YUSUF DERELİ | HABER İNCELEME
‘Üç harfli’ zincir marketlerden istenen şey yüzde 5’lik, 10’luk bir indirim değil; Saray rejimi ‘tam bir biat’ bekliyor. Bir işaretiyle zararına satış yapmalarını, iktidarın beceriksizliği ve yanlış kararlarıyla kontrolden çıkan enflasyonu göğüslemelerini istiyor.
Türkiye’nin devasa bir enflasyon sorunu var; bunu iktidar temsilcileri de biliyor. TÜİK’e göre bile yıllık enflasyon yüzde 84’ün üzerinde. Bu problemin müsebbibi ‘üç harfli’ marketler değil ve rejim bunun da farkında. Ancak iktidarın, ‘sorumluluğu’ bir şekilde üzerinden atması gerekiyor.
Enflasyonu düşürebilmek için adına somut tek bir adım bile atmadılar. Zaten öyle bir amaçları da yoktu, kendileri bizzat söylediler; öncelikleri ‘büyümeydi’. Ne pahasına olursa olsun büyüme…
Algıyı yönetseler yetiyor yıllardır. Yine aynı yöntemi uyguluyorlar; hayali bir düşman yaratıp, bütün suçu onun üzerine atıyorlar. Bu kez düşmanları ‘zincir marketler’!
Zincir marketler bugün kurulmadı, yıllardır çalşıyorlar. AKP döneminde palazlandılar ve Türkiye’nin her yerine yayıldılar. On binlerce insanı istihdam ediyorlar.
ENFLASYONUN SEBEBİ ZİNCİR MARKETLER Mİ?
Bugün iktidar tarafından ‘enflasyonun müsebbibi’ olarak gösterilen BİM, ŞOK ve A101’ler şu anda tartışmasız Türkiye’nin en ‘ucuz’ marketler zinciri. Ürünlerinin kalitesini tartışabilirsiniz, ancak bu ‘ucuz’ olduğu gerçeğini değiştirmez.
Dolayısıyla ‘ekonomik’ açıdan bu tartışmayı bir yere oturtmak mümkün değil. Söz konusu marketler zinciri tamamen kapatılsa enflasyon düşecek mi?
O halde bu kadar kıyamet koparılmasının sebebi ne?
İktidarın talep ettiği şey ‘indirim’ vs. değil aslında. Adı geçen marketler ortak bir karar alsa ve örneğin, “Süt ve süt ürünlerinde yüzde 10 indirim yapma kararı aldık.” deselerdi ‘vatan haini, terörist’ olmaktan kurtulabilecekler miydi?
Sadece biraz daha zaman kazanmış olurlardı; o kadar…
Zira iktidarın istediği şey fiyatlarda göstermelik yüzde 10’luk, 15’lik indirim vs. değil. Yapılacak o indirimin, içinde bulunduğumuz enflasyonist ortamda bir ay sonra hiç bir kıymeti kalmayacak. Enflasyonun ‘baz etkisiyle’ düşmesi fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor.
İktidar ve ortağı MHP, gerekirse zararına satış yaparak, rejimin beceriksizliğini örtebilecek, halkla gerçekler arasına duvar örecek marketler istiyor.
Yem ve gübre fiyatlarının bir yılda 3 katına çıkmasının sorumlusu marketler mi? Akaryakıt fiyatlarının 7 liradan 20 liraya çıkmasının sebebi kim? Elektrik ve doğalgaz fiyatlarının katlanması da mı marketlerin suçu? Ev fiyatları son iki yılda 4 katına nasıl çıktı? Kiralar neden 1 yılda 3 kat arttı?
Bütün bunların tek sorumlusu, meydanlarda, “Bu ülkede ekonominin sorumlusu benim ben.” diye bağıran Recep Tayyip Erdoğan’dır; marketler değil…
BAZ ETKİSİ HİKAYE; FİYATLAR ARTMAYA DEVAM EDECEK
TÜİK önceki gün kasım ayı enflasyonunu yüzde 2,88, yıllık enflasyonu ise yüzde 84,39 olarak açıkladı. Ekim ayında yıllık enflasyon yüzde 85,51 olarak kayda girmişti. Baz etkisine giriş yapılmış oldu. Aralık ve ocakta ‘baz etkisi’ daha çok hissedilecek. Mayıs ayında yıllık enflasyon oranının yüzde 45 civarına gerilemesi muhtemel.
Enflasyon oranı kağıt üzerine düşecek ancak fiyatlar düşmeyecek aksine artmaya devam edecek. Düşen şey fiyatların artış hızı…
‘Baz etkisi’ illüzyondan başka bir şey değil.
Şöyle anlatalım; geçtiğimiz yılbaşında beyaz peynir 30 liraydı. Bu yıl sonunda 100 lira oldu. Yıllık artış oranı yüzde 233!
Bu yılbaşında peynir 100 lira, enflasyon ise yüzde 40’a düşmüş olsun; peynir yıl sonunda 140 lira olacak!
Düşen şey malın fiyatı değil; fiyatın artış hızı…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***