Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla yargılandığı dava 11 Ocak 2023’e ertelendi. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Ekim’den beri tutuklu bulunan Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda görülen davada mahkeme heyeti, savunma avukatlarının “adil yargılama” olmadığı gerekçesiyle yaptığı reddi hakim talebini yargılamayı uzatma amacı içerdiği gerekçesiyle geri çevirdi.
Polis bir önceki duruşmada olduğu gibi Adalet Sarayı’nın önünde ve salonun çevresinde olağanüstü güvenlik önlemleri aldı.
Salona yalnızca avukatlar, gazeteciler ve milletvekillerinin girmesine izin verilirken, yüzlerce Türk Tabipleri Birliği üyesi doktor duruşma salonunun bulunduğu koridora alınmadı.
Mahkeme, Fincancı’nın avukatlarının duruşmayı başka bir salona alınması teklifini bir önceki yargılamada olduğu gibi reddetti.
Fincancı: “Talimatla bir yargılamayla karşı karşıya olduğumuzu düşündürtecek ifadelerle karşılaşıyoruz”
Usule yönelik itirazların reddedilmesinin ardından Şebnem Korur Fincancı, bir önceki duruşmada savcının açıkladığı esas hakkında mütalaaya ilişkin savunmasını yaptı.
Sözlerine başlarken, “suçlamaları kabul etmediği için” savunma yapmadığını belirten TTB Başkanı, “İnanılmaz bir algıyla yürüyor bu süreç. Başından beri talimatla bir yargılamayla karşı karşıya olduğumuz düşündürecek ifadelerle karşılaşıyoruz. AKP sözcüsü ve iktidarın küçük ortağı ‘vatansız kalsın’ diyor. Kimi kimin vatanından kovuyor?” diye sordu.
Fincancı, “Bu yargılamada kim vatansever herkes görecek. Bu hafta sonu Milli Savunma Bakanı tekrar çıktı, ‘kimyasal silah iftirasında bulunanları millet asla affetmeyecektir’ dedi. Bu talimat değil de nedir? Geçen hafta ben çıkarken gördüm. Her tarafı güvenlik önlemleri ile çevrilmişti Çağlayan Adliyesi’nin. Onlarca TOMA, zırhlı araç, polis orduları. Bana bu ülkenin, bu dünyanın en tehlikeli sanığı gibi davranıyorlar. Bu da sizin üzerinizde bir etki oluşturmak için planlanmıştır” dedi.
“Teröristsem hangi örgütten olduğumu merak ediyorum”
TTB Başkanı, 2015’te Hendek olayları sonrasında Şırnak’ın Cizre ilçesindeki bir bodrumda çocuk çenesi bulduğu için devletin intikam duygularına hedef olduğunu söyledi.
Prof. Fincancı, “Göreve geldiğimde Cumhurbaşkanı ‘nasıl olur da bir teröristi göreve getirirler’ dedi. Terörist dediği benim. Terörist dediği kurum 11 yıl boyunca gururla başkanlığını yaptığım işkence görenlerin rehabilitasyonunu yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı’dır. Ben teröristsem hangi örgütten terörist olduğumuzu çok merak ediyorum. İnsan Hakları İçin Hekimler örgütünden mi? Filistin’deki Geçmiş Mahpuslar Derneği midir benim terör örgütüm?” ifadelerini kullandı.
TTB Başkanı Fincancı, “Cumhurbaşkanı bana terörist dedikten sonra benim hakkımda yargı mensupları nasıl aykırı düşünebilirler? Ardından da beraat ettiğimiz davada istinaf beraatı bozuyor, yeniden yargılamaya başlıyor. Bir de ‘örgüt üyeliğinden yargılanacağımız’ iddiası var TTB yönetimi olarak. Hangi örgüt üyeliği?” diye konuştu.
“Ben bu devletin başına musallat olmuş at sineğiyim”
Bir önceki duruşmadaki savunmasında olduğu gibi yine Yunan filozof Sokrates’in “at sineği” metaforuna atıfta bulunan Şebnem Korur Fincancı, dört duvar arasında kalsa dahi hakikat arayışından ayrılmayacağını belirtti.
Fincancı, “Sokrates’in dediği gibi. Ben bu devletin başına musallat olmuş at sineğiyim. Sadece bu devlet için değil, dünyanın neresinde olursa olsun devletler suç işlediğinde benim derdim olur. ABD’de Trump ya da Biden suç işlediğinde de benim derdim, İsrail’de Netanyahu suç işlediğinde de benim derdim. Onlar suç işlemeye devam ettiği sürece ben de onların sırtında at sineği olacağım” ifadelerini kullandı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “TTB’den kurtulmak istiyorlar. Benden de haydi haydi kurtulmak istiyorlar. Sadece idam cezası ile kurtulmak mümkün olabilir. O da yasak. Dört duvarın arasına kapatmışsınız. Nazım gibi ‘o duvar vız gelir’ diyoruz. Biz korkmuyoruz. Hakikatin peşinden ayrılmayacağız” dedi ve suçlamaları reddederek beyanına son verdi.
“Heyetinizi reddediyoruz”
Avukatlardan Meriç Eyüboğlu, siyasi ve adil olmayan bir yargılamayla karşı karşıya olduklarını söyleyerek reddi hakim talebinde bulundu.
Eyüboğlu, “Siyasi iktidarın kişileri hedef alarak yaptığı açıklamalarda ‘terörist, vatan haini, şerefsiz’ kelimeleri havada uçuşuyor. Hukukun onlara dokunmayacağını bildikleri için bu cüretle konuşuyorlar” dedi.
Avukat Eyüboğlu, “Örgütsel materyal olarak ‘dağın ardına bakmak” kitabı gösterildi. Gergerlioğlu kitabın Meclis’te bile olduğunu söyledi. Bir yasaklama yok. Kalaşnikof mermisi dedikleri MKE mermisi çıktı. Bu davanın politik dayanağı siyasilerin demeçleri, siyasi iktidara yakın medya kanalları ve sosyal medya üzerinden yürütülen linç kampanyalarıdır” ifadelerini kullandı.
Talebi değerlendirmek için 20 dakika ara veren mahkeme heyeti dönüşte bu talebi reddetti ve duruşmayı 11 Ocak’a ertelendi.
Duruşma sonrası yer olmadığı gerekçesiyle duruşma salonuna alınman yaklaşık 200 kişi adliye içinde “Şebnem hoca onurumuzdur” diye slogan attı.
Eyüboğlu: “Tutuklulukta geçen süre makul süreyi aşmadığı için tutukluluk halinin devamına karar verildi”
Duruşma sonrası adliyenin dışında gazetecilere açıklama yapan Avukat Meriç Eyüboğlu, “Tutukluluk halinin devamına neden karar verildi biliyor musunuz? Tutuklulukta geçen süre makul süreyi aşmamış, az yatmış, iki ay ne ki Türkiye’de. Tabii ki cezaevine girenin çok uzun süre kalması gerekiyor. İşte bu nedenle tutukluluk halinin devamına karar verilmiş durumda” diye konuştu.
Fincancı’nın yargılandığı duruşmayı, yurtdışından gelen heyetle birlikte HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP milletvekilleri Serpil Kemalbay, Oya Ersoy, Hüda Kaya, ile CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker de takip etti.