İstanbul’un kalbi konumundaki İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım Pazar günü patlayan bomba, 2’si çocuk 6 kişinin ölümüne neden oldu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırının PKK/PYD tarafından yapıldığını aktardı.
PKK ve PYD tarafından yapılan açıklamalarda ise saldırının kendileriyle hiçbir ilgisinin olmadığı öne sürüldü.
SORU İŞARETLERİ DEVAM EDİYOR
Saldırının ardından, bombayı bırakan kişi ve saldırının planlayıcılarının, IŞİD ve ÖSO’yla bağı olduğuna dair iddialar gündeme geldi.
Bombayı bırakan 1999 doğumlu olan Suriye uyruklu Ahlam Albashır’ın Kürt olmadığı biliniyor ve Arap kökenli olduğu belirtiliyor. Türkiye’ye tam olarak ne zaman geldiği konusunda ise çelişkili bilgiler var.
Soruşturmayla ilgili yapılan işlemler ve açıklamalar çok sayıda soru işaretini gündeme getirdi.
OPERASYON BAŞLADI
İstiklal Caddesi’ndeki saldırının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak ve Suriye’deki PKK-PYD hedeflerine yönelik hava operasyonları düzenledi.
Hükümet, yakın zamanda kara operasyonunun da başlayacağını belirtiliyor.
YPG’DEN ULUSLARASI KAMUOYUNA ÇAĞRI: BİZİ UNUTMAYIN
YPG, TSK’nın kara operasyonu öncesi uluslararası kamuoyundan destek görmek için hamlelerini sıklaştırdı.
YPG lideri Mazlum Abdi, ABD’nin önde gelen gazetelerinden The Washington Post için bir yazı kaleme aldı ve Türkiye’nin olası operasyonuna karşı ABD’den destek istedi.
“Suriye’deki en sadık Amerikan müttefikiyiz, bizi unutmayın” başlıklı yazısında Abdi, “Bu sefer IŞİD’in değil, bir ABD müttefiki ve NATO üyesinin tehdidi altındayız. Bir haftadır Türkiye şehirlerimizi bombalıyor, sivilleri öldürüyor, IŞİD ile savaşan YPG’lileri hedef alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’daki patlamayı sebep olarak gösteriyor. Net olacağım: Biz bu terör saldırısını kınıyoruz, suçlamaları reddediyoruz, kurbanlara baş sağlığı diliyoruz. Bir araştırma yapılması çağrımızı yineliyoruz, böyle bir araştırma olursa destek sağlarız. Uluslararası camiayı Türkiye’nin operasyonuna karşı somut adım atmaya, Kürt sorununa demokrasiye, eşit temsil ve eşit haklara dayanan bir siyasi çözüm bulunmasını teşvik etmeye çağırıyoruz. Halkımızın varlığı ve bölgenin güvenliği buna bağlı” ifadelerini kullandı.
Abdi, YPG kontrolündeki bölgelerin Türkiye’ye geçmemesi gerektiğini söyledi:
“Bizim idaremizdeki bölgelerde etnik birliktelik, dini özgürlük ve kadın hakları korunuyor. Türkiye ve Türkiye destekli milis güçler etnik ve dini azınlıklara ve kadınlara karşı suç işliyor.”
ÇÖZÜM SÜRECİ MESAJI: O GÖRÜŞMELER YAPILIRKEN TÜRK KOMŞULARIMIZLA BARIŞ İÇİNDE YAŞADIK
2012 yılında başlayan ve 2015’teki seçimlere kadar süren Çözüm Süreci’ni hatırlatan Abdi, şunları kaydetti:
“Bölgemize bu kadar acı ve ıstırap getiren çatışmaların kökünün politik olduğuna inanıyoruz. Kürtler ve Türkler arasında doğuştan gelen bir nefret yok: Türk liderler, Kürtleri bir güvenlik tehdidi olarak görmek ve temel demokratik haklarımızı reddetmek için siyasi bir tercih yaptılar.
Geçmişte Erdoğan, PKK ile bu yapı ve Türk devleti arasındaki silahlı çatışmayı sona erdirmek ve Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek için müzakerelerde bulundu. O görüşmeler yapılırken Türk komşularımızla barış içinde yaşadık. Yeniden başlatacak olsalardı, bunu tekrar yapabilirdik.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***