Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR- Irak’a açılan Habur Sınır Kapısı, Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan ticari sınır kapılarından biri. Günde binlerce TIR bu kapıdan Irak Federal Kürdistan Bölgesi başta olmak üzere, Irak üzerinden Ortadoğu ülkelerine geçiyor. Yoğun TIR trafiğinin yaşandığı sınır kapasının kapasitesi ise olukça düşük. Sınır kapısında yük taşıyan TIR’lar haftalarca sınır kapısında beklerken, özel araçları ile Türkiye’ye giriş ve çıkış yapan iş insanları ve turistler de araçlarında günlerce beklemek zorunda kalıyor.
Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, Habur Sınır Kapısı’nda yaşanan yığılma ile ilgili bir açıklama yaparak, bu sorunun giderilmesini istedi. Kaya’nın açıklamasından sonra özellikle iş insanı ve tedavi için Türkiye’ye giriş ve çıkış yapmak isteyenler ile ilgili bir kanal açıldı ve son iki günde geçişlere kolaylık sağlandı. Ancak iş insanları için sağlanan bu kısmi çözüm sınır kapısında yaşanan sorunu gidermeye yetmiyor. Ticari olarak yük taşıyan araçlar sınır kapasitesi düşük olduğu için hala haftalarca beklemek zorunda kalıyor. Bu durum hem bölgenin hem de Türkiye’nin ticari gelirlerine olumsuz yansıyor. DTSO Başkanı Mehmet Kaya, sınır kapılarında yaşanan sorunu, komşu ülkelerle ilgili geliştirilen geçiş politikasını ve bu politikaların ülke ekonomisine yansımasını Artı Gerçek’e değerlendirdi.
HABUR SINIR KAPISINA RADİKAL ÇÖZÜM BULUNMALI
Irak ve özelikle Irak Federal Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye açısından ticari hacminin oldukça yüksek olduğunu hatırlatan Kaya, şu andaki ticaret hacminin geçmiş yıllara göre oldukça düşük olduğunu söyledi. Habur’da yaşanan soruna radikal bir çözüm bulunması gerektiğini belirten Kaya, “Kapasite sorunu var. Şu an neredeyse günde dört bine varan TIR geçişi var. Rekor kırıyorlar. Ama bu rakamlar 30 milyar doları getirmez. Bununda üzerine çıkamaz, kapasite bu kadar. Sınır kapısının kapasitesi budur” sözleri ile öncelikle sınır kapısının kapasitesinin arttırılması, yaşanan sorunlara kalıcı çözümün bulunması gerektiğini söyledi.
TİCARET HACMİ 40 MİLYAR DOLARI BULABİLİR
Habur Sınır Kapısı’nın ülke ekonomisine olan katkısına değinen Kaya, Türkiye’nin Irak Federal Kürdistan Bölgesi başta olmak üzere Irak ile 2021’de 11,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi olduğuna dikkat çekti. Sınır kapısındaki sorunun çözülmesi durumunda bu rakamın rahatlıkla ikiye, hatta üçe katlanabileceğini ifade eden Kaya, “Bakın henüz 2003 rakamlarını yakalayamadık. 12 buçuk milyar dolarlardan geldik. Bu gün olması gereken rakam 30-40 milyar dolardır. O potansiyel var. Bizim satacak ürünümüz, onların bize satacağı petrol var” sözleri ile Irak’la olan ticari hacmin önemine işaret etti.
“KÜRTLERİ CEZALANDIRMA GİBİ BİR POLİTİKA UYGULANIYOR”
Bu ticari potansiyele göre sınır hattındaki sorunun kaynağı nedir? Kaya’ya göre Irak Federal Kürdistan Bölgesinde 25 Eylül 2017’de yapılan bağımsızlık referandumuna karşı Türkiye’nin gösterdiği tepkinin devamıydı. O tarihte Türkiye’nin geliştirdiği tepkinin artık bir tarafa konulması gerektiğini savunan Kaya, karşılıklı ticaretin iki tarafında yararına olduğunu söyledi. Sınır kapısından geçen ürünlerin büyük bir bölümünün Türkiye’nin batısından gittiği bilgisini paylaşan Kaya, “Ekonominin önündeki siyasi engeli aşmanız, diyaloğu arttırmanız lazım. Diyaloğun İyi noktaya gittiği dönemlerde oldu. Bu bir yerde sanki Kürtleri cezalandırmak gibidir. Hem diyaloğun var, hem de her iki tarafında geliş gidişini, ticaretini engelliyorsun” ifadelerini kullandı.
KÜRDİSTAN BÖLGESİNE GİDEN ÜRÜNLERİN ÇOĞU BATI İLLERİNDEN
Türkiye’nin ihracat fazlası verdiği bir numaralı ülkelerden birisinin Irak ve Federal Kürdistan Bölgesi olduğunu hatırlatan Kaya, “Batıdan gelen o ürünler Kürdistan bölgesine ağırlıklı satılıyor. Biz oraya her şeyi satıyoruz. Gıda, taş, toprak her şey. Aldığımız 2-3 ürün var. Bunlarda zaten temel ithalat kalemleri olan elektronik, petrol ve petrol ürünleridir. Böyle bir partnerle, komşu partnerle siz nasıl ilişkiyi arttırırımı bir an önce konuşmanız lazım. Türkiye kapı tartışmalarına girmeden, karşılıklı diyalogla o kapıyı büyütmeli” dedi.
TÜRKİYE’DEN KÜRDİSTAN BÖLGESİNE GİDEN ŞİRKET SAYISI 5 BİNE YAKLAŞTI
Irak Federal Kürdistan Bölgesi’nde çok sayıda Türk yatırımcının olduğu bilgisinin paylaşan Kaya, orada Türkiye’den giden şirket sayısının 5 bine yaklaştığını söyledi. Bunun sadece bilinen rakam olduğunu, şirket sayısının bundan daha fazla olduğunu tahmin ettiklerini ifade eden Kaya, “Bu şirketler orada iş yerleri açıyorlar. İster istemez sürekli gidip gelecekler. Döviz hareketliliğinden dolayı hem gidiş, hem de gelişte kapıda yoğun beklemeler oluşuyor. İş insanı, sağlık için gelenlerin diğerleri ile aynı sırada tutulması, iki gün, üç gün arabada beklemesinin kabul edilir bir tarafı yok. Ne oluyor? Sağlıkla ilgili sistem gelişmiyor. İnsanlar buraya gelmemeye başlıyorlar. İş insanı da gidip gelmediği için artık o pazarı kendine uygun bir Pazar olarak görmüyor” ifadelerini kullandı.
“DİYARBAKIR-ERBİL ARASINDA KARGO UÇAĞI SEFERİ OLMALI”
Ticaret hacminin 30 milyar dolara çıkarılması isteniyorsa öncelikle siyasi ilişkilerin geliştirilmesi gerektiği ifadelerini kullanan Kaya, sadece kara değil, hava yolunun da kullanılmasını istedi. Türk Hava Yolları’nın (THY) bir an önce Diyarbakır’dan Erbil’e kargo uçağı seferleri düzenlemesi gerektiğini söyleyen Kaya, “İş insanlarının kargo uçağı ile ürün göndermesi sağlanabilir. Kargoda kampanyalar yaparak bunu yapmalı. Dönüp baktığımızda hem Türkiye açısından hem de bölge açısından sorunun çözümünde ekonomik açıdan mükemmel bir kazanç var” dedi
Ticari kazanç olmasına rağmen bu adımların atılmamasının siyasisi soruna işaret ettiğini belirten Kaya, bunun da hükümetin çözmesi gereken bir sorun olduğunu söyledi. Sadece Irak Federal Kürdistan Bölgesinden gelen bir turistin 300 dolar harcadığını hatırlatan Kaya, “Sağlık için Erbil’den biri geldiği zaman Diyarbakır’da 30 bin dolar harcıyor. Sırf gezmek için gelen de var” sözleri ile gelen turistlerin bölge ekonomisine katkısına dikkat çekti.
“TARKYA’DAN GELENE İZİN VERİLİYOR, KÜRDE VERİLMİYOR”
Bölgede uygulanan bu sınır politikasının batıda, özellikle Trakya bölgesinde oldukça esnetildiğini hatırlatan Kaya, “Türkiye’ye bakıyorsun Trakya’da sen Sırp’a vizesi kapı geçişi veriyorsun. Bulgar’a veriyorsun, Arnavut’a veriyorsun, Makedon’a veriyorsun son dönemlerde. Gelip Trakya’da alışverişini yapıp gidiyor, Kürde vermiyorsun. Kapıdan gelip 3 gün, 5 gün kalacak bir kapı geçişini vermiyorsun. Niye? Trakyalı iş insanına bakıyoruz bayram ediyorlar. Eczanelerinde, tekstilde, gıdada kuyruk var. Gelip orada alışveriş yapıp gidiyorlar. Ya arkadaş, bırak Kürt’te gelsin buraya kapıdan içeri girsin, alışverişini yapsın gitsin. Nedir, sorun ne? Niye buna izin verilmiyor” sözleri ile tepkisini dile getirdi.
“KÜRT SENİN DÜŞMANIN MI?”
Trakya bölgesinde sağlanan geçiş kolaylığının buraya sağlanmamasının güvenlik ile ilgili bir kaygıdan kaynaklı olup olmadığına ilişkin Kaya, şunları söyledi: “Aranan kişiler veya sakıncalı kişiler pasaportla kapıdan mı geçiyorlar Allah aşkına. Nusaybin kapısını aç, karşı taraftan da gelip Nusaybin, Kızıltepe gibi yerlerden 2-3 gün kalsınlar, alışverişlerini yapıp gitsinler. Sen Sırp’a bırakıyorsun, o senin dostunda bizim Kürt senin düşmanın mı? Gelip burada alışverişini yapsa, hastasını tedavi etse, kendisi, çocuğu için eşyalar alıp dönse kim kaybedecek? Bölge kazanacak, Türkiye kazanacak. Bu anlayışın tartışılmasının doğru olacağını düşünüyoruz. Ben Ak Parti içinde de bununla ilgili bakan seviyesinde rahatsızlıkların olduğunu biliyoruz. Olması gerekenin bu olduğunu söylüyorlar.”
200 DOLAR VİZE ÜCRETİ ALINIYOR
Sadece geçişlerle ilgili Trakya bölgesinde sağlanan kolaylık değil, aynı zamanda Irak üzerinden gelen turistlere çıkarılan zorluklar da var. Bunlardan birinin gelenlerden alınan vize ücreti olduğunu ifade eden Kaya, “Hasta geliyor, siz ondan 200 dolara kadar vize ücreti alıyorsunuz. Ama Trakya’dan gelenlerden almıyorsunuz. Geliyor Trakya’da işini yapıyor dönüp gidiyor. Ne vize ücreti alıyorsunuz, nede vizeye bakıyorsunuz. Bakın ben Trakya’ya gelmesin, orası gelişmesin demiyorum. Bölgesel kalkınmaya baktığımız zaman bu tür işe en çok ihtiyacı olan bölge burası. Burasının bu tür atraksiyonlara açılması gerekiyor. Dışarıdan döviz getirecek, buradaki ürünü satacak kanalların açılması lazımken, sen Trakya’ya bunu yapıyorsun, ama Güneydoğu’ya yapmıyorsun. Oradaki komşuların sana sanki bu güne kadar sanki çok iyi ilişkiler geliştirdiğin komşular, ama dönüp burada bunu Kürtlere yapmıyorsun. Sorunun özü burada” diyerek öncelikle bu sorunun çözülmesini istedi.
İŞ İNSALARI FİNANSA ERİŞEMİYOR: BANKALAR KREDİ VERMİYOR
Bölgede yatırım yapan iş insanlarının yaşadığı sorunlardan biri de finansa erişim sorunudur. Sınır geçişlerinde batı kentlerine gösterilen esneklik gibi, bankalarda batıda bulunan işletmelere daha kolay kredi imkanı sunuyor. Bölgedeki bankaların bölge şirketlerine kredi verme konusunda çekimser davrandığını ifade eden Kaya, şunları yaşanan sorunu şu sözlerle aktardı: “İnsanlar bölgede krediye ulaşamıyor. Ayrıca ipotek, özellikle ekspertiz hala bölgenin çözülemeyen sorunlarından bir tanesi. Yani siz öz kaynak kullanımında kendi malınızın ancak yarısını ticari hayatınıza sokabiliyorsunuz. Çünkü gayrimenkullerimiz burada çok düşük değerlendiriliyor. Ayrıca bölgenin kendine özgü bir ticari anlayışı bankaların kredi vermelerinde de sorun olarak önlerine çıkıyor. Bankalar kendilerine göre kurallar getiriyorlar. Oda neye sebep oluyor? Bölgede büyük ölçekli işletmeler merkezlerini Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlere taşıyorlar. Bu taşınma bölgede birçok sıkıntıya da neden oluyor. Adam burada 9 milyonluk kredi alamazken, aynı bankanın İzmir şubesinden 40 milyon krediyi iki saatte alabiliyor. Şirketse aynı şirket, aynı kişi, aynı bankanın Diyarbakır şubesinin veremediğini İzmir şubesi veriyor. Özellikle kamu bankalarında böyle bir sorun var. Böyle bir keyfi uygulama var. Defalarca bu sorunu dile getirdik, önlerine belge koyduk ama sorun bir türlü çözülmüyor.”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***