AMED – Tecride karşı Amed ve Wan’da yapılacak kitlesel yürüyüşlere katılma çağrısı yapan MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Zeki Baran, “Sayın Abdullah Öcalan’ın evrenselleşen paradigması ve Kürt halkının mücadelesi tecridi kıracaktır” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağırlaştırılmış tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 621 gündür haber alınamıyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Barış Anneleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki sistematik tecride ilişkin 11 Aralık’ta Amed’de, 12 Aralık’ta ise Wan’da kitlesel yürüyüşe hazırlanıyor. MED TUHAD-FED Eş Başkanı Zeki Baran, yürüyüşün önemine dikkati çekerek, halka katılım çağrısında bulundu.
‘ÖCALAN’IN PARADİGMASI İKTİDARLARA KARŞI’
Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigmanın güçsüzün yanında, güçlünün karşısında olduğunu belirten Baran, “Sayın Öcalan’ın düşünce ve fikirlerinin özelliği ne bir kişi, ne grup, ne aile, ne de sadece toplumdur. Kürdistan’da yaşayan ve tüm dünya insanları içindir. Sayın Öcalan, mevcut sistemin tüm sorunlarını değerlendirerek, düşünce ve fikirlerini kamuoyu ile paylaştı. Kürt halkının 50 yıldır sürdürdüğü özgürlük mücadelesi de bu özelliğe dayanmaktadır. Tarihte Kürt isyanları hep isimlerle ya da ailelerle tanımlandı. Sayın Öcalan’ın düşünce ve fikirlerinin özelliği, aile ya da tek bir kişi tarafından değil, tüm halklar tarafından tanımlanmıştır. Dünyada da Kürt halkının bir özgünlüğü vardır, Kürt ideolojisi İskender’den Osmanlı’ya ve günümüze kadar hep ihlal edilmiş, ezilmiştir. Bütün iktidarlar hesaplarını Kürdistan coğrafyası üzerine yapmışlardır. Kürt halkı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı ama Sayın Öcalan’ın paradigması sayesinde Kürtler kendilerini yeniden tanıdı. Kürt halkının mücadelesi tüm ezilen halkların ortak paydasıdır” dedi.
‘EVRENSELLEŞEN PARADİGMA’
Doğu Kürdistan ve İran’daki ayaklanmalara dikkati çeken Baran, İran’da “Ahlak polisi” tarafından katledilen Jîna Emînî şahsında evrenselleşen “Jin jîyan azadî” sloganın da Öcalan’ın paradigmasının bir parçası olduğunu ve şu an tüm dünyaya yayılan bir slogan haline geldiğini vurguladı. Baran, şöyle devam etti: “Dünyanın her yerinde kadınlar bu sloganla sistemden hoşnutsuzluklarını dile getiriyorlar. Bu nedenle Sayın Öcalan’ın düşünceleri ve fikirleri sadece Kürt halkı için değil, tüm Ortadoğu ve dünya halkları içindir. 24 yıldır Sayın Öcalan ağır tecride maruz kaldı. Tecrit her ne kadar fiziki olarak uygulansa da tecridin temel amacı Sayın Öcalan ve halk arasındaki bağı koparmak. Sayın Öcalan büyük bir lider, dolayısıyla Öcalan’ın fiziki olarak özgür olması gerekir ki halklara öncülük etsin. Tecrit her ne kadar Öcalan ve halk arasında fiziki olarak bir mesafe bırakmış olsa da onun düşünce ve fikirleri her zaman halkların arasında yayılıyor.”
‘MESELE KÜRT KAZANIMLARI’
Sistematik tecrit uygulamasına karşı sessiz kalan tüm kurum ve siyasi partiler, Kürt karşıtı politikalarda birleştiğini ifade eden Baran, “Bunun en çarpıcı örneği bugün Rojava’da yaşanan savaştır. Sadece Kürdistan değil, mesele Kürtler ve Kürt kazanımları ise saldırılar hak görülüyor. Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar bu anlayış temel politika olarak yürütülüyor” diye belirtti.
‘MÜCADELE TECRİDİ KIRACAK’
Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı ziyaretinde Öcalan’la görüşüp görüşmediğine ilişkin açıklama yapmamasını da eleştiren Baran, şunları ifade etti: “Sayın Öcalan görüşmeye gitmeyerek bu tutuma tepki vermiş olma ihtimali var. Ama CPT daha önce İmralı cezaevini ziyaret etmiş ve işkence yapıldığına dair haberler gelmiş, ancak İmralı cezaevinde bir değişiklik olmamasına rağmen CPT buna uymamıştı. Tecrit tedbirlerini uygulayanlar Türk devletinin yetkilileri olmasa da CPT diyor ki biz raporumuzu Türkiye ile paylaşacağız, sonra açıklama yapacağız, o zaman gelişinin ve uygulamasının anlamı nedir. CPT uluslararası bir örgüt, çatışmaları çözme sorumluluğu var ama sorumluluğunu yerine getirmiyor. Sayın Öcalan’ın sağlığıyla ilgili de endişeler var, 20 aydır kendisinden haber alınamıyor. İmralı cezaevindeki diğer tutuklular hakkında da bir bilgi yok. Veysi Aktaş’ın babası birkaç gün önce vefat etmesine rağmen cenazeye katılmasına izin verilmedi. İmralı cezaevi derin bir izolasyon içinde. İnanıyorum ki Kürt halkının duruşu ve mücadelesi bu tecridi kıracaktır.”
‘YÜRÜYÜŞE KATILALIM’
Tecride karşı 11 Aralık’ta Amed ve 12 Aralık’ta Wan’da yapılacak olan yürüyüşe katılım çağrısında bulunan Baran, şunları söyledi: “Wan’da hasta ve infazları yakılan tutuklular için başlatılan adalet nöbetinin yıldönümünde tecride yönelik yürüyüş yapılacak. Hasta tutukluların durumları doğrudan tecritle bağlantılıdır. Öcalan üzerinde ki tecride ve hasta tutukluların serbest bırakılması için kendisine insanım, vicdanım var diyen herkesi eyleme katılmaya çağırıyoruz. İmkânı olanlar nerede olursa olsun o yürüyüşlere katılmalı, imkânı olmayanlar ise buna karşı memnuniyetsizliğini göstermelidir. Tüm kurumları, partileri ve özellikle Kürt halkını yürüyüşlere katılmaya çağırıyoruz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***