Artı Gerçek – Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı, akademisyen Sinan Ateş, arkadaşı Selman Bozkurt ile Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi 1456 Sokak’taki İnci Apartmanı’ndan çıktıkları sırada, motosikletli kişinin silahlı saldırısına uğradı. Sinan Ateş’in öldüğü açıklandı.
AA’nın haberine göre; saldırıda Sinan Ateş başına isabet eden kurşunla ağır yaralanırken, Selman Bozkurt da omzundan yara aldı. Olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekibi tarafından kalp masajı yapılan Ateş, daha sonra özel hastaneye kaldırıldı.
Demokrat Partili Cemal Enginyurt Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş kardeşim, Hain ve kahpece bir pusuyla şehit edilmiştir.Katillerin Allah belasını versin. Ruhu şad, Mekanı Cennet olsun inşallah.” ifadesini kullandı.
Polis, kaçan saldırganın yakalanması için çalışma başlattı.
SİNAN ATEŞ, BİR GÜN ÖNCE İYİ PARTİLİLERLE FOTOĞRAF ÇEKTİRİP PAYLAŞMIŞTI
Sinan Ateş, 24 saat önce İYİ Partililerle fotoğraf çektirerek Instagram hesabından “Ülkücüyüm demenin zor olduğu günlerde ülkücülük davası uğruna mücadele veren davamızın aksaçlılarıyla” mesajıyla paylaşmıştı.
MERSİN GERİLİMİ
Ülkü Ocakları’nda 2019-2020 yılları arasında genel başkan olarak görev yapan ve MHP tarafından ‘FETÖ’cülük’ ve ‘hizipçilikle’ suçlanan Sinan Ateş’e destek veren eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı olan Çağrı Ünel, iddiaya göre bir grup Ülkü Ocağı mensubunun bıçaklı saldırısına uğramıştı. Bu saldırıya ateşle karşılık veren Ünel’in silahından çıkan mermilerle Emrullah Kaplan adlı ülkücü ölmüştü.
İSMAİL SAYMAZ ÜLKÜCÜLER ARASINDAKİ ÇATIŞMAYI YAZMIŞTI: BU KAN GÖLÜ BÜYÜYEBİLİR
Sinan Ateş’in öldürülmesi, gazetesi İsmail Saymaz’ın ülkü ocakları içi çatışmayı anlattığı 19 Mart’taki “Mersin’de ne oldu?” başlıklı yazısını hatırlattı. Saymaz yazısının sonunda “Vur emrine ‘Dur’ denilmezse bu kan gölü büyüyebilir” demişti. Saymaz’ın yazısından ilgili bölüm şöyle:
ESKİ BAŞKANA FETÖ’CÜ SUÇLAMASI
Ülkü Ocakları’nda 2019-2020 yılları arasında genel başkan olarak görev yapan Sinan Ateş, beklenmedik şekilde kızağa çekildi. Şu an Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve Inkılap Tarihi Enstitüsünde doçent olan Ateş, FETÖ’cülük ve hizipçilikle suçlandı. Orhun Haber adlı sitede Ateş hakkında “Bir ihanet ateşi” başlıklı yazı yazıldı. Ateş, sosyal medya hesaplarını kapatsa da sular durulmadı.
Eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı olan Çağrı Ünel ise arkadaşı Ateş’in tarafını tuttu.
15 Mart’ta Kadirli’den geldiği iddia edilen, aralarında Emrullah Kaplan’ın da bulunduğu dört kişi, banka şubesinden para çektiği sırada Ünel’e bıçakla saldırdı. Ünel, silahına davrandı. Kurşunların isabet ettiği Kaplan can verdi. Ünel tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
ÜLKÜ OCAKLARI: ARKADAN ATEŞ ETTİ
Mersin Ülkü Ocakları tarafından yapılan paylaşımda, bıçaklı bir saldırı olmadığı ileri sürülerek, “Kavganın ardından uzaklaşan kişiye arkasından ateş ederek, sırtından vurup öldüren kişinin eski ocak başkanı olması eline bulaşan ülkücü kanını temizlemeyecektir” denildi.
Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ise “Bu alçak saldırıyı azmettirip destek olan tüm odaklardan hukuki süreci de yakından takip ederek, her türlü hesabı soracağız” dedi.
Önceki gün tüm Ülkü Ocakları’nda Kaplan için Kuran okundu.
Kaplan’ın “FETÖ’cü bir hainin tetikçisi tarafından” öldürüldüğü savunuldu.
“FETÖ’cü hain” diye suçlanan kişi, Doç. Sinan Ateş.
Önceki gün Ateş’i aradım.
Ateş, “Çağrı, arkadaşımdır. Benim dönemimde ocak başkanıydı. Bu saldırı aklımızın ucundan geçmezdi. Çok üzüldüm” diye konuştu.
Ülkü Ocakları’ndaki görevinden ayrıldıktan sonra hedef haline getirildiğini belirterek, şöyle dedi:
“İpe sapa gelmez iddialar yazıldı. Bir şeyim varsa hukuka müracaat edersiniz. Ben öyle yaptım, suç duyurusunda bulundum. Sosyal medya hesaplarımı kapatmak durumda kaldım. Ne FETÖ’cülüğümüz kaldı…”
Ateş, “Hiçbir partiye üye değilim. Siyasi arayışım yoktur. Ülkücüyüm. Bütün ailem MHP’lidir. MHP’de makam talebimiz de yoktur. Genel başkanımıza sadakatle bağlıyım. Benim gidecek başka bir yerim yok” dedi.
İLK KEZ BİR CAN KAYBI OLDU
Ülkü Ocakları üyelerinin adının karıştığı saldırılarda ilk kez bir kişi hayatını kaybediyor. Bu ölüm, silahların konuştuğu bir şiddet dalgasının önünü açabilir. Örneğin, Kaplan’ın intikamı adına başka hayatlar heba olabilir.
İçişleri Bakanlığı neden susuyor?
Adalet Bakanlığı neden müdahale etmiyor?
İki yıldır devam eden saldırıların münferit mi geliştiği, bir merkezden mi yönetildiği, birbirleriyle bağlantısının olup olmadığı araştırılmalıdır. Vur emrini verenler, Emrullah Kaplan ile üç arkadaşını Mersin’e gönderip kurşunların hedefi haline getirenler açığa çıkarılmalıdır.
Vur emrine “Dur” denilmezse bu kan gölü büyüyebilir. (HABER MERKEZİ)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***