İSTANBUL – Kimyasal kullanımına ilişkin Hulusi Akar’ın ilk olarak “yok” dediğini ardından da bakanlığın inceleme yaptığını hatırlatan avukat Barış Yavuz, “Hani yoktu? Eminseniz neden araştırıyorsunuz” diye sordu. Mahkeme, Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Türkiye’nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik kimyasal silah saldırısına dair görüntüleri değerlendirmesi nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklanan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında açılan davanın ikinci duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.
Fincancı’nın ardından Mütalaaya karşı söz alan müdafi avukat Barış Yavuz, “Etkili bir soruşturma yapmayı kim istemez?” sorarak, sözlerine başladı. Yavuz, “Menfaati olan istemez. Suçlu olan istemez” dedi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın kimyasal silah kullanımının araştırıldığına dair ifadelerine işaret eden Yavuz, “Hani yoktu? Yok olduğundan bu kadar emin isen neden gönderiyorsun?” şeklinde sordu. Birçok katliamın yaşandığını söyleyen Yavuz, Roboskî katliamını hatırlattı. “Suça suç demek suç değildir” diyen Yavuz, “Kürtlere dair bir şey söylemeyin. İhlal yaşanıyorsa başlarına bir şey geliyorsa ‘bunu söylemeyin’ deniyor. Ancak Kürtlerin hakları vardır var olmaya devam edecekler. Şebnem Korur Fincancı da suç işlememiştir” diye kaydetti.
TOPLUM HEDEF ALINIYOR
Salonda bulunan gazeteciler, salonun küçük oluşu ve mikrofonun kapalı olması nedeniyle not tutamadıklarını ve değiştirilmesini istedi. Mahkeme başkanı, “Çalışmayın. Ayrıca söz istemeyin, söz almayın. Yoksa çıkartırım” diyerek, gazetecileri tehdit etti. Daha sonra esasa ilişkin söz alan müdafi avukat Şevin Kaya, gazetecilere yönelik tehdide tepki gösterdi. Fincancı’nın bilimsel bir “iddiada” bulunduğunu belirten Kaya, bunun araştırılması gerektiğini söyledi. Kaya, Fincancı üzerinden toplumun hedef alındığına da işaret etti. Mahkemenin de bu konuda araç olarak kullanıldığına dikkat çeken Kaya, buna engel olunması gerektiğinin altını çizdi.
POLİTİK DAVA
Daha sonra söz alan müdafi avukat Meriç Eyüboğlu, “Verilecek kararın üç yukarı beş aşağı ne olacağını biliyoruz. Söyleyeceğim sözlerin karanlık bir kuyuya düşeceğini bildiğim halde yine de ifade etmek istiyorum. En başta bu davanın politik bir davadır” dedi. Fincancı’nın 19 Ekim’de Medya Haber’e bağlandığını ve kıyamet koptuğunu belirten Eyüboğlu, başta Erdoğan olmak üzere iktidar ve pek çok yetkilinin ağır hakaretler de bulunduğunu ve hedef gösterdiğini kaydetti. Eyüboğlu, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün ( OPCW) Cenevre Sözleşmesine göre devletlerden bağımsız olduğunu ve Fincancı’nın bu duruma işaret edip araştırma ve inceleme talebinde bulunduğunu söyledi. Eyüboğlu, “Uzmanlık alanına ilişkin değerlendirme yaptı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bu yönde kararları var ve bu yüzden beraat kararı ile çıkmamız lazım” ifadelerini kullandı.
REDDİ HAKİM TALEBİ
Fincancı’nın yurt dışında olduğunu ve tutuklanacağını bildiği halde geldiğini belirten Eyüboğlu, “Kendi ifadesiyle çünkü bu topraklarda yaşayan halklara borcu var” dedi. Eyüboğlu, savunma haklarının engellenmesi ve taleplerinin dikkate alınmamasını da işaret ederek, “Bugün bir tahliye kararı değil bir ceza kararı vereceğinizi bilerek huzurunuza geldik. Ayrıca bu davayı hakkaniyetli bir şekilde yaptığınıza inanmıyoruz” diye kaydetti. Hakimin tarafsız olmadığını ve buna hakimin hal ve hareketlerini yanı sıra davranışlarına bağlayan Eyüboğlu, bu durumun Yargıtay içtihatlarında da olduğunu söyledi. Eyüboğlu, bu nedenlerden ötürü reddi hakim talebinde bulundu.
Mahkeme, talebi değerlendirmek için duruşmaya ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, talebin zamanında yapılmadığını iddia ederek, reddetti. Ayrıca mahkeme, tutukluluk halinin de devamına karar vererek, duruşmayı 11 Ocak’a erteledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***