Artı Gerçek-Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 722’ncisini Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yaptı. Kaybettirilenlerin fotoğraflarını açan aileler, 20 Aralık 1993’te Şrınak’ta kaybettirilen Hacı Şili’nin akıbetini sordu.
Adalet, hakkaniyet ve cezasızlık politikalarıyla mücadele etmek için bir arada olduklarını dile getiren İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, 722 haftadır insanlığa karşı sistematik bir şekilde gerçekleştirilen ve devlet suçlarının ortaya çıkarılması, faillerin yargılanması ile cezasızlıkla yüzleşmek için mücadele ettiklerini söyledi.
‘DEVLETLERCE İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ ARAÇSALLAŞTIRILDI’
Zeytun konuşmasında şunları söyledi: “İnsan Hakları Haftası’nda kent ve bölgedeki hak örgütleriyle birlikte, mevcut insan hakları durumunu sizlerle paylaşıyoruz.
İnsan hakları evrensel bildirgesinin ve sözleşmenin gereklerinin devletlerce hiçbir şekilde yerine getirilmediğini ve sözleşmeyi araçsallaştırıldığını görmekteyiz.
Bu ülkelerin başında sistematik ihlalleriyle, insanlığa karşı işlenmiş suçları ile Türkiye Cumhuriyeti devleti gelmektedir. İnsan hakları örgütleri olarak, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası etkinliklerinde bir kez daha gözaltında kaybedilmeler gibi ve bütün ihlallerin çözümüne yönelik bir politikanın geliştirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Eylem ve etkinliklerimizle bu hususu hatırlatmaya devam edeceğiz.”
‘BİR GÜN MUTLAKA FAİLLERİN HESABI SORULACAKTIR’
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise, kaybettirilenlerin cenazelerinin ailelerine teslim edilmemesinin bir utanç olduğunu belirtti.
Savaşlar sonucu insanların Türkiye’de hala yaşamını yitirdiğini, gözaltına alındığını, gözaltında kaybettirdiğini ve yerlerinden edinilip göç ettirilmek zorunda kaldığını vurgulayan Eren, “Kaybettirilenlerin isimlerine bakıldığında hemen hemen herkesin bir ismi tanıdığını görebiliyoruz. Her ilçeden, her köyden birilerini görmek mümkün. Bu bir devletin ayıbı” dedi.
‘Geçmişle yüzleşmekten, helalleşmeden bahsediliyor’ diyen Eren “Ancak 30 yıldır bir çözüm olmuş değil. Cezasızlık bu devletin Kürtlere karşı kullandığı bir politikadır. Kürtlere bu topraklarda mağdur oldukları dosyalarda da adalet duygusu tatmin edilmiyor” ifadelerini kullandı.
Mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Eren, “Kayıp yakınlarının akıbetlerinin sorulması için eylemler devam edecek. Bir gün mutlaka faillerin hesabı sorulacaktır” diye konuştu.
‘YAŞAM HAKKINI SAVUNACAĞIMIZ’
Türkiye’nin insan hakları ihlallerinin en yaygın yaşandığı ülkelerden biri olduğunu da sözlerine ekleyen Eren, şöyle devam etti:
“Bu ülkenin altına imza atmış olduğu uluslararası bütün sözleşmelerde yer alan temel hak ve özgürlüklere uyması talep ve beklentimizdir. Yani, yaşam hakkını savunuyoruz, barışı savunuyoruz ve adalet talep ediyoruz.
Maalesef bu taleplerimiz zaman zaman soruşturmalara konu edildiği gibi yine bu hakları talep etme konusundaki her türlü çalışma ve etkinliklerimiz keyfi bir şekilde engellenmek isteniliyor. Yaşam hakkını savunacağımız bu dönemde hala eylem ve etkinlikler keyfi bir şekilde yasaklanmaktadır. Özgürlüğü, barışı, demokrasiyi savunmaya, savaşa, çatışmaya ve operasyonlara hayır demeye devam edeceğiz.”
‘23 YAŞINDAKİ HACI ŞİLİ, BİR ÇOCUK BABASIYDI’
Konuşmaların ardından askerler tarafından darp edilerek kaybettirilen Hacı Şili’nin hikâyesini okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Jiyan Ormanlı, şu bilgileri paylaştı:
“Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde çobanlık yapan 23 yaşındaki Hacı Şili, bir çocuk babasıydı. Hacı, 20 Aralık 1993 tarihinde ağabeyi Tahir Şili ile birlikte konakladıkları bölgede hayvanları otlatır. Sabaha karşı operasyon bölgesinden dönen askerler karşılaştıkları Hacı ve Tahir’i silah dipçikleri ve tekmelerle darp eder. Tahir’in dört dişi kırılır. Daha sonra yüzbaşı olan kişi, Hacı’dan çantasını askeri araca kadar taşımasını ister. Tahir darp edildikleri yerde beklerken, Hacı askerler ile birlikte ormanlık alana giderek gözden kaybolur.
AİLE GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALIR
Akşama kadar bekleyen Tahir, kardeşi dönmeyince Gideran Karakolu’na gider ancak ‘bilgimiz yok’ yanıtını alır. Bunun üzerine Eruh Jandarma Karakolu’na giden Tahir’e, ‘Şırnak’a götürülmüş’ bilgisi verilir. Eruh’tan dönerek Şırnak Karakoluna giden Tahir’e bu kez ise ‘Eruh’ta olabilir’ denilir. Karakollardan bilgi alamayan Şili Ailesi Hacı’nın akıbetini öğrenmek için Siirt Valiliği’ne başvursa da hiçbir sonuç alamaz. Şili ailesi Hacı’nın kaybolmasıyla birlikte gördükleri baskılar nedeniyle Siirt’e göç etmek zorunda kalır. Hacı Şili, kaybedildiğinde henüz 40 günlük olan Kader adındaki kızı (babası yasal olarak yok sayıldığı için) amcasının nüfusuna kaydedilir. Hacı Şili’den 20 Aralık 1993 tarihinden beri haber alınamıyor.”
BATMAN’DA 558’İNCİ HAFTA
Batman’da ise kayıp yakınları ve İHD, eylemlerinin 558’inci hafta dolayısıyla Gülistan Caddesinde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi.
“Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” ve “Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz. İnsan haklarıyla insandır” pankartları ile kayıpların fotoğrafları açıldığı eylemde konuşan İHD Şube Yöneticisi Ahmet Şiray, İnsan Hakları Haftası’na dikkati çekti.
Artan baskı ve şiddet ortamına değinen Şiray şunları söyledi:
“İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın her yıl kamuoyu ile paylaştığı yıllık raporları, günlük hayatımızda hepimizin tanık olduğu ve maruz kaldığı hak ihlallerinin geldiği korkunç boyutları açıkça göstermektedir.
Özellikle ifade özgürlüğü üzerindeki baskı, yaşam hakkı ve işkence, kötü muamele yasağı gibi hak ihlalleri ciddi boyutlara ulaşmıştır. Ülkedeki en korumasız ve riskli yerlerin başında hapishaneler gelmektedir.
Devletlerin insan haklarına yönelik saygısının göstergesi olan hapishaneler, yaşam hakkı ihlalinden işkenceye, sağlık hakkına erişime kadar ağır ve ciddi ihlallerinin yaşandığı yerlerdir. Salgın dönemindeki kısıtlamalar sürekli hale getirilerek yeni bir ‘normal’ yaratılmak istenmektedir.”(MA)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***