Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politikada normalleşme hamlelerini ekonomik kriz nedeniyle dış kaynak arayışının doğurduğu bir “teslimiyet” olarak niteledi.
Davutoğlu, ‘İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır ile normalleşme süreçleri böyle işlemedi maalesef. Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik darboğazdan çıkış için kaynak arayışıyla bağlantısını gören karşı taraflar Türkiye’yi istiskale varan bir tutumu pervasızca sürdürebiliyorlar.’ dedi
Yetkinreport’a konuşan Ahmet Davutoğlu şunları söyledi:
Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ni son derece ağır ifadelerle ülkenizde vatandaşı bir gazetecinin [Cemal Kaşıkcı] öldürülmesinden sorumlu tuttuktan sonra dava dosyasını teslim edip kucaklaşmaya gidilmesi de bu ekonomik durumla ilgili olduğu aşikâr.
İsrail’le de benzer bir durum var. Aylarca İsrail’le ilişkileri normalleştirmek istediğinizi söylemişsiniz. Sonra [Binyamin] Netanyahu gelip, “Erdoğan bana altı saatte bir Hitler derdi, ne oldu?” diye soruyor.
NETANYAHU ERDOĞAN’LA ALAY EDİYOR
“Oysa biz zamanında Mavi Marmara konusunda Netanyahu’ya özür diletmiştik hatırlarsanız. Mavi Marmara ile ilgili özür talebimiz vardı. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile yürüttüğümüz diplomatik girişim neticesinde 2013 Mart’ında [Dönemin ABD Başkanı Barack] Obama İsrail’de Netenyahu ile birlikte iken Kerry ile benim telefonum üzerinden sayın Erdoğan’ı aradı ve Netanyahu üzerinde mutabık kaldığımız özür metni ile özür diledi. O zaman çok uygundu şartlar normalleşmeye, çünkü Türkiye güçlü taraftı. O zaman bu süreci işletmeyen Erdoğan daha sonra Mavi Marmara şehitlerini rencide edercesine İsrail tarafının Kudüs’ü başkent gösteren bir anlaşma metnine biz görevden ayrıldıktan sonra 2016 yazında imza attı. Şimdi ise Netanyahu ile görüşebilmek için can atan bir görüntü veriyor, Netanyahu ise 2013’te özür dilediği Erdoğan ile alay ediyor. Bu normalleşme değil, küçük düşmedir. Sebebi de ülke kaynaklarını tüketerek namerde muhtaç olmaktır.
ERDOĞAN ESAD’A YALVARIR GİBİ SESLENİYOR, ÇÜNKÜ PUTİN’İN DAYATMASI VAR
Bu da rencide edici, istiskal edici bir normalleşme süreci. Erdoğan Esad’a yalvarır gibi iki aydır görüşebiliriz diye sesleniyor. Kendi ülkesini bile tümüyle kontrolden aciz Esad ise Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına şartlar dayatacak bir kibir ile davranıyor.
Bunun sebebi çok açık. Herkes Erdoğan’ın bütün söylediklerini yutan bu gurur kırıcı buluşma arzusunun arkasında Putin’in talebi ve dayatması olduğunu görüyor. Suriye’yle normalleşme sürecindeki bu tek taraflı arzunun Rusya’nın BOTAŞ’ın borçlarını kış sonrasına, seçim sonrasına ertelemesi için yürütüldüğü çok açık. Onun için Esad küstah bir biçimde Erdoğan’ın seçim kazanması için kullanacağı bir buluşmaya hayır deriz diyor.
Oysa Suriye ile normalleşme için en önemli belge 18 Aralık 2015’te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıdır. Rusya ve Çin’in de altında imzasının olduğu bu karar rejim ile muhalefetin bir ortak geçiş süreci hükümeti kurmasını öngörüyor. Esad gitsin de demiyor, geçiş hükümeti diyor. Rusya bunu kabul etmiş. Türkiye de ediyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***