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu, HDP aleyhine açılan kapatma davasını karara bağlayacak Anayasa Mahkemesi’nin Eski Kıdemli Başçavuş Hasan S. İle ilgili verdiği kararı köşesine taşıdı.
Tahincioğlu, Hasan S., 15 Temmuz’dan sonra ihraç edilen, suçu olmadığını belirterek bu karara itiraz eden, bütün yolları tüketmesinin ardından “Nihayet hukuki bir karar çıkabilir” umuduyla AYM’ye başvuran isimlerden biri olduğunu belirtti.
“OHAL döneminde işlerinden edilen insanlar, OHAL Komisyonu, idare mahkemesi, Danıştay gibi yolları yıllar içerisinde güç bela geçebildikten sonra bireysel başvuru yolunu kullanarak AYM’ye başvurduğu”nu belirten Tahincioğlu, “AYM, sadece kimin örgüt üyesi olduğunu, kimin olmadığını karara bağlamıyorlar. Bir ülkedeki özgürlük alanının, iş güvencesinin ve yaşam hakkının da çerçevesini çiziyorlar” dedi.
Hasan S.’nin avukatı, Avukat Yakup Çağrı Arısoy’un yaptığı 21 ayrı başvuru için AYM’nin karar verdiğini belirten Tahincioğlu, “İki aydan kısa bir sürede 21 bin sayfayı okumuş, değerlendirmiş, karar vermişler” diyerek şunları söyledi:
“Hayatları kolaylaştırmaya gerek yok, 93 bin ile başlayan başvuru numaralarına bakılırsa insanların hayatlarıyla ilgili kararları “kopyala-yapıştır” yöntemiyle vermiş olduklarını görülebilirler.”
Tahincioğlu’nun yazısının ilgili kısmı şöyle:
“15 Temmuz’da emir üzerine kışladan çıktığını, işin nereye gittiğini görünce geri döndüğünü, kimseye zarar vermediğini, anayasaya sadakat gösterdiğini savunan Hasan S., ihraç kararının haksız ve hukuksuz olduğunu belirterek, 20 Ekim 2022’de AYM’ye başvurdu.
AYM, bireysel başvuruları belli bir prosedürle inceliyor ve karara bağlamak için önce başvuruyu “kabul edilebilir” bulması gerekiyor.
Hasan S., başvurusunun sonucunun aylar sonra gelmesini bekliyordu ancak 6 Aralık 2022’de, henüz iki ay bile dolmadan yanıt geldi.
Başvurusu AYM İkinci Bölüm Komisyonu tarafından “kabul edilemez” bulunmuş ve İkinci Bölüm gündemine alınmamıştı.
Kararı veren üyelerin tavrı netti. AYM’nin belli konularda pilot kararları vardı ve Hasan S. hakkındaki dava dosyası açık biçimde durumunun kriterlere uygun olmadığını gösteriyordu.
Şunları sıralıyordu komisyon:
“Terör örgütüne üyelikten ceza alınmış olması, başvurucunun örgütün köy ünitesinde aktif çalıştığı, sohbet hocalığı yaptığı, Aktif Sen üyesi olduğu, bu gerekçeyle para topladığı, Bank Asya’da hesap açarak kaynağı belirsiz paraları hesaba yatırdığı…”
AYM’nin sıraladığı gerekçelere bakılınca, “daha ne olsun?” denilebilir elbette…
Ancak küçük bir sorun var!
Hasan S.’nin bütün bunlarla ilgisi yok.
Elbette bir askerin Aktif Sen üyesi olması mümkün değil.
Köylerle, sohbetlerle de ilgisi yok.
Bambaşka bir dosya, bambaşka bir durum.
Sırrı çözmek aslında zor değil.
AYM’nin başka kararlarına bakılarak da sır çözülebilir ancak bulunan yakın tarihli karar çözmek için yeterli.
Hayatları kolaylaştırmaya gerek yok, 93 bin ile başlayan başvuru numaralarına bakılırsa insanların hayatlarıyla ilgili kararları “kopyala-yapıştır” yöntemiyle vermiş olduklarını görülebilirler.
Satır satır aynı kararlarda, gariptir, imzası olan üyeler farklı.
Herhalde dayanışmak için olacak, farklı üyeler, birbirlerinin baktığı dosyalarda bütünüyle aynı kararları vermiş.
Aslında mesleği tuttursalar belki bu kadar göze batmazdı ama kopyala yapıştır kararlara konu başvuruculardan biri ihraç asker, biri ihraç öğretmen. Benzer örnekler de bulmam mümkün.
Söz konusu tarihlerde Hasan S.’nin avukatı, Avukat Yakup Çağrı Arısoy’un yaptığı 21 ayrı başvuru için de karar verilmiş durumda.
Her başvurunun bini aşkın ekleri ve dosyaları mevcut.
Aylarca emek verilerek oluşturulmuş, örnekleri çıkartılmış dosyalar.
İki aydan kısa bir sürede 21 bin sayfayı okumuş, değerlendirmiş, karar vermişler.
“Üyeler bütün dosyaları okumuyor, raportörler okuyor” denilebilir.
Demek raportörler seferber olup bu dosyaları eritmeyi koymuşlar kafalarına. Ancak üyenin de en azından hazırlanan raporları okuması gerekir. Bu bile rekor bir hıza işaret ediyor.(Kaynak)
Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***