Türkiye’de kadın hak örgütleri, AKP’nin başörtüsü gerekçeli anayasa değişikliği teklifine “hayır” oyu verme çağrısı yaptı ancak TBMM’deki muhalefet partilerinde kısmen “kararsızlık” sürüyor.
AKP’nin MHP lideri Devlet Bahçeli ile MHP Grubu’nun ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin desteğiyle 336 imza ile TBMM’ye sunduğu anayasa değişikliği teklifi, 3 Ocak’tan sonra Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye başlayacak.
AKP’li TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un imza attığı ancak iç tüzük uyarınca Meclis Genel Kurulu’nda “evet” oyu veremeyeceği teklife, son olarak muhalefet cephesindeki Saadet Partisi’nden de imza desteği gelmişti. Saadet Partisi’nin Meclis’teki temsilcisi konumundaki Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman da, 19 Aralık’ta teklife imza atmıştı.
Dolayısıyla Bağımsız İstanbul Milletvekili Fatih Mehmet Şeker’in de sunum aşamasında imza vermiş olduğu teklife, şu anda TBMM Genel Kurulu’ndaki olası oylamada en az 336 “evet” oyu verilecek görünüyor.
Görüşmeler öncesinde AKP Grubu, teklifi Meclis çatısı altında hızlıca yasalaştırmak için muhalefet parti gruplarından destek talebinde bulunma hazırlığında. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, “Çok net söylüyoruz; değişiklik 400 ve üzeri bir oyla kabul edildiği zaman halk oylamasına gitmeyeceğiz” demişti. AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin başkanlığındaki bir AKP heyeti, gelecek hafta Meclis’te CHP, HDP ve İyi Parti gruplarını ziyaret edecek.
Bu arada muhalefet cephesinde, “altılı masa” işbirliğindeki CHP ile İyi Parti arasında söz konusu anayasa değişikliği teklifine ilişkin fikir birliği henüz sağlanamadı. Kadın örgütleri ise laiklik, inanç özgürlüğü ve eşitlik ilkesine aykırı olduklarını vurguladığı anayasa teklifine karşı harekete geçti. Kadın örgütleri, CHP, HDP ile İyi Parti’ye yönelik “hayır” oyu verilmesi yönünde girişimlere başladı.
Peki muhalefet cephesi teklife nasıl bakıyor?
Muhalefet cephesinde 28 Kasım’da Demokrat Parti ev sahipliğindeki altılı masa buluşmasında liderler arasında AKP-MHP’nin anayasa değişikliği teklifi üzerinde duruldu.
Ortak açıklamada yer verilmemekle birlikte masada, özellikle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik diğer liderlerce CHP Grubu’nun Meclis’te iktidar cephesince sunulan teklife olumlu oy verilmesi gerektiği görüşünü dile getirdiği öğrenilmişti. Kılıçdaroğlu’nun ise bunu CHP içerisinde görüşeceklerini ifade ettiği aktarılmıştı. Son olarak Kılıçdaroğlu, “Anayasa değişikliğini elbette görüşeceğiz. Verilen teklif çok sorunlu bir teklif. AK Parti, tekrar grupları ziyaret edecek ve biz de kendi düşüncelerimizi onlarla paylaşacağız” demekle yetindi.
İyi Parti Grubu’nun olası tutumu açısından Meral Akşener’in başkanlığındaki Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısında Meclis’te anayasa değişikliği teklifine “evet” oyu verilmesi kararı kamuoyuna açıklanmıştı. Bu nedenle İyi Parti Grubu tarafından “evet” oyu verileceği düşünülüyor.
Meclis’te temsilcisi olmayan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da konu halk oylamasına taşınmaksızın Meclis’te çözülürse bunun Kılıçdaroğlu’nun başarısı olacağı yönünde açıklamalar yaptı.
Meclis’te İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’yla temsil edilmekte olan DEVA Partisi lideri Ali Babacan da, “Mesele temel haksa referanduma götürülmemeli” görüşünde. Dolayısıyla DEVA’nın oyu da “evet” olarak yorumlanıyor.
Son günlerde İyi Parti kurmayları, TBMM’de eğer anayasa teklifine destek verilmezse ve teklif halk oylamasına sunulacak olursa bunun seçim yılında üçüncü sandık kurulması anlamına geleceğini vurguluyor. İyi Parti kurmayları, CHP’nin “hayır” oyu tutumu nedeniyle muhafazakar seçmenler açısından altılı masa işbirliğine de oy kaybı şeklinde olumsuz yansıma olabileceği görüşünü savunuyor. Dolayısıyla İyi Parti cephesinden Kılıçdaroğlu ile CHP Grubu’na yönelik anayasa değişikliği teklifine “evet” oyu verilmesi yönünde telkinde bulunulduğu gözlemleniyor.
EŞİK: “Laiklik ve eşitlik ilkesine aykırı, hayır denilmeli”
Kadın örgütlerince ortak mücadele için oluşturulmuş Eşitlik İçin Kadın Platformu kısa adıyla EŞİK ise, “Tartışmasız Hayır” çağrısıyla AKP-MHP-BBP’nin anayasa değişikliği teklifini “demokratik bir anayasa metninin en temel ilkeleri olan laiklik, din, inanç ve ibadet özgürlüğü ve eşitlik ilkelerine temelden aykırıdır” şeklinde değerlendirdi.
EŞİK’ten yapılan yazılı açıklamada, “Bu Anayasa değişikliği teklifi, toplumun bir arada özgürce yaşamasının güvencesi olan, ama 20 yıllık AKP iktidarı süresince sistematik olarak zayıflatılan laiklik ve eşitlik ilkelerini tamamen terk etmenin ön hazırlıklarından biridir. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede, bir kişinin kararıyla çekilme kararı verenler ve sayısız insan, kadın ve çocuk hakları ihlallerinin doğrudan sorumluları ile ne Anayasa, ne de herhangi bir yasa yapılamaz. Özgür ve demokratik bir tartışma ortamı yokken, yargı bağımsızlığına güven yitirilmiş, yargı, muhalifleri hapis cezaları ya da siyasi yasaklarla susturmanın temel araçlarından biri haline getirilmişken; bu ülkede bir Anayasa tartışması yapılamaz” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, “Temel haklar referandum konusu yapılamaz. Din, inanç ve ibadet özgürlüğü, laiklik, eşitlik ve ailede eşitlik kavramları gibi temel haklar referandum ile tartışmaya açılamaz. Kadınların kıyafetine ilişkin düzenlemelerin yeri anayasalar değildir. Anayasalar insanların kılık kıyafeti ile uğraşmazlar. Eşitlikten ve laiklikten vazgeçmeyeceğiz. Kadınlar olmadan kadınların hayatları hakkında karar verilmesine izin vermeyeceğiz. Müzakerelere katılmayın. Komisyon görüşmelerine de Meclis oylamasına da katılmayı topluca reddedin. Hayır deyin” çağrısı yapıldı.
Güllü: “Talebimiz fiilen eşitliğin sağlanmasıdır”
Bugün de Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atan iktidarın iyi niyetinden endişeliyiz. Anayasa’nın kanun önünde eşitliği düzenleyen 10. maddesine göre, ‘Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir’ denilmektedir. Ayrımcılığı zaten yasaklayan ve devlete bu yönde sorumluluk yükleyen bu maddeye rağmen sözde ayrımcılıkla mücadele adına Anayasa değişikliği yapılmak istenmesi düşündürücü ve tehlikelidir” açıklamasını paylaştı.
Güllü, “Başta Anayasamız ve Medeni Kanun olmak üzere CEDAW, AİHS ve diğer uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan temel hak ve hürriyetlere rağmen kadınların nasıl giyineceğini, ne şekilde örtüneceğini düzenleme çabası içine giren, Medeni Kanun’la düzenlenen haklarımızın elimizden alınmasına kadar gidebilecek yolu açan, ayrımcılık ve nefret söylemini adeta meşrulaştırarak laik, çoğulcu ve demokratik devlet ilkelerine de aykırı olan bu teklifi kabul etmiyoruz. Anayasa’nın eşitliği düzenleyen 10. maddesini görmezden gelerek, sözde ayrımcılığı önlemek adına yapılan bu değişiklik teklifi yerine; adalete ve sağlık hizmetlerine erişimde, eğitimde, siyasete katılımda, istihdamda, fiili eşitliğin sağlanarak kadınların şiddetten uzak yaşam haklarının güvence altına alınması talebimizdir” dedi.
AKP’nin anayasa değişikliği teklifinde neler öngörülüyor?
TBMM gündemindeki Anayasa değişikliği teklifinde, “din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24. maddeye, “temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılmasının, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamayacağı” ve “hiçbir kadının dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamayacağı ve bu nedenle kınanamayacağı, suçlanamayacağı ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamayacağı” hükümlerinin eklenmesi öngörülüyor.
“Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” başlıklı 41. maddeye ise “evlilik birliğinin ancak kadın ile erkeğin evlenmesi ile kurulabileceği” yönünde tanım eklenmesi öngörülüyor. Bu tanım eklenmesi özellikle LGBTİ bireylere karşı tutum alma olarak yorumlanıyor.