ANKARA – Tutulduğu hücrenin 24 saat kamerayla izlendiğini aktaran hasta tutuklu Yılmaz Üstek, “Odamda lağım kokusu var, nem var. Doğru düzgün nefes alamıyorum. Başımıza bir şey gelirse sorumlusu cezaevidir” dedi.
Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları ve hak ihlallerine karşı 4 Ekim’de başlatılan ve 16 Kasım’dan bu yana süresiz-dönüşümsüz olarak devam eden açlık grevi sürüyor. Sağlık sorunları nedeniyle açlık grevine girmesine arkadaşlarının engel olduğu hasta tutuklu Yılmaz Üstek, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde yaşadıkları hak ihlallerini anlattı. Erzurum’un Karayazı ilçesinde 2012 yılında tutuklanan Üstek’e, siyasi gerekçelerle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Üstek, 5 yıl Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi’ne tutulduktan sonra Van T Tipi Kapalı Cezaevi’ne, oradan da yaklaşık iki ay önce Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edildi.
AMELİYAT OLMASI GEREKİYOR
Kalbinde ritim bozukluğu, migren ve göz rahatsızlığı olan Üstek, tutuklanmadan önce gözünden katarakt ameliyatı oldu. Cezaevinde olduğu süre boyunca hastane kontrollerine düzenli gidemediğinden tekrar ameliyat olması gerektiğini söyleyen Üstek, bir gözünü kaybetme riskinin olduğunu söyledi. Cezaevinde kalp krizi geçiren Üstek, bunun tekrarlamasından endişe duyuyor.
KALP AĞRILARI ŞİDDETLENDİ
Konya’ya getirildiğinden bu yana rahatsızlıklarının giderek arttığını ifade eden Üstek, havalandırma saatleri kısıtlanması ve hücrenin rutubetli olmasından kaynaklı kalp ağrılarının şiddetlendiğini kaydetti. Tek kişilik hücrede tutulan Üstek, hastaneye gidiş gelişlerde “askeri nizam” dayatıldığı, bunu kabul etmedikleri için de hastaneye gidemediğini ifade etti. İhlallerin devam etmesi durumunda kendisinin de açlık grevine gireceğini söyleyen Üstek, “Başımıza bir şey gelirse, sorumlu cezaevidir” dedi.
‘ZULÜM VE İŞKENCE VAR’
Ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, son günlerde biraz düzeltilse de kendilerine çok az miktarda yemek verildiğini belirten Üstek, “Burada büyük bir zulüm ve işkence var. Geldiğimizden beri hücrelerde kalıyoruz. Ölüme terk edilmişiz. Mehmet arkadaşımızın eli sakat, ‘tek başına kalamaz’ diye raporu da var ama yine de teklide tutuyorlar. Doktora götürüldüğümüz zaman askeri nizam dayatılıyor. Biz de bunları kabul etmiyoruz, direniyoruz. Ama büyük bir işkence var. Herkese baskı yapıyorlar” dedi
24 SAAT GÖZETİM ALTINDAYI
Bir saat olması gereken havalandırma süresinin her seferinde daha çok kısaltıldığını ve neredeyse yarım saate indirildiğini anlatan Üstek, “Kaldığım tekli hücrede kamera var. 24 saat gözetim altındayım. 24 saat kamera beni izliyor. Odamda lağım kokusu var. Nem var. Doğru düzgün nefes alamıyorum. Büyük işkence altındayız. Taleplerimizi iletiyoruz. Ama kulak asan yok” bilgilerini verdi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***