Hebe de Bonafini öldü. Arjantin kayıp anneleri, ‘Plaza da Mayo’ annelerinin lideriydi. Bir an için rahat bir nefes almışlardır, katiller, dünün ve bugünün, uçaklardan okyanusa insanları atanlar ya da beyaz Toros şoförleri, sınır tanımayan CIA tedrisatlı kadrolular, taşeron emir erleri ve esas emir vericiler teferruat imalatçıları. Bonafini’nin iki eli, hep sizin yakanızda oldu. ‘Ni Olvido Ni Perdón!’-Ne unut, Ne de affet’ diyorlardı ‘Biz çocuklarımızı istiyoruz’…
Kayıpların sorumlusu herkes; İrili ufaklı, en üstleri bazen bol rütbeli ya da bol kibirli, başkan ya da ayakkabısının çekeceği, dilsiz uşak, dış kapının mandalı, hepinizin, kefenin diken iğnesin ve dikenin, topyekûn, umarım cehennem vardır sizin için…
Ateşiniz bol olsun…
Buanes Aires’de Plaza da Mayo annelerinden Juana Meller De Pargament’le – Juanita ile konuşuyorduk. 90 yaşındayım” demişti o zaman. “Aslında 92-93 yaşında. Yaşını küçültüyor” dedi arkadaşlar. Hiç ihtiyacı yoktu. Çok gençti. Konuşmaya başlamadan önce kucağındaki beyaz başörtüsünü eline aldı. “Ben şimdi başıma bunu bağlamak istiyorum. Çünkü bu başörtü, mücadelenin başından beri her zaman bizim yoldaşımızdı. Bu, bizim çocuklarımız ve kayıplarımız için bir sesleniş biçimidir. Biz hiçbir şey bilmiyorduk çocuklarımızdan önce. Onlar ne istiyorlardı, ne için mücadele ediyorlardı bilmiyorduk. Onları kaybettiğimizde, işte o zaman anladık ki bizim çocuklarımız diktatörlük istemiyordu, bu yüzden onları kaybettiler.”
– Eduardo Galeano ‘Çocuklarından Doğan Anneler’ diye isim vermişti onlara…-
SADECE ÇOCUKLARIMIZIN GERİ GELMESİNİ…
Arka duvar, onlarca yıldır her hafta yaptıkları gösterilerin fotoğraflarıyla doluydu. Kayıp çocukların fotoğrafları da vardı. Hepsi çok gençti ve hepsinin gözleri parlıyordu. Sanki yaşıyorlardı ve oradaydılar. Çok büyük bir coşku ve inançla konuşuyordu Juanita; “Ne zaman ki eve dönüyorum, kapıyı açıyorum, her yerde aynı elbiseler var. Hepsi sanki bir otobüsten her an inebilir. Bütün aileler bekliyoruz. Sadece çocuklarımızın geri gelmesini, başka hiçbir şey… Bütün geçen geceler, bütün geçen günler… Hiçbir zaman korkmadık, hiçbir zaman. Biliyor musun niye? Biz çocuğumuzu dokuz ay karnımızda büyüttük. İşte bu bizim gücümüz, biz onları istiyoruz. Onları eğittik. Onlar kültür edindiler ve onlar aşıktılar. Hiçbirimiz, hiçbir zaman korkmadık. Onların önünde çocuklarımızın fotoğraflarıyla kampanyalara başladık. Çok önemli kampanyalar yaptık. Hiçbir zaman korkmadık. Bence bizim kardeşlerimiz de mücadele edecek” diyordu.
Juanita 101 yaşında öldü. Hebe de Bonafini şimdi ama Juanita haklıydı. Dünyanın her yerinde kardeşleri var. Cehennem sırasını beklesin…
Metin Yeğin: Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah… CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200’e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye’de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; Gazeteduvar, dünyada, Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10’dan fazla kitaba sahip. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***