Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR – Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına yönelik 17 Haziran 2021 tarihinde Onur Gencer’n gerçekleştirdiği saldırıda parti çalışanı Deniz Poyraz öldürüldü. Cinayetin işlenmesi üzerine 29 Aralık 2021’de başlayan yargılama tam bir yıl sürdü. 28 Aralık’ta İzmir 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 7’inci duruşmada Gencer’e, “Tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, “Mala zarar verme” suçundan 4 yıl, “Konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan 2 yıl , “Ateşli silahlar kanununa muhalefet” suçundan ise 3 yıl hapis cezası verildi. Ancak verilen bu karar tepkilere neden oldu.
MAHKEME DOSYAYA DAHİL EDİLENLERİN YÜZDE 75’İNİ DİNLEMEKTEN VAZGEÇTİ
Dava avukatları yargılama boyunca dile getirdiği taleplerinin hiç biri kabul edilmediği gibi, saldırganın ilişkili olduğu isimler de ortaya çıkarılmadı. Avukatların yargılama aşamasında üzerinde durduğu konulardan biri Gencer’in sıklıkla gittiği poligondu. Gencer’in burada silah eğitimi aldığı, poligonda sıkça talim yaptığı ifade ediliyordu. Avukatlar da Gencer’in poligon ile olan ilişkisi üzerinde durdu, burada kimlerle irtibatlı olduğunun araştırılmasını istedi. Artı Gerçek’e konuşan Deniz Poyraz davası avukatı Türkan Aslan Ağaç, soruşturma aşamasında bilgi sahibi olan çok sayıda kişiyi dosyaya dahil ettiklerini ancak mahkemenin bu kişilerin pek çoğunun ifadelerine başvurmadığını söyledi:
“Mahkeme tanığı huzuruna almamışsa, onun ifadesini değerlendirme kapsamında tutmuyor. Tanıkların soruşturma aşamasında dosyaya dahil ettiğimiz bilgi sahibi olan kişilerin yüzde 75’i,nin dinlenilmesinden mahkememin ilk tensip tutanağıyla birlikte vazgeçildi. Böyle olunca poligonda eğitim alan kişileri, eğitmenleri ve poligon sahiplerini özelikle dinleme imkanına sahip olamadık, onlara soru yöneltemedik”
‘SANIKLARA SORU SORMA OLANAĞIMIZ ORTADAN KALDIRILDI’
Mahkemenin tutumuna ilişkin eleştiriler bununla da sınırlı değil. Mahkemenin tanık olarak dinlediği bir çok kişinin ‘şüpheli’ sıfatı taşıması gerektiğini vurgulayan Ağaç, “Sanıkla yan yana oturması gereken bir kısım kişi ise tanık sıfatıyla dinlendi. Değişik illerde talimatla ifadeleri alındı. Hem mahkeme onlarla yüz yüze gelip onlara soru soru sorma imkanından imtina etti, hem de bizim soru sorma olanağımız ortadan kaldırdı” dedi.
‘DİJİTAL VERİLERİN SADECE YÜZDE BİRİ İNCELENDİ’
Cinayetin işlenmesinin ardından Gencer’in üzerinde ve evinde çok sayıda dijital delil ele geçirildiğini anlatan Ağaç, delillerin incelenmesinin sadece cinayetin işlendiği tarih olan 17 Haziran’la sınırlı tutulduğunu söyledi. İncelemeye alınan kısmın ele geçirilen dijital verilerin yüzde birini bile kapsamayacak düzeyde olduğuna işaret eden Ağaç göz ardı edilen verilerle ilgili şu bilgileri verdi:
“Oysaki sanıktan ve evinden elde edilen dijital deliller oldukça kapsamlıydı. Çok kapsamlı incelemeyle bir bütünlük içerisinde dosyaya sunulması gerekirdi. O incelemeyi yapan ‘Siber ve Terörle Mücadele Şubesi’ neyi, hangi metodu kullandığı, o kadar çok veri içerisinde hangi kriterlere göre arama yaptığı ve hangi anahtar sözcük kullandıklarını dosyaya sundukları sınırlı rapordan da anlamak mümkün olmuyor. İçerikleri itibariyle bütünlüklü bir şekilde sunmadıkları için neyi eleyip, neyi elemediklerini bilmiyoruz. Ne biz biliyoruz, ne de mahkeme biliyor. Biz bunu öğrenmek istiyorduk. Sonuçta bu işin örgütlü ve organize olduğunu biliyoruz. O yüzden o veriler içerisinde seçme imkanı, değerlendirme imkanı bize tanınması lazımdı”
AVUKATLARIN TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Dijital verilerle ilgili kapsamlı bir inceleme yapılmasına yönelik taleplerinin kabul edilmediğini ifade eden Ağaç, “Buna ilişkin 140’ın üzerinde talep geliştirdik. Delillerle ilgili çok kapsamlı ayrıntılı talepler geliştirdik. Bu taleplerimizin hiç birini mahkeme karşılamamış oldu. Mahkeme bu olayı mahkeme huzurunda tartışma imkanını da elimizden aldı. Son iki duruşmadır zaten duruşma salonuna giremiyoruz. Ondan önceki duruşmalarda da bir şekilde ara verip tartışma ortamını ortadan kaldırdılar. Zorunlu usuli işlemler neyse, mahkeme onları yaparak olayı kapattı” dedi.
‘KOLLUK GÖREVLİLERİ HAKKINDA HİÇBİR İŞLEM YAPILMADI’
Dosyanın bir başka önemli boyutu da sanığın ilişkili olduğu kişilerin kolluk görevlileri olmasıydı. Buna ilişkin de avukatların talepleri vardı. Taleplerine rağmen saldırganın ilişkide olduğu kamu görevlileri hakkında da hiçbir işlem yapılmadığı gibi, bu isimlerin ifadelerine bile başvuruda bulunulmadığını belirten Ağaç şunları söyledi:
“Sadece Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde çalışan Oytun Y’nin talimatla ifadesi alındı. Oysa bu olayla çok yakından ilişkisi olduğu kanaatineyiz. Aynı şekilde İbrahim O. isimli bir kişi var. Bu şahıs sanıkla silah markası üzerinden sohbet ettiği kişidir. Aynı zamanda Erdoğan’a suikast girişimi sohbetinin ettiği bir isimdir. Şu anda bildiğimiz kadarıyla ordu içerisinde. Hangi sıfatla ordu içerisinde olduğunu bilmiyorum ama soruşturma sırasında böyle bir durumu yoktu. Sonradan herhalde orduya dahil olmuş. Onun ifadesini de talimatla aldı mahkeme. Düşünebiliyor musunuz? Biz onlara soru sorma imkanına sahip olamadık. Silah markası üzerine sohbet ediyorlar, yapacağı şeyin sarsıcı olup olmadığı üzerine sohbet ediyorlar. Ve biz yüz yüze gelip bu kişilere soru sorma imkanına sahip olamadık. Böyle bir insan soruşturmada şüpheli sıfatı taşımadı. Bunun yanında Suriye’de tanıştığı insanlar var. Ona ilişkin çok sayıda isim tespit ettik HTS kayıtlarında. Onların ifadesine başvurulmasını istedik. Çünkü Suriye’de bulunduğu süre içerisinde tanıştığı ve sonra geliştiği, devam ettirdiği kişiler. Onlarında ifadesine hiç başvurulmadı.”
‘MAHKEME KARARI EKSİK, HUKUKİ OLARAK TÜM SÜRECİ İŞLETECEĞİZ’
Mahkemenin vermiş olduğu kararın eksik olduğu tespitinde bulunan Ağaç, bundan sonraki hukuki süreçte de davanın takipçisi olacaklarını söyledi:
“Bu karar mevcut haliyle olayı tüm detaylarıyla, tüm çıplaklığıyla, görünenin arkasındakini ortaya koymadığı için oldukça eksik bir karar. Suçun nitelendirilmesi konusunda da maddi hata yaptıkları kanaatindeyiz. Çünkü eylem sadece Deniz Poyraz’a yönelik bir eylem değil, sonuçta partinin kendisine yapılmış bir eylem. O sebeple de partinin anayasal demokrasi içerisinde var olma gerekçesi neyse, onu ortadan kaldırma, yani kaos ortamı yaratarak onu ortadan kaldırmak hedeflenmiştir. İşleyemez hale getirilmesi hedeflenmiştir. O yüzden Ceza Kanunun 309’uncu maddesini de ihlal ettiği kanaatindeyiz. İtirazımız olacak. İstinaf aşaması, arkasından temyiz mahkemesi, tüm süreci işleteceğiz. Hakikati buluncaya kadar arayışımız devam edecek. O olayı sanıkla birlikte gerçekleştirenler, ayrıca onu HDP’ye yönlendirenlerin hepsi o sanık sandalyesinde oturtuluncaya kadar bu işin peşini bırakmayacağız.”
Deniz Poyraz davasında karar: Onur Gencer’e ağırlaştırılmış müebbet ve 9 yıl hapis cezası
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***