Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezasına çarptırılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sözcü gazetesine yeni açıklamalarda bulundu.
Bu noktada hakimin, İmamoğlu’nun sözlerinin YSK değil, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘ya yönelik olduğunu kabul ettiğini ve kararın buna rağmen verildiğini hatırlatalım.
Büyükşehir belediye başkanı, geçtiğimiz günlerde Habertürk yazarı Fatih Altaylı‘yla yaptığı söyleşide “Rakibin oyuna girme ve skoru değiştirme gücüne sahip oyuncularından biri maç öncesi yolda ve üstelik oyuna girip girmeyeceği bile belli değilken sakatlamasınlar” ifadesini kullanmıştı. Sözcü yazarı Aytunç Erkin‘in “Sakatlanıp, sezonu kapattınız mı?” şeklindeki sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Yok canım. Sakatlamaya çalışıyorlar tabii. Henüz bir şeyimiz yok, sakatlanmadık. Hangi koşulda olursam olayım sezonu kapatır mıyım ben? Bir futbol takımından örnekle anlattım. Ve dedim ki bırakın sahaya çıkıp oynarken sakatlamayı siz daha yolda maça gelirken yolda darp etmeye kalkıyorsunuz ya da bacağını kırmaya çalışıyorsunuz. Bu kadar kötülük dolusunuz yani. Centilmenliğin tamamen dışında bir kötülük bu.”
‘Takım oyuncusu’ olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“(…) Hani o yanlış anlamayı da giderin. Biz takım oyuncusuyuz. Bu işte muhalefet bloğu, ‘Türkiye ittifakı’ diye bahsettiğim o büyük ittifak kazanacak. Kazanmalı demiyorum, kazanacak. Biz o büyük ittifakın aktörleriyiz, önemli insanlarıyız. Ama maça çıkmadan bizi daha yolda sakatlamaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar… Ekrem İmamoğlu sakatlandı, hastanede yatıyor da olsa, tribünden izliyor da olsa, ne koşullarda olursa olsun ben bu sürecin en çalışkan neferi olacağım. Hatta iddiamı koyayım. Hangi koşulda olursam olayım en büyük mücadeleyi veren insan olacağım. Onun için boşuna uğraşıyorlar.”
‘BİZİM TARAFIMIZDAYMIŞ GİBİ GÖRÜNEN, AMA İKTİDARIN DİLİNİ KULLANANLAR VAR’
İmamoğlu, mahkeme kararının çıktığı gün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile bir araya gelmesinin ‘CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na kumpas’ olarak yorumlanmasına da tepki gösterdi. Ana muhalefet partisinin “Baba – oğul gibiyiz” sözleriyle andığı İmamoğlu, herhangi bir isim anmadan şunları söyledi:
“Bizim muhalefet bloğu olarak her birleşme anımızı, hem buluşma anımızı, her kaynaşma anımızı, her kucaklaşma anımızı, hatta partinin içinde bile güzel anlarımızı kirletme çabası bugünün iktidarında var. Esas kumpas bu. Biz çok güzel bir fotoğraf gösterelim. Bilin ki o akşam başka bir kumpas, başka bir şantaj devreye giriyor. O dili kullanan, o dili üreten, bizim tarafımızdaymış gibi gözüküp onun peşinden koşan diller de bu kumpasın bir aletidir. Yani bu kumpas iktidarın kumpasıdır. Biz ona alet olmayız.
‘KUCAKLAŞMAMIZDAKİ SANTİMETRELERİ ÖLÇER OLDULAR’
Bizim kucaklaşmamızdaki santimetreleri ölçer oldular. Yüz ifadelerimizdeki kıvrımları ölçer oldular. Bunun daha ötesi var. Onun için tümüyle iktidarın kumpasıdır. Bir de bu kumpasa alet olan bizim tarafımızdaymış gibi gözüken dillerin bu oyunun bir parçası olmasıyla yürütülen bir kampanya. Dün genel başkanla buluşmamızın üzerinden bile bir sürü daha ne çıkartırız çabasını duyuyorum yani. Bu iyi manzarayı nasıl bertaraf ederiz çabası var.”
KILIÇDAROĞLU DA ’20 YILLIK YANDAŞLIKTAN SONRA BİR BAKTIK MUHALİF YAZAR OLUVERMİŞLER’ DEMİŞTİ
CHP lideri Kılıçdaroğlu da geçtiğimiz eylül ayında benzer bir tepki göstermişti. “Son zamanlarda kerameti kendinden menkul bazı kişiler bir anda muhalif yazar oldular. 20 yıllık yandaşlıktan sonra, bir baktık oluvermişler işte” diyen siyasetçi, şunları kaydetmişti:
“Bunların bazıları köşe yazarı, bazıları araştırmacı formatında önümüze çıkıyorlar; muhalefet nasıl yapılır, kelle koltukta mücadele eden bana öğretmeye kalkıyorlar. Defalarca suikast teşebbüsüne uğramış bana, köşelerinde ders vermeye kalkıyorlar. Şunu çok iyi bilsinler ki biz daha ölmedik. Onların da ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Haksızlıklar karşısında kalemini dahi oynatmayan, televizyonlarda konuşmayan, ‘Alo Holdinglerin’ medyası bana ders vermeyi bıraksın, ateş olsalar cürmü kadar yer yakarlar. Bu böyle biline.”
‘KURUMUNA YÜKSEK SADAKATLE BAĞLI BİR KİŞİYİM’
Ekrem İmamoğlu’nun son mesajı ise parti içine yönelikti:
“Ben hayatı boyunca kurumlarına yüksek sadakatle bağlı olmuş bir kişiliğim. Bulunduğum hangi kurum, kuruluş varsa, bu benim aile makamımdan başlar, aile şirketlerine devam eder, yaptığımız işler güçler, bulunduğum siyasi partiden şu anda görev yaptığım İstanbul Büyükşehir Belediyesi organizasyonuna varıncaya kadar kurumuna yüksek sadakatle bağlı bir kişiyim.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***