Dinçer GÖKÇE
İSTANBUL- Sahte çekler kadar çek hırsızlığı da birçok firmanın canını yakmaya devam ediyor. Tekstil firması sahibi Memet Doğan 22 Ocak 2015 günü, Başakşehir İkitelli’de aracını park ederek tapu müdürlüğüne gitti. Doğan, tapudaki işini tamamlayıp aracına yöneldiği esnada, sağ arka kelebek camının kırıldığını fark etti. Doğan, aracın içine baktığında bankadan yeni aldığı çek koçanının çalındığını gördü.
Söz konusu hırsızlık olayından bir ay sonra Doğan’ın aracından çalınan çeklerden biri, tahsil edilmek üzere, özel bir bankanın Merter Ticari Merkez Şubesi’ne ibraz edildi. Banka görevlileri, yaptıkları sorgulamada, söz konusu çekle ilgili çalıntı kaydının olduğunu gördü.
KAŞE DOĞRU İMZA SAHTE
Çeki çalınan Doğan’ın durumdan haberdar olması ile soruşturma başlatıldı. Çekin arkasında iki firmanın cirosunun olduğu görüldü. İlk ciro J. P. Tekstil isimli bir firmaya aitti. M. D. C.’nin ortağı olduğu firmaya ait kaşenin yanı sıra bu kişinin imzası da çekte yer alıyordu. Yapılan kriminal incelemede imzanın M. D. C.’nin el ürünü olmadığı yönünde sonuç çıktı.
İMZALAR CANSUNLAR’A AİT ÇIKTI
Çekteki ikinci ciro ise Galatasaray eski başkanlarından Mehmet Cansun ile oğlu Ali Cansun’a aitti. Cansunlara ait Evap Pover Mekanik ve Elektrik Enerji Sistemleri şirketinin kaşesinin de bulunduğu çek de incelemeye alındı. Çekin arkasında bulunan iki imzanın baba-oğul Cansun’a ait olduğu ortaya çıktı.
‘ÇALINTI ÇEKLERİ BAŞKASI GETİRDİ’
Cansunlar hakkında ‘resmî belgede sahtecilik’ ve ‘dolandırıcılık’ suçlaması ile dava açıldı. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada savunmalarını yapan iki sanık suçlamaları kabul etmedi.
Baba Mehmet Cansun yaptığı savunmada “Feridun Pakaydın isimli kişiden üç adet çek almıştık. Çek takası yapan bir şahıstı. Banka kendi çeklerimizi kabul etmediği müşteri çeki istediği için biz ona çek verdik, o da bize dava konusu çeki verdi. Biz de çekleri bankaya verdik. Banka bir çeki kabul etmedi, iki tanesini kabul etti, kredi verdi, biz de kredileri ödedik” dedi.
Ali Cansun ise savunmasında “Diğer sanık benim babam olur. Şirkette ikimiz de yetkiliyiz. Olay tamamen babamın anlattığı gibi olmuştur. Herhangi bir dolandırma ve sahtecilik kastımız yoktur. Çeki babam almıştı” dedi.
‘SANIKLARA ÇEK GETİRMEDİM’
Tanık olarak ifadesi alınan Feridun Pakaydın ise “Ben sanıklara kesinlikle çek getirmedim. Kesinlikle çek takası işi yapmıyordum. Biz o dönem Mehmet Cansun’un ofisine gidip geldikçe ofisinde tipleri düzgün olmayan insanlar görüyordum. Bu insanların Mehmet Cansun’un kredilerine çek koyduklarını hatırlıyorum. Sanık Ali Cansun’un bu işlerle hiçbir ilgisi yoktur” diye konuştu.
BABA OĞULA HAPİS CEZA
Yapılan yargılama sonrası mahkeme kararını verdi. Mahkeme, iki sanık hakkında dolandırıcılık suçundan beraat verdi. Mahkeme, baba-oğul Cansun’a resmi belgede sahtecilik suçundan ise 1’er yıl 8’er ay hapis cezası verdi. İki sanık için de hükmün açıklanmasını geri bırakan mahkeme Mehmet Cansun’un 5 yıl süre ile, Ali Cansun’un ise 2 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verdi.
İş dünyasında çalıntı çek kabusu: Meblağ 100 milyon lirayı aştı
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***