ANKARA – İsviçre’de resmi yazışmaların Kürtçe yapılmasına olanak sağlayan bir kanun çıktığını hatırlatan HDP Şirnex Milletvekili Nuran İmir, “Türkiye’de Kürt vekilin Meclis’te kurduğu Kürtçe sözü bile kesiliyor” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin görüşmeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlı kurumların bütçesi üzerine devam ediyor. Genel Kurul’un 3’üncü turunda Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şirnex Milletvekili Nuran İmir, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu üzerine söz aldı.
‘KÜRT DİLİNE KARŞI TAHAMMÜLSÜZLÜK’
Türkiye’deki en temel sorunlardan bir tanesinin anadil sorunu olduğuna dikkat çeken İmir, “Bir Kürdün kendi anadilinde konuşması suç olarak görülen bir ülke düşünün. Eğitim sisteminden, günlük yaşam alanlarına ve meclisine kadar Kürtçe dili yasaklar silsilesi ile karşı karşıyadır. Bakın iki gün önce bu kürsüde bir vekil arkadaşımız Kürtçe konuştuğu için mikrofonu kapatıldı ve konuşması kesildi. Gerekçesi nedir, Meclis’te Türkçe dışında bir dil kullanılamazmış, Bu Meclis’te Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanından tutalım, ABD başkanı Obama, Şimon Peres ve ismini şu an sayamayacağım birçok ülkenin temsilcileri bu kürsüde kendi anadilleri ile söz kurmuştur. Hiç birinin konuşması kesilmemiş tutanaklara da X ve ya ‘bilinmeyen dil’ olarak geçmemiştir. Ama Konuşulan Dil Kürtçe olunca mikrofon kapatılıyor, X ve ya bilinmeyen bir dil olarak tutanaklara geçiyor. Bu düşman hukuku değil de nedir. Bu Kürt diline karşı tahammülsüzlük değil de nedir” diye sordu.
İsviçre’de resmi yazışmaların Kürtçe yapılmasına olanak sağlayan bir kanun çıktığını hatırlatan İmir, “Türkiye’de 30 milyon Kürt yaşıyor, bir Kürt vekilin mecliste kurduğu Kürtçe sözü bile kesiliyor. Kürtler ve Kürtçe ile sorunumuz yok diyenlerin Kürtçeye bakışı X ya da bilinmeyen dildir” diye belirtti.
İmir, şöyle devam etti: “Geçen yıl Kürt Dil Platformu, Türk Dil Kurumu’na başvuruda bulunarak Ankara’da veya Diyarbakır’da Kürt-Dil-Kurumu temsilciliğinin açılmasını, Uluslararası Kürtçe Sempozyumu düzenlenmesini ve Kürtçe-Türkçe sözlük yayınlamasını talep etmişti. Türk Dil Kurumunun verdiği cevap ise; 2014’te sözlük bastırdık oldu. Artık anlayıp kabul etmeniz gereken durum şu ki; Anadilde eğitim sözlük bastırmakla, bir seçmeli ders ile ve TRT Şeş ile sağlanmıyor. Kürt çocukları, En insani hak olan Anadilde eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılmaktadır. Bilmelisiniz-ki okullara Kürtçe seçmeli ders getirmekle bu sorun çözülmüyor. Anadilde eğitim hakkının anayasal güvence altına alınması gerekiyor.
‘ÖĞRETMEN ADAYI ATAMA BEKLİYOR’
Seçmeli Kürtçe dersini getirdiniz fakat Kürtçe dersi 2012 yılından bu yana müfredatta olmasına rağmen okullarda yok. Dersi talep eden öğrencilere ya yeterli derslik olmadığı ya da Kürtçe öğretmeni olmadığı gerekçesi ile ders verilmiyor. İktidarınız ne yapıyor yılda sadece 3 Kürtçe öğretmen ataması yapıyor. Oysaki; Kürt Dili ve Edebiyatı mezunu binlerce öğretmen-adayı atama bekliyor. Bakın iktidarınızın gerçek Kürtçe Politikası nedir? Kürt dil ve kültür kurumlarının neredeyse tümünü kapattı. Kürt dilini kamusal alandan tamamıyla dışlamaya çalıştı, Kürtçe sokak ve park isimlerini değiştirdi. Kürtçe hutbe okuyan imamlara hapis cezası verdi. Leyla Güven ve yoldaşlarına cezaevinde Kürtçe şarkı söyledikleri için disiplin soruşturması açtı. İstanbul’da bir düğünde zurnanın melodisi Kürtçe diye, zurnacı gözaltına alındı.”
YENİ YÜZYILDA KADINLAR
Dilin ve kültürün yaratıcısı ve taşıyıcısının kadınlar olduğunu ifade eden İmir, “Kadınlara saldırıların sebeplerinden biri de dilin ve kültürün taşıyıcıları olmalarıdır. İktidar tek dilde olduğu gibi, tek kültürde de ısrar ederek ülkede bir AKP kültürü yaratmaya çalışıyor. Özellikle Kürt kültürü üzerindeki kırım politikalarında başta kadınları hedef alarak, toplumda bir kültür yozlaşması yaratma çabasındadır. Bundan kaynaklıdır ki; her alanda kadın mücadelesi yürüten kadınlar, her gün hedef Alınmaktadır. Gözaltı, tutuklamalarla ve baskı ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Kadına yönelik şiddetin zirve yaptığı bu dönemde, şiddetin önlenmesi gerekirken, İktidar Kadınların kültürel ve siyasal alanda yürüttükleri bütün mücadeleleri illegalize ederek kadın kurumlarımızı kapatmaktadır. Biz kadınlar varlığımıza, dilimize, kültürümüze, yaşam alanlarımıza her koşulda sahip çıkmaya ve mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yeni yüzyıl; biz kadınların yöneteceği, yaşama rengimizi katacağımız bir yüzyıl olacak” sözlerine yer verdi.
‘EM Ê SERBİKEVİN’
HDP olarak halkın yönetimini kuracaklarını aktaran İmir son olarak, “HDP daha güçlü, daha kararlı gümbür gümbür geliyor. HDP umudun ve direnişin vücut bulmuş halidir. HDP yeni yaşamın adıdır. HDP kadınların, gençlerin, emekçilerin, ötekileştirilen bütün halkların sesidir, nefesidir. HDP bu ülkenin demokrasi sigortasıdır. Em li virin. Em ji virin. Em bi hevre hêzin. Em ê serbikevin, emê teqez serbikevin” şeklinde konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***