– ABD’nin Soğuk Savaş dönemindeki ‘nükleer caydırıcılık’ politikasının mimarlarından olan ve savaş suçlarıyla anılan eski dışişleri bakanı Henry Kissinger, “yeni ve yıkıcı bir dünya savaşından kaçınılması için Ukrayna’da müzakere edilmiş bir barış anlaşmasının vaktinin geldiğini” söyledi. Kissinger, “Rusya’yı bölme hayallerinin yeni bir nükleer kaosa yol açacağı” uyarısında bulunurken, Ukrayna’nın NATO’ya üye olacağı bir ‘barış planı’ önerdi.
99 yaşındaki Kissinger, İngiliz sağının köklü dergilerinden The Spectator için kaleme aldığı “Bir diğer dünya savaşından nasıl kaçınılır?” başlıklı makalesinde, Ukrayna’da kış mevsiminin büyük çaplı askeri operasyonları durduracağı imasında bulunarak, gelinen noktayı 1. Dünya Savaşı’nda diplomasinin devreye girdiği döneme benzer bir dönüm noktasına benzetti.
‘UKRAYNA HIZLA NATO’YA ÜYE OLMALI’
Geçmişte Ukrayna’ya destek beyan ettiğini hatırlatan Kissinger, “Fakat başarıyla sağlanan stratejik değişimlerin üzerine inşa etmenin ve bunları, müzakere yoluyla elde edilecek bir barış için yeni bir yapıya entegre etmenin vakti geldi” ifadelerini kullandı.
“Ukrayna modern tarihinde Orta Avrupa’da ilk kez önemli bir devlet haline geldi” diyen Kissinger, Kiev’in “2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’yı tehdit eden Rus konvansiyonel güçlerini engellediğini, Çin dahil uluslararası sistemin Rusya’nın nükleer silah tehdidine karşı olduğunu” belirterek, Ukrayna’nın NATO üyesi olması gerektiğini savundu:
“Bu süreç, Ukrayna’nın NATO üyeliğine dair ilk meseleleri belirsiz bir noktada bıraktı. Ukrayna, Avrupa’daki en büyük ve en etkili kara ordularından birini oluşturdu. Amerika ve mütetfikleri tarafından donatıldı. Bir barış süreci, Ukrayna’yı hızlı bir biçimde NATO ile bağlantılandırmalı. Bunun alternatifi olan tarafsızlık, özellikle de Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasından sonra artık anlamlı olmayacaktır.”
NASIL BİR ANLAŞMA ÖNERDİ?
Kissinger, bu nedenle geçen mayıs ayında ortaya attığı ateşkes planını yineleyerek, savaşın başladığı 24 Şubat’tan önceki mevzilere dönülmesini; Rusya’nın ele geçirdiği toprakları isteksizce bile olsa bırakmasını; Kırım dahil olmak üzere 10 yıl önce işgal ettiği bölgeleri elinde tutmasını; bu topraklar konusundaki müzakerelerin ateşkes sonrasında yapılmasını teklif etti.
‘REFERANDUMLAR DÜZENLENEBİLİR’
ABD’nin eski dışişleri bakanı, tarafların toprak anlaşmazlığını savaş veya müzakere yoluyla çözememesi halinde, kendi kaderini tayin ilkesinin işletilebileceğini ve yüzyıllar içinde sürekli el değiştiren bölgelerde uluslararası gözlemcilerin yer alacağı referandumların düzenlenebileceğini belirtti.
Kissinger, “Barış sürecinin ikili bir amacı olacak: Ukrayna’nın özgürlüğünü teyit etmek ve özellikle Orta ve Doğu Avrupa’da olmak üzere, yeni bir uluslararası yapıyı tanımlamak. Rusya, böyle bir düzende nihayetinde bir yer bulacaktır” diye yazdı.
‘RUSYA’NIN BÖLÜNMEMESİ GEREKİR’
ABD’nin Soğuk Savaş politikasının mimarının, Rusya’nın bölünmesini isteyenlere yaptığı uyarı ise dikkat çekti. Kissinger şu ifadeleri kullandı:
“Bazıları için tercih edilen sonuç, Rusya’nın savaş tarafından güçsüz kılınması. Buna katılmıyorum. Bütün şiddet eğilimine rağmen, Rusya 500 yıldan uzun bir süredir küresel dengeye ve güçler dengeine kararlı katkılarda bulunmuştur. Tarihsel rolü küçümsenmemelidir. Rusya’nın askeri anlamda karşılaştığı başarısızlıklar, küresel nükleer erişimini ortadan kaldırmadı; ki bu erişim, Ukrayna’da tırmanma tehdidinde bulunmasını sağlıyor. Bu kapasitesi azalsa bile, Rusya’nın dağılması veya stratejik politika üretme becerisinin yok edilmesi, 11 farklı zaman dilimine uzanan topraklarını tartışmalı bir güç boşluğu içine sokacaktır. Birbiriyle rekabet halindeki toplumlar, şiddet yoluyla hesaplaşmaya karar verebilir. Diğer ülkeler, iddialarını güç yoluyla ilerletmeye çalışabilir. Tüm bu tehlikeler, Rusya’yı dünyanın en büyük iki nükleer gücünden biri kılan binlerce nükleer silahın varlığıyla katlanacaktır.” (DIŞ HABERLER)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***