Seda TAŞKIN
ANKARA – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisini takip eden gazetecilerle CHP Genel Merkezi’nde bir araya gelerek soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, hükümetin ekonomik politikaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma, Altılı Masa çalışmaları, seçim ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı tartışmaları ve Suriye’ye dair açıklamalarda bulundu.
Altılı Masa ile ilgili yorumlara, “Farklı düşündü diye ‘eyvah masa dağıldı, bölündü’ yok böyle şeyler. Bunlar belli bir gücün domine ettiği, kafaları bulandırmak istediği bir süreç” diye yanıt veren Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sert tepki gösterdi: “Fotoroman diyorduk da boşuna demiyorduk. Bir insan paçavra olarak yerde sürünse bile bunları söylememeli, bu kadar yalan söylemeli.”
Kılıçdaroğlu, Suriye’de Esad yönetimiyle yakınlaşma sürecine değinirken, “24 saatte namaz kılmaya Emevi Camii’ne gideceklerdi, 10 yıl geçti şimdi yalvarıyorlar Esad bizimle barışır mı diye” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun basın ile buluşmasına, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan ve Genel Başkan İletişim Koordinatörü Ömer Topsakal eşlik etti.
Millet İttifakı olarak ülke tarihine karşı sorumluluklarının olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yeterince çaba harcadık mı harcamadık mı yönünde sorgulamalar yapılıyor. Bunu da anlayışla karşılıyoruz. Bu sorumluluğun bilincindeyiz. Siyaset toplumun çıkarlarını öncelemektir ve o çerçevede hareket etmektir” dedi.
‘BELLİ BİR GÜCÜN KAFALARI BULANDIRMAK İSTEDİĞİ BİR SÜREÇ’
Kılıçdaroğlu, Altılı Masa’da uzlaşılamayan konularla ilgili soru üzerine kararlılıkla yola devam edeceklerini belirterek, şöyle dedi:
“Elbette gündeminde farklı konular var. Her gündemi uygar insanlar gibi artısını eksisini düşünerek bir karar vereceğiz. Belki siyasetimizde hiç karşılaşılmayan bir süreci konuşuyoruz. Sürekli aman masa dağıldı, yok HDP masanın altında, üstünde gibi söylemlerde bulunuldu. Bunların tamamı asparagas haberler. Elbette ki farklı düşünebiliriz ama oturuyoruz, uzlaşıyoruz. Şu an da altı partinin kadroları hükümet programı üzerinde çalışıyor. Üzerinde uzlaşma sağlanamayan konuların üzerini kırmızı ile yazıyorlar. Dolayısıyla farklı düşündü diye ‘eyvah masa dağıldı, bölündü’ yok böyle şeyler. Bunlar belli bir gücün domine ettiği, kafaları bulandırmak istediği bir süreç” dedi.
‘AKŞENER İLE GÖRÜŞMEYİ DOĞAL KARŞILAMAK GEREKİYOR’
Meral Akşener ile baş başa yaptıkları görüşmeye ilişkin “Kırgınlık var m?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şu şekilde oldu: “Yok. Ne kırgınlık ne şu ne bu var. Ben bir gün önce Temel Bey’e de gittim. Görüşmeyi de gayet doğal karşılamak gerekiyor.”
‘İMAMOĞLU’NU 16 MİLYON SEÇTİ, İSTANBUL’A HİZMET EDİYOR’
Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ilişkin 16 milyon vurgusu yaptı. Akşener’in 84 milyon vurgusu yaptığı İmamoğlu tartışmaları üzerinden yöneltilen “Farklı görüşler giderildi mi” sorusuna Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:
“Genel başkanlar olarak zaten bir araya geliyoruz. Bazen ikili oluyor, bazen üçlü bazen ise telefonda görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Önemli olay olduğu zaman liderler birbirlerini telefonla ararlar. Bu belki bir bölüm medyanın yadırgadığı bir tavır oluyor. Ama demokrasilerde olması gereken budur. İttifakın bileşenlerinin o olay konusunda ortak bir söylem geliştirmesi gerekir. Biz de ortak söylem geliştirmeye çalışıyoruz. Evet Ekrem İmamoğlu’nu 16 milyon seçti, İstanbul’a hizmet ediyor.”
‘İMAMOĞLU İSTANBUL’UN SIRTINDAKİ HANÇERİ ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR’
Türkiye’nin iki temel gündemi olduğunu, bunlardan birinin adalet diğerinin ise ekonomi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, adaletin olmadığını da en çok hukukçuların dile getirdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Hangi ile, ilçeye, mezraya gitseniz yüzde 99,9 samimiyse adalet yoktur der. Adaletin olmadığını ben de biliyorum sizler de tanığısınız. Ekrem İmamoğlu’nu 16 milyon insan seçti, gayet güzel. Seçimi iptal ettirdiniz, bir daha yapıldı fark 800 bine çıktı. Şimdi hazmedemiyorlar. Nasıl görevden alacağız diye düşünüyorlar. İstanbul’u talan ettiler. Talan ettikleri İstanbul’a biz ihanet ettik diye itiraf ettiler. Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un sırtına saplanan hançeri çıkarmaya çalışıyor. Nasıl 10 metro inşaatını ayna anda başlatırsın, nasıl İstanbul’a hizmet edersin diyorlar. Bizim 20 yılda yapamadığımızı siz yapmaya başladınız dediler ve tahammül edemiyorlar. Adalet duygusu bir toplumda yok olursa o toplum gelecek açısından büyük endişe içerisine girer” dedi.
‘İRADESİNİ BÖYLE PAZARLAYAN PARLAMENTO OLABİLİR Mİ?’
TBMM’nin iradesi ipotek altında olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yargı nasıl ipotek altındaysa TBMM iradesi de ipotek altındadır. TBMM’den hırsızlık yapanın, rüşvet alanın soruşturulmamasıyla ilgili kanun çıktı. Akıl alacak değil. İradesini böyle pazarlayan parlamento olabilir mi?” diye sordu.
Önündeki metni okumaktan aciz AKP-MHP milletvekili kitlesinin olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Tek görevleri var, saraydan gelen talimata el kaldırıp indirmek. Ama adaleti getireceğiz, kesinlikle adalet gelecek bu ülkeye. Adalete en büyük ihaneti yapanlar iradesini saraya ipotek etmiş yargı mensuplarıdır. İradesini saraya ipotek etmiş yargı mensupları, adalete en büyük ihaneti yapanlardır. Hepsini tek tek biliyoruz. Sürülen, seçilmiş, seyyar hakimlerin ne olduğunu biliyoruz. Bunlardan adalet temizleyeceğiz. Ekrem beyin kararında, hâkim değiştirildi. İradesini saraya ipotek etmiş olan bir hâkim atandı. Savcı duruşma salonunda yokken karar okundu. Bana söyler misiniz savcının olmadığı bir yerde karar nasıl okunuyor? Bunun neresi adalet?”
‘84 MİLYON BİR AVUÇ HARAMZADEYE ÇALIŞIYOR’
Adaletten sonra ikinci temel sorunun ekonomi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, 84 milyonun bir avuç haramzadeye çalıştığını söyledi. Alt gelir gruplarından üst gelir grubuna insafsız bir şekilde kaynak transferi yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Asgari ücret verdikleri paradan hemen sonra yıldırım hızıyla zamlar geliyor. Biz bu iki tabloyu değiştireceğiz. Altılı Masa’nın irade koyduğu bu iki temel sorun kesinlikle çözülecek. Yeni bir süreci başlatacağız. Zaten bir arada bulunmamızın temel nedeni de bu” dedi.
‘SARAYA TESLİM OLMUŞ BİR MEDYA İSTEMİYORUZ’
Medya özgürlüğüne ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, iradesini ‘saraya’ teslim etmiş bir medya istemediklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Elbette ki medya siyasetçileri eleştirmeli. Ama bir taraf kesintisiz övgü, bir taraf kesintisiz yergi anlayışıyla gazetecilik yapılmaz. TBMM’den rüşvetçilerin yolsuzlukların TMSF için söylüyorum yöneticileri hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz diye bir kanun çıkıyorsa işte bu insanın köpeği ısırmasıdır. Ama garip olan gazetelerde haber bile olmuyor” diye konuştu.
‘ÇOKLU ADAY KONUSUS MASAYA GELMEDİ’
Kılıçdaroğlu “Çoklu aday olur mu” sorusuna ise, Altılı Masa’da bu konunun gündeme gelmediğini belirterek yanıt verdi. Masada gündeme gelmesi durumunda konuşacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, masada sadece cumhurbaşkanlığı ile ilgili niteliklerin konuşulduğunu ve metne bağlandığını anlattı.
‘ADAYI NEDEN MERAK EDİYORSUN, EN GARİPSEDİĞİM OLAY BU’
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı adaylarına ilişkin sorulan soru üzerine, “Cumhurbaşkanlığı adaylığını neden merak ediyorsun. En çok garipsediğim olay bu. Altı lider niteliklerini açıkladığı adayı belirleyecek. Sorun burada kişi değil, sorun sistem. Biz kural istiyoruz, kurallı bir devlet istiyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Sarayın beklentisi cumhurbaşkanı adayı kim olacak. Sanane kardeşim. Altı lider son derece dikkatli çalışma yapıyoruz. Önce hükümet programını açıklayacağız. Yargıda ne yapacağız, savunmada, bilim teknikte, sağlıkta ne yapacağız. Her bir konu, 9 ana başlık, 71 alt başlıkta çalışma yapıyoruz. Ne yapacağımız önce millete anlatmamız lazım. Altı lider çıkıp bunu anlatmamız lazım. Kirlenen bir siyaset var. Kirlilikten arındıracağız. Biz önce neyi nasıl yapacağız bunun üzerinde anlaşmamız lazım. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme hangi yol haritası ile gideceğiz bunları netleştirmemiz lazım.”
‘ÖNCE MUTABAKAT SAĞLANMASI GEREKİYOR’
5 Ocak tarihinde bir araya gelecek Altılı Masa’nın gündemine ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, hazırlanan metnin genel başkanlara sunulduğunu söyledi. Uzlaşılamayan konuların üstünün kırmızı ile işaretlendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Onlar liderlere bırakıldı, mutabakat sağlansın diye. Çalışmalar yapılıyor. Sonuçlandırmadan paylaşmak doğru değil. Her partinin ekonomi programı var. İkinci yüzyıla çağrı vizyonunu açıkladım. Sayın Akşener, Sayın Babacan diğer partilerin programları var. Bu çalışmaların ortak bir dil haline dönüşmesi lazım. Ondan sonra da altı lider bir araya geleceğiz. Önce mutabakat sağlamamız gerekiyor. Daha önce ayda bir yapıyorduk zaman daraldığı için 15 günde bir yapıyoruz.”
‘SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİTMELİDİR’
Ekrem İmamoğlu’nun kolay lokma olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ekrem İmamoğlu’na ilişkin yürütülen süreç sıradan bir olay değildir. Umarım bu olayı o kadar kirli boyutlara taşımazlar. Seçimle gelenin seçimle gitmesi lazım. Seçimle geleni atanmış yargıçları aracılığı ile gidecekse demokrasiye, özgürlüklere, İstanbullulara, 16 milyonun seçmen iradesine darbedir. Biz bütün darbelere, darbenin kendisinin oluşturduğu hukuk sistemine de karşıyız. Yani darbe hukukuna da karşıyız.”
‘İPTEKİ CAMBAZIN BİRİ DÜŞTÜ BİRİ KALDI’
Kılıçdaroğlu, “Beğenmediğiniz bir insanı, farklı düşünceye sahip olanları suçlamak için FETÖ’yü araç olarak kullanılmaktadır şu anda. Eskiden birisine kızdıkları zaman komünist derlerdi şimdi FETÖ’cüsüzün diyorlar. Bir ipte iki cambaz oynuyordu. Diğer cambaz düştü. Diğer cambaz şimdi ipte oynuyor, onu da Altılı Masa indirecek” diye devam etti.
‘ERDOĞAN’A HER TÜRLÜ FIRSATI VERİYORUM’
İstanbul seçiminin yenilenmesi sözlerine ilişkin sorulan soruya ise Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:
“Elbette ki normal seçimler zamanında yapılacak. Erdoğan’a her türlü fırsatı veriyorum. Boyunun ölçüsünü alsın diye veriyorum. Ben bu ülkenin vatandaşının vicdanına güveniyorum. Vicdanı olan hiç kimse bu kadar haksızlığa evet demez.”
‘ESAD BENİ NASIL KABUL EDER DİYE KAPI KAPI DOLAŞIYOR’
CHP lideri, 11 yılın ardından Suriye ile gerçekleştirilen temasa ilişkin de soruları yanıtladı:
“Suriye konusunda yanlış politika izlendiğine ilişkin defalarca söyledim. Konuya ilişkin Erdoğan’a 27 Ağustos 2012 yılında bir mektup yazdım. O zaman beni yine suçlamışlardı. Devleti kim iyi biliyor, devleti kim iyi tanıyor, Türkiye’nin çıkarlarını en iyi kim savunuyor. Erdoğan’dan daha iyi devleti biliyorum. Sen, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletini kişisel çıkarların uğruna yıprattın. Emperyal güçlerin Ortadoğu’daki oyuncağı oldun. Şimdi kapı kapı dolaşıyor, acaba Esad beni nasıl kabul eder diye. Bir de itibar diyorlar. Herkesin alay ettiği adamdan dünya lideri olur mu?
33 şehidimizin hesabını sordu mu acaba? Esad’a yalvarıyor benimle görüş diye. 24 saatte namaz kılmaya Emevi Camii’ne gideceklerdi, 10 yıl geçti şimdi yalvarıyorlar ‘Esad bizimle barışır mı’ diye. Esad yetmedi mısırla kavga ettiler. Yalvarıyorlar, araya başka devlet adamlarını koyuyorlar. El etek öpüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti koltuğunda oturan kişi el etek öpmek için kapı kapı dolaşmaz. El etek için kapı kapı dolaşıyorsa, bu ülkenin tarihine milli kurtuluş savaşına, o mücadeleye ihanet ediyor demektir. İlk kez böyle bir tablo ile karşı karşıyayız.”
‘ERDOĞAN’A YAPTIRACAĞIM DAHA ÇOK ŞEY VAR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın EYT’ye ilişkin yaptığı düzenlemeyi de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Erdoğan, seçimi kaybedeceğimi bilsem EYT’yi uygulamam demişti” diye hatırlattı. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan artık seçimi kaybedeceğini biliyor. O da fark ediyor zaten. Ona çok şey yaptıracağım daha. Çünkü devletin nasıl yönetileceğini bilmiyor, benden öğreniyor. Sorunların ne olduğunu bilmiyor, benden öğreniyor. Hangi alanlara müdahale edileceğini bilmiyor, benden öğreniyor. Ona daha yaptıracağım çok şey var. Görecek o. Devlet nasıl yönetilir onu da anlatacağım. Kendisine yolladığım Suriye ile ilgili mektubu tekrar okusun. Yüzü kızaracaktır o zaman. Keşke o zaman dinleseydim diyecektir. Hiçbir emperyal güç, ateşi kendi eliyle tutmaz, maşa kullanır. Erdoğan emperyal güçlerin orta doğudaki maşasıdır. Bu kadar açık bu kadar net” dedi.
‘BAŞÖRTÜSÜ TEKLİFİ ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE NETLEŞECEK’
İktidardan gelen başörtüsü için anayasa değişikliği teklifine ilişkin sorulan soruya ise Kılıçdaroğlu “Konuşacağız kendi aramızda ona göre bir yol haritası belirleyeceğiz. Her partinin kendi görüşü vardır, saygı duyarız. Biz bu konuda güzel bir çalışma yapıyoruz. Önümüzdeki süreçte kamuoyuna daha net olarak yansıyacak göreceksiniz” dedi.
Seçime doğru giderken iktidarın süreci germeye çalışacağına ilişkin yapılan yorumları değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Biz bunun farkındayız. Her türlü hukuksuzluğu yapacak bunun da farkındayız. Ama biz asla ve asla demokratik kurallar dışına çıkmayacağız. Azimle, kararlılıkla hukuk içinde her türlü mücadeleyi yapacağız” dedi.
‘İKTİDAR HDP’Yİ DESTEK OLMALARI İÇİN İKNA ETMEYE ÇALIŞIYOR’
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere doğru giderken iktidarın HDP’yi kapatması durumunda bir hazırlık planlarının olup olmadığına ilişkin soru üzerine ise şu yanıtı verdi:
“Siyasi partilerin kapatılmasını doğru bulmuyorum. Siyasi partilerin kapatılması ülkenin hiçbir fayda getirmiyor. Farklı isimlerle sürüyor. HDP’yi kendilerine destek olmaları için ikna etmeye çalışıyorlar. HDP yanaşmadığı için acaba bir formül bulup kapatabilir miyiz diyorlar. 6 milyon insanın oy verdiği bir partiye herkesin saygı duyması lazım. Görüşlerinizi beğenmeyebilirsiniz ama ben bunu kapatacağım dediğiniz an zaten olmayan demokrasi kırıntılarını da yok etmiş olacaksınız. Bunu da iktidar siyasallaşmış yargı aracılığıyla yapılıyor maalesef.”
‘BOŞUNA FOTOROMAN SÜLEYMAN DEMİYORDUK’
Süleyman Soylu ve Ekrem İmamoğlu arasında geçen telefonla konuşma meselesine ilişkin sorulan soruya ise Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:
“Fotoroman diyorduk da boşuna demiyorduk. Bir insan paçavra olarak yerde sürünse bile bunları söylememeli, bu kadar yalan söylemeli, bu kadar ahlaksızlığa tevessül etmemeli. Onun için fotoroman Süleyman diyorduk. Gerçekten fotoroman.”
‘AKŞENER İLE SON DERECE KEYİFLİ BİR SOHBET OLDU’
Akşener ile bir araya geldiği fotoğrafa ilişkin asık suratlı yönünde değerlendirmeler yapılmasına ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, “Suratlarınız asık değil aslında biraz daha ciddi mi durmuşuz. Ben de fotoğrafları görmedim ama bakmam lazım. Son derece gayet keyifli sohbet oldu. Sohbet sadece Türkiye bağlamında değil, pek çok alanda görüş alışverişinde bulunduk. Temel beyle de oturduk uzun uzun düşüncelerimizi aktardık. Zaman zaman liderler bir araya geliyorlar. Önemli olan bu ziyaretler bir anlamda da altılı masaya otururken olayların olgunlaşmasına yol açıyor.
Erdoğan’ın adaylığına ilişkin sorulan soruya ise Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:
“Erdoğan’ın adaylığını tartışmaya açacağız. Onu hukukçular açacak, biz açsak YSK kimin emrinde, Erdoğan’ın elinde. Biz bu iradeyi biliyoruz. Erdoğan’ın telefonuna göre karar verecekler.”
‘MUHARREM İNCE’NİN DÖNEMİ İLE BU DÖNEM BAŞKA’
Muharrem İnce’nin adaylığının geç duyurulmasından dolayı seçimleri kaybettiği yönündeki açıklamaya ilişkin sorulan soruya da yanıt veren Kılıçdaroğlu,
“O dönemle bu dönümü karşılaştırmak doğru değil.O dönemle bu dönem çok farklı. Biz Türkiye’nin geleceği konusundaki endişeleri gidermek için çalışıyoruz. İğneden ipliğe neyi nasıl yapacağız özel çaba harcıyoruz. Kurmaylar da çalışıyor. Bizim için önemli olan aday değil, önemli olan rejimi değiştirmek ve demokrasi inşası. Bunu bir kişi değil, ancak altı lider bir arada yapabileceğiz. Demokrasi tarihimizdeki en güçlü uzlaşma. Altı lider arkasında duracak. Hep birlikte destek vereceğiz.”
‘İMAMOĞLU VE YAVAŞ GÖREVLERİNİN BAŞINDA’
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayları arasında Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın olup olmadığına ilişkin sorulan soruya ise “İki belediye başkanımız görevlerinin başında ve çalışıyorlar. Adayı belirleyecek olan da altılı masa, dilimizde tüy bitti. Bir arada oturacağız belirleyeceğiz. Konuşacağız, tartışacağız” yanıtını verdi.
Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***