Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR – Siyasi partilerin seçim çalışmamaları devam ederken ittifakların Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden tartışmaları sürüyor. İktidar bloğu yarışa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gireceğini açıklarken, muhalefet cephesi olan Altılı masanın adayı ise henüz açıklanmış değil. Her iki ittifak açısından Kürt seçmen kritik öneme sahip. İktidarın Kürt meselesi başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili izlediği sert politikalar Kürt seçmenin tepkisini çekse de, bu seçmen kitlesinin muhalefete yönelip yönelmediği net değil. Muhalefet cephesine yöneltilen eleştirilerin başında Altılı Masa’nın Kürt meselesinde söylem geliştirmemesi, İYİ Parti’nin HDP konusunda iktidarla yarışır olması geliyor.
2021 yılında Kürt meselesinin çözümünde muhatabın HDP olduğunu söyleyen, ‘helalleşme’ üzerinden söylem geliştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu, Doğu Masası oluşturarak Diyarbakır, Urfa, Mardin, Şırnak ve Hakkâri’nin aralarında olduğu 24 ilde çalışma yürüttü. Doğu Masa’sının Kürt illerinde yaptıkları çalışmalar hakkında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, bölgede oy durumlarının iyiye gittiğini söyledi. Partilerinin Batman’da yüzde 325, Şırnak’ta yüzde 310, Mardin’de yüzde 200, Van’da yüzde 165 ve Diyarbakır’da yüzde 155 oylarının arttığına işaret eden Salıcı, bölgenin birçok ilinde ikinci parti olduklarını söyledi.
‘KÜRT KENTLERİNDE İKİNCİ PARTİ HÂLÂ AKP’
’e konuşan Diyarbakır merkezli Sosyo Politik Saha Araştırma Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, CHP açısından sahadaki durumun pek olumlu olmadığını söyledi. CHP’nin bu güne kadar Kürt kentlerinde aldığı oy oranının yüzde 5-6 bandında olduğunu hatırlatan Yüksel Genç, CHP 2018 Haziran seçimlerine göre oylarını iki kata yakın arttırdığını söyledi. Ancak bu artışa rağmen saha ölçümlerinin hala Kürt kentlerinde CHP’nin ikinci parti olduğunu göstermediğini ifade eden Genç, “Hala bölgenin ikinci partisi AKP olduğu görülüyor. Öncelikle bunu kabul edip oradan politika kurmakta fayda var” dedi.
CHP’NİN OY ARTIŞI KÜRT MESLESİ İLE İLGİLİ SÖYLEMLE BAŞLADI
CHP’nin Kürt kentlerinde 2018 seçimlerine oranla oylarının arttırmasının en yoğun olduğu dönemin 2021 olduğunu hatırlatan Genç, “Sahada CHP’ye en yüksek teveccühün görüldüğü zaman bir yıl önceki Kürt sorununa dair çözüm söylemleri ve demokratikleşme söylemlerini yüksek perdeden Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği zamandı. Ondan sonra hiçbir ölçümümüzde o kadar yüksek CHP’ye seçmen teveccühü ile karşılaşmadık. AKP’de kararsızlaşmış önemli bir seçmen kitlesini kendisinde konsolide eder, daha doğrusu kendisini bir adres haline getirme durumu vardı” diye konuştu.
AKP’NİN KARARSIZ SEÇMENİ PARTİSİNE GERİ DÖNME EĞİLİMİNDE
Sahada olan tablonun şu anda tam tersini gösterdiğini ifade eden Genç, son 6 ay içerisinde yaptıkları ölçümlerde CHP’ye olan eğilimin zayıfladığını gösterdiğini söyledi. AKP’nin kararsızlaşmış seçmenin önemli bir kısmının yavaş yavaş toparlama başladığını gözlemlediklerini ifade eden Genç, “CHP’ye kaymış, ‘CHP’ye oy veririm’ diyen AKP’li seçmenin bir kısmının yeninden kararsızlaşarak AKP’ye dönük süreci izlemeye başladığını görmesi gerekiyor. AKP’den aldığı seçmenin bir kısmını, yaklaşık yarısını yeniden AKP’ye devretmiş gibi görünüyor” dedi.
MİLLİYETÇİ SÖYLEM KIRILMAYA NEDEN OLDU
CHP ile ilgili kırılmanın Kürt meselesinde “HDP ile birlikte mecliste çözeriz” yönünde kurduğu söylemi devam ettirmemesi üzerine yaşandığı tespitinde bulunan Genç, AKP’nin ise Kürt sorunun çözümü ve muhatapları açısından CHP’den daha ileri düzlemde gündem kurabilme yeteneğine sahip olduğuna dikkat çekti. Esas kırılmanın burada yaşandığını belirten Genç, “Örneğin İmralı konusunda Erdoğan’ın kurduğu cümle rahatlığını CHP yada 6’lı masa kuramıyor. Milliyetçi söylem karşısında, Kürtlerin kendisini ötekileştirilmiş, ayrıştırılmış hissettiği bir konsolidasyon karşısında ne yazık ki çok hızlı bir şekilde iktidara eklemlenebiliyor. Rojava’ya son yaşanan askeri harekat süreci, yada İstanbul’daki patlama ve sonrasında çok hızlı bir biçimde terör karşıtlığı adı altında hükümetin belirlediği gündem ve icraat biçimine dahiliyeti Kürt seçmen nezdinde soru işaretine yol açıyor. O açıdan bu tip durumlar, uygulamalar, tavırlar Kürt seçmende mevcut muhalefetin sorunu çözebilecek cesarete, geçmişin bagajlarını terk edebilecek cesarete sahip olmadığı, zihnin arka planında da hala tipik milliyetçilik beka hikayesine saplanıp kaldığı fikri gelişiyor. Buda gelişince Kürt seçmenin ister istemez muhalefete anlam verme, muhalefetle yol alabilme beklentisi zayıflamış oluyor” dedi.
‘MUHALEFETİN DURUŞU DAĞINIK’
CHP’nin öncelikle kendisine yüzünü dönmüş AKP’li kararsızların yeniden kendisine dönmesinin yolunu bulmak olduğunu ifade eden Genç, “Bunun içinde güçlü bir biçimde iktidar olacaklarına dair söylem ve duruş sergilemek durumundalar. Ama son aylarda oldukça dağınık bir duruşları var. Özelikle Cumhurbaşkanlığı tartışmaları ve aday belirleyememe durumunda açığa çıkan 6’lı masa etrafında açığa çıkan politikasızlık seçmeni CHP’nin, yada 6’lı masanın iktidara gidebileceği fikriyatı konusunda giderek düşündürmeye başladı” sözleri ile muhalefetin tutumunun seçmene olumlu yansımadığını söyledi.
‘TABANINI KORUYAN HDP OYLARINI ARTTIRDI’
Bölgede yapmış oldukları ölçümlerde HDP’nin bölgede ve Türkiye’nin genelinde oylarını arttırdığını gördüklerini ifade eden Genç, şöyle konuştu:
“HDP’nin oyları 2018 seçimlerinin bir iki puan üstünde görülüyor. Şu anda seçmen tabanını daha iyi koruyan, hem de üstüne bir iki puan arttıran ve daha sabitleyen bir noktada. Örneğin CHP baktığımızda bir bakıyorsunuz yüzde 29-30’lar da ölçüyorduk, bir bakıyorsunuz yüzde 24’lerde ölçüyoruz. Yada İYİ Parti’yi yüzde 14-15’lerde ölçüyoruz, daha sonra yüzde 11’lerde ölçmeye başlıyoruz. Git gel bu siyasetlerde daha yoğun ama HDP’de öyle değil. HDP seçmen skalasını yükselterek sabitleyebiliyor. Konsolide edebiliyor, saflaştırabiliyor seçmeni. İki puanlık artış görülüyor”
SAHADA 2018 SEÇİM TABLOSU VAR: SİYASİ PARTİLER TABANLARINI KONSOLİDE EDİYOR
İktidar ve muhalefet açısından durumun oldukça değişken olduğunu hatırlatan Genç, en son saha ölçümlerinde ilginç bir tablo ile karşılaştıklarını söyledi. Siyasi partiler giderek 2018’deki seçmen tabanlarını kendilerinde konsolide etmeye başladığı sonucu ile karşılaştıklarını anlatan Genç, “AKP açısından daha önceki dönemde oy vermiş olanlardan tekrar oy vereceğini söyleyenlerin oranı yüzde 57-60 bandındaydı. Son dönem ölçümlerimizde bu oran yüzde 70’lere dayandığını görüyoruz. AKP mevcut siyasal partiler içinde kendi eski seçmen çevresini en az kendisinde toplayan siyaset olmakla beraber, birkaç aylık gidişat içerisinde en çok toparlanan siyaset olarak ta görünüyor. MHP açısında da bir toparlanma görülüyor. MHP’nin yüzde 80’in üzerinde 2018’deki kendi seçmenini kendisinde konsolide etmişe benziyor” dedi.
O dengeyi kırmak için siyasi partilerin artı şeyler yapması gerektiğini belirten Genç, “Bu artı şeyleri yaratacak olanlardan biri yeni oy kullanacak gençler, ikincisi ise AKP’nin icraatlarından umutsuzlaşmış ve kararsızlaşmış seçmenle ilgili süreç. Bunlarla ilgili süreçleri öremezlerse gidişat, psikolojik üstünlük şimdilik iktidar lehine gibi görünüyor. Giderek her parti kendi seçmenini kendisinde konsolide etmeye dönük bir yol izliyor. Bu tablo siyasi partiler açısından şu aşamada belki olumlu. Kendi seçmenini, tabanını kaybetmemiş olmanın getirdiği bir rahatlık yaratabilir. Ama 2018’i aşmanın yolu muhalefet açısından kendi seçmeni dışında kalan seçmeni kendisinde konsolide etmesi gerekiyor” diye konuştu.
KÜRT SEÇMEN SOMUT ADIMLAR İSTİYOR
Genç’in anlattığına göre seçmen AKP’nin politikalarından rahatsız olan kararsız seçmen siyaseti izliyor. Bu seçmen kitlesinin öncelikle somut adımlara baktığını vurgulayan Genç, atılması gereken adımları şöyle sıraladı: “Öncelikle sorun ve çözüm bağlamlarına dair söylem, politika üretme, muhatabiyet, sorunu üstlenen aktörün netleşmesi gibi süreçleri tamamlamaları gerekiyor. Süreç uzadıkça, aktör ortaya çıkmadıkça, politika somut çerçevelere inmedikçe, vaatler oldukça sınırlı kalmaya başlayınca, somutluklar oluşmayınca seçmen geleneksel olarak mevcut muhalefete anlam yüklemekte güçlük çekiyor. Bu tip durumlarda çok hızlı bir şekilde daha önce oy verdikleri partilere dönmekten başka yolu kalmamış gibi oluyor. Dolayısıyla bunu kırmaları gerekiyor. CHP’nin Kürt sorunu hakkında söylem, niyet beyanı sürecini tazelemesi gerekiyor. Çünkü son süreçte bu konuda da bir zayıflık var. Niyet beyanını yeniden tazelemenin yanında ciddi anlamda çözüm söylemini ifade etmesi de gerekiyor.”
HDP SEÇMENİ KENDİ ADAYI İLE YARIŞA GİRMEK İSTİYOR
Muhalefetin HDP’yi görmezden gelen tavrının HDP tabanında cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda kendi adayı ile seçime girme eğilimini güçlendirdiğini ifade eden Genç, “Muhalefetin önemsemeyen, eşit özne olarak HDP’yi yanında görmeyen tavrı, seçmenin HDP’yi kendi başına hareket etmesi konusundaki yaklaşımını çok etkiliyor. HDP’li seçmen politik bir seçmen. Temelde esas olarak ana çekirdek yapısı itibariyle Kürt sorunun çözümüne dair bazı talep ve beklentileri olan bir seçmen. Bu seçim sürecini kendi çözüm, talep ve beklentilerine dair söz ve yönelim görmek istiyor. Siyasetin bağımsız hareket ederek hem güçlenmesini, hem kendi taleplerini dillendirebilecek düşünce alanının kurulması fikrinde giderek ikna olmuş durumda” dedi.
‘REDDEDİLMİŞ GÜCÜNÜN NE OLDUĞUNU GÖSTERMEK İSTİYOR’
HDP’li seçmenin Kürt sorununa dair talepleri olduğunu vurgulayan Genç, “Kürt kimliğine dair talepleri ve beklentileri var. Bu beklentiler mevcut iktidar ve muhalefet tarafından çok dikkate alınmıyor. Kendisinin oy verdiği siyasetin ayrı bir aday çıkarmasını, o aday etrafında güçlenerek kendi taleplerinin savunulacak biçimde bir tür üçüncü ittifak yapısı olarak, üçüncü bir siyasal adres olarak güçlenerek yol alamsını istiyor. HDP’nin bu yarışta güçlü bir şekilde bende varım demesini, bir yol olarak ta cumhurbaşkanlığı adaylığında da kendi adayını görmek istiyor. Birde ilk tur için özellikle kendi adayını görmek istemesinin bir nedeni de kendisinin reddedilmiş gücünün ne olduğunu o aday üzerinden göstermek istiyor. Ben halkın, seçmenin bu tavrını adaylarla bir tür kendi pazarlığını yapma ihtiyacı gibi yorumluyorum. Duruşunu göstermeye, gücüne işaret etmeye çalışıyor. Bu güçten faydalanmak isteyene de benim sorunum ve talebimi de gör diyor. Bir tür kendi pazarlık sahasını da böyle kuruyor. Aynı zamanda mevcut siyasetin kendi içindeki o çözümsüz dengesine de kendince müdahale etmeye çalışıyor” diye konuştu.
İSMİ GEÇEN ADAYLARIN SOMUT PROJELERİ YOK
Mevcut durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında ben adayım diyen olmadığını hatırlatan Genç, aday olarak ismi geçenlerin de Kürt seçmen nezdinde pek karşılık bulmadığına işaret etti. Bu isimlerin Kürt sorunu başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler bağlamında güçlü söylemler kurmadığı ifadelerini kullanan Genç, şunları söyledi: “Türkiye’nin temel sorunlarını çözme konusunda güçlü söylem ve proje sunmadıkları gibi Kürtlerle bağ kurma konusunda oldukça imtina eden bir yerde duruyorlar. Bu duruşun kendisi Kürtleri çok ikna etmiyor. Kürtler, daha doğrusu HDP seçmeninin çok önemli bir kısmı bu kesimleri Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin temel tarihsel sorunlarına talip olmaya da davet ediyorlar. Bu noktada da söylem kurmaya sorumluluk almaya davet etmeye çalışıyor. Mevcut ismi geçen adaylar Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin temel sorunlarına henüz bir çözüm söylemi, çözüm projesi, çözüm dili sunabilmiş değiller. Bu konuda seçmeni ikna etmiş değiller.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***