ANKARA – HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları, iktidarın dış politikada normalleşme açıklamalarına değinerek, kimyasal silah kullanımı araştırılmadan Kürtlerle normalleşmenin sağlanamayacağını söyledi.
Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin 4’üncü turunda, Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülüyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, iktidarın savaş politikaları, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar ve Federe Kurdistan Bölgesi’nde devam eden savaş üzerinde durdu.
BÜTÇEDEKİ ASIL MANTIK
İktidar milli menfaat, vatan severlik partiler üstüdür laflarını ağzından düşürmedi ama ne yazık 20 yıllık pratiğinde kendi menfaatlerini söz ettiği menfaatlerin üzerinde tuttu. Hatta sadece kendi dar manada menfaatleri değil, Türkiye’yi narko devlete çeviren uyuşturucu baronlarının, yerli ve yabancı tüccarların, SADAT gibi savaş tüccarlarının çıkarlarını halkın menfaati üzerinde tutan bir siyaset geliştirdi. AKP iktidarı zamanında bekçi, polis, korucu, uzman asker kadrolaşmasında büyük bir patlama oldu. Bu bir ihtiyaç mıydı? Eğer ülkeyi copla yönetecekseniz, muhalefeti ağzını her açtığında susturacaksanız, evet ihtiyaç. Ama ülkeyi demokrasiyle yönetecekseniz bir ihtiyaç değildir. Güvenlik elbette önemli, her canlının refleksif de olsa güvenliğe ihtiyacı var ve kendi güvenliğini almak gibi sorumlulukla davranır. Bu dünyada en doğal olan şeydir. Doğal olmayan bu iktidarın yaptığıdır. Bu iktidar ne yaptı? Ülkenin güvenliğini, huzurunu, ekonomisini kendi çıkarları için hunharca kullandı. Bunu bir vatan severlik maskesiyle yaptı. Burada bütçe görüşmeleri başladığı ilk günde AKP adına konuşan Nurettin Canikli, ‘güvenlik için çok para harcanıyor’ dedi, ‘bir mühimmatın bedeli 5 milyar dolar’ dedi. Böylece aslında bu bütçedeki asıl mantığınızı net bir şekilde ortaya koydunuz. Daha önce benzer açıklamaları Devlet Bahçeli de Erdoğan da rakamlar vererek yapmıştı” şeklinde konuştu.
SAVAŞ ÜZERİNE KURULU SİYASET
AKP’nin siyaseti savaş üzerine kurduğunu ifade eden Hatimoğulları, “AKP iktidarı ve ortakları bölgede barış ve diyalog siyaseti değil, savaş ve çatışma üzerinden siyaset kurduğu için silaha, tanka, topa o kadar para harcamak zorunda kalıyoruz. Halkın boğazından kısıp savunmaya ayırdığınız bütçe arttıkça, ülke daha güvensiz bir hale geliyor. Suriye’yi denetleyeceğiz dediniz, Suriye’deki savaşı resmen Türkiye’ye taşıdınız. Libya’da ne işiniz var dememize rağmen oraya gittiniz, bütün işleri allak bullak ettiniz. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhuriyetin yüzüncü yılına girerken, Türk dış politikasının stratejisini açıkladı. Nedir bu strateji: normalleşme! Ey AKP, siz iktidara geldiğinizde, biz komşularımızla sıfır sorun politikası güdeceğiz demediniz mi? Ne oldu da 20 sene sonra normalleşme stratejisiyle yola çıkıyorsunuz?” diye sordu.
‘KATİL ESED; ESED OLDU’
Türkiye’nin Suriye politikasına değinen Hatimoğulları, “Sisi’nin elini sıkıp Libya’da ihvancı güçlere askeri eğitim vererek, Trablus hükümetiyle anlaşmalar yaparak, Mısır ve Libya ile normalleşemezsiniz. Katil Esed, birden Esadlaşı veriyor, onlarla görüşmeye gideceksiniz, Kuzey ve Doğu Suriye’ye operasyonlar yaparak, oradaki cihadist selefi örgütleri destekleyerek, hali hazırda kara harekatı planlayarak, bir normalleşme sağlayamazsınız” dedi.
AKAR’IN HTŞ İTİRAFI
Hatimoğulları, Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sarf ettiği “Bu gruplarla -ister Suriye Millî Ordusu olsun ister HTŞ olsun, ister diğerleri olsun falan filan- asker, polis, jandarma -Afrin’de, İdlib’de, Azez’de, Resulayn’da, Tel Abyad’da- olan yerlerde çok ciddi birtakım kontrol mekanizmaları kurmaya çalışarak, oradaki faaliyetleri yönetmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla, oradaki sıra dışı, herhangi bir şekilde nizamı bozucu hareketleri engellemek için de elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz” sözleri hatırlattı.
KİMYASAL SİLAH SALDIRILARI
Hatimoğulları, şöyle devam etti: “HTŞ’yi de sahiplendiniz. IŞİD’i de El Nusra’yı da ve uzantıları örgütleri sahiplenmiş oldunuz. Normalleşmeden devam edelim. Federe Kurdistan Bölgesi’ne operasyonlar düzenleyerek, orada kimyasal silah kullanıldığına dair görüntüler hiçbir şekilde araştırılmadan, bu Meclis’te defalarca talep etmemize rağmen araştırma yapmadan, ayrıca uluslararası birçok hak örgütünün talepleri ortadayken, bu araştırmaya girmeden, ne Irak da ne Kürt halkıyla bir normalleşme sağlayabilirsiniz. Bir daha hatırlatmak istiyorum, ‘envarterimizde yoktur’ dediğiniz gazları bizzat bu kürsüde sizler göz yaşartıcı gazlar kullanıldığını ifade ettiniz. Bu çelişkiyi hala açıklayamadınız. Kamuoyu açıklama bekliyor. Bu konuyla ilgili duyarlılık gösteren, TTB Başkanı Adli Tıp Uzmanı, ki bir uzman olarak görüş bildirdi kimyasal silah kullanımına dair görüntüler için, şimdi cezaevinde tutulan sevgili Şebnem Korur Fincancı’ya selam ve sevgilerimizi iletiyorum.”
SAVAŞA GEREKÇE YARATMA!
İktidarın savaş politikalarının “Pençe Kılıç” operasyonu ile gündemde olduğunu söyleyen Hatimoğulları, “19 Kasım gecesi Güney Kurdistan ile Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik Birleşmiş Milletlerin Meşru Savunma Hakkı’nın 51’inci maddesi gerekçe gösterilerek, oraya bir hava harekatı düzenlendi. Bu gerekçe neye dayandırıldı, Taksim patlamasına dayandırıldı. Taksim patlamasında ortaya çıkan bütün ifadeler, görüntüler, İçişleri Bakanının ayağına, gözüne, yüzüne bulaştırdığı açıklamalar, her şeyin IŞİD, El Kaide ve uzantısı olan örgütler tarafından gerçekleştirildiğine dair net belgeler var. Bu gerekçe gösterildi” diye konuştu.
NEO OSMANLICI POLİTİKALAR
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın “Gerekirse Suriye’ye dört adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesi’ne de saldırtırız” sözlerini hatırlatan Hatimoğulları, “bundan daha iyi bir örnek var mıdır bu çelişkileri açıklamak ve 51’inci maddeye gerekçe üretmek için. Sanırım gayet açık ve net. Nedir bu operasyonların sebebi. ‘Kimsenin toprağında gözümüz yok’ diyorsunuz. Ama Neo Osmanlıcı politikalarla, yayılmacı siyasetinizi Libya’ya kadar ulaştınız. ‘Kürtlerle sorunumuz yok’ diyorsunuz ama dört parça Kurdistan’da Kürt halkına dönük dur durak bilmeyen savaş ve çatışma siyasetini devam ettiriyorsunuz” diye belirtti.
‘TEMİZLENMEK İSTENEN BİR HALKTIR’
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kobanê bitti” sözlerini anımsatarak devam eden Hatimoğulları, şunları söyledi: “Biten nedir? Kobanê’de kim yaşıyor? Sizin gibi, bizim gibi insanlar yaşıyor. Her gün sabahleyin çocuğunu okula gönderen insanlar yaşıyor. Siz Kobanê’de 7/24 eli silahlı insanlar mı yaşıyor sanıyorsunuz. Orada temizlenmek istenen koskoca bir halktır. Bunu da kabul etmek mümkün değildir. Hedefinizdeki 30 kilometrede, Araplar, Kürtler, Türkmenler yaşıyor. O halkı ya göç ettireceksiniz, ya da öldüreceksiniz. Başka çaresi var mı onları bitirdik diyebilmek için.”
SALDIRI GİRİŞİMLERİ SEÇİM KAMPANYASI
İktidarın Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı girişimlerinin seçim kampanyası olduğunu belirten Hatimoğulları, “Savaş ve seçimi iç içe götürecek bu iktidar, yoksul halk çocuklarını Suriye’de ya da başka yerde savaştırarak, orada asker cenazelerinin Türkiye’ye gelmesini kabul etmiyoruz. Kürt gencinin, Türk gencinin asla burnu kanasın istemiyoruz. Ama bu iktidarın ne yazık ki planı savaş ve seçim siyasetini iç içeleştirmek. Bu bütçeye baktığımızda tam anlamıyla bunun göstergesi Türkiye’nin bölge halklarının yararına olmayan bu çatışma politikalarına hayır diyoruz. Bizim ödediğimiz vergiler, bize ÖSO, HTŞ, bomba, tank ve tüfek olarak dönüyor. Bunu asla kabul etmiyoruz” ifadelerinde bulundu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***