Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘3 Aralık’ı bekleyin’ diyerek işaret ettiği “İkinci Yüzyıla Çağrı” toplantısının yankıları sürüyor.
Başta ekonomi olmak üzere teknoloji, sanayi, eğitim, tarımdaki temel sorunların çözümüne dair projelerin anlatıldığı toplantıda konuşmacı olan bilim insanlarının Türkiye’deki yerel meselelere uzak konuşmalar yaptığı ve beklenen etkiyi yaratıp yaratmadığı tartışma konusu.
Ana muhalefet partisinin, Türkiye ekonomisi ve diğer pek çok alanda yürttüğü çalışmalar ne kadar gelecek vaad ediyor?
Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü üyesi Prof. Dr. Hurşit Güneş, CHP’nin Vizyon toplantısını ‘başarılı’ bulanlardan.
“CHP’nin böyle bir toplantıyı yapması, kıymetli iktisatçıları dinliyor olması ve bunu da kendi siyasal tabanı ile paylaşması ekonomik sorunlara duyarlı olduğunu gösterir” diyor.
Prof. Dr. Hurşit Güneş, bilim insanlarının yaptığı konuşmaların CHP’nin siyasetinin bir parçası olmadığını belirterek ‘siyaset üstü bir çerçeve çizildiğine’ vurgu yapıyor:
“Bu programda Hacer Fogo ve Selin Sayek Böke’nin konuşmalarının dışındaki konuşmalar partili değil. Akademisyenler kendi görüşlerini ifade ettiler, partinin görüşleri değil. Nitekim bu konuda da düzeltme yaptılar, bunlar siyaset üstü ve siyasetimizin bir parçası değil dediler. CHP sadece bu isimlerden yararlanılmasını kamuoyuna sundu. Hakan Kara, Daron Acemoğlu başka siyasi partilerin ekonomik hazırlıklarında da yer aldı. Mesela, oralarda doğrudan katkıda bulundu Acemoğlu. Burada ise bir konuşma yaptı sadece. Toplantıda Hacer Fogo yoksulluk ile ilgili CHP’nin öteden beri savunduğu aile sigortası kavramını yeniden öne çıkardı. Selin Sayek Böke de yaptığı heyecanlı konuşmayla CHP’nin bundan böyle uygulayacağı politikalarda kamuoyunun önde olacağını vurguladı”
Prof. Dr. Güneş, CHP’nin ekonomide neoliberal politikaları desteklediğine dair yapılan eleştirilere de katılmadığını belirtiyor:
“Kemal Beyin yaptığı konuşma siyasiydi. Yeşil ekonomiyi savunmak liberal mi? Jeremy Rifkin’den dolayı bu yorumlar yapılıyor fakat Rifkin bir akademisyen ve bizim toplantımızda konuşma yapması, katkıda bulunması olumlu, güzel. Halihazırda eleştiriler var fakat CHP’nin böyle bir toplantıyı yapması ekonomik sorunlara duyarlı olduğunu gösterir, kıymetli iktisatçıları dinliyor olması ve bunu da kendi siyasal tabanı ile paylaşması gayet olumlu değerlendirilmeli. Buradan Nobel ekonomi ödülü beklenmemeli, buradan Türkiye Amerika’nın da üstünde kalkınmış olacak denilmemeli. CHP değerli bir adım attı. İyi bir toplantı oldu, ama artık abartılmamalı.”
Prof. Dr. Hurşit Güneş’e göre bu toplantı ile CHP’nin ‘partinin iktisatçı kadroları yok’ eleştirilerine yanıt verdiğini dile getiriyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ise CHP’nin ortaya koyduğu somut projelerle yurttaşların beklentilerini karşıladıkları görüşünde.
Gökçen, CHP’nin bugünü gören, geleceği doğru tasarlayan ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden halkçı bir siyasetten yana tercihini koyduğunu dile getiriyor:
“Yurttaşlarımızın bizden bir beklentisi vardı. Somut, net ve titizce çalışılmış projeler ve bütüncül bir tablo çizilmesi. Önümüzde şu tercih var: halktan kopuk, sorun çözmek yerine sorun yaratan, ayrımcı ve seviyeden uzak bir siyaset mi? Yoksa bugünü gören, geleceği doğru tasarlayan ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden halkçı bir siyaset mi? Kişileri tartışan bir anlayış mı, yoksa halkın sorunlarını çözecek bir sistem kurmak mı? Uyuşturucu parasına muhtaç bir anlayış mı, temiz parayla kalkındırma iradesi mi? Cumhuriyet Halk Partisi olarak “buradayız ve tercihimiz belli” dedik bu toplantıyla”
İkinci Yüzyıla Çağrı toplantısı hem teknik yanı güçlü, hem de siyasi tercihini ayrıntılarıyla ortaya koyan bir etkinlik olduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçen, bu içeriğin uzun süredir yapılan saha çalışmaları, ziyaret ve toplantılar, akademisyenler ve yurttaşlardan gelen önerilerden süzülerek oluştuğunun altını çiziyor.
Toplantıda kamunun ekonomideki rolünün yeniden tarif edildiğini söyleyen Gökçen, sömürü düzenine yönelik yapılan ağır eleştiriler, güvenceli istihdam ve kimseyi geride bırakmama vurgusu, uzaktan çalışanın offline olma hakkı, beyaz yakalının mesai ücreti, teknolojinin elitlerin tekelinden çıkarılması ve de çok kazananın çok vergi vermesi gibi birçok noktanın atlandığını kanaatinde.
Konsensus Araştırma Başkanı Murat Sarı da bu toplantının CHP seçmenini heyecanlandırdığı ve seçmen tarafından iktidara yürüyüş olarak algılandığı düşüncesinde.
“Bence bu toplantı CHP seçmenini heyecanlandırdı ve sanki iktidara yürüyüş olarak algılandı. Ve önümüzdeki süreç içerisinde bu teorik donelerin altının doldurulacağını düşünüyorum. CHP, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizden nasıl çıkacağının yol haritasını verdi, vaatlerinin altını doldurdu. Ben CHP’nin ekonomide neoliberal politikalara yöneleceğini düşünmüyorum, çünkü konuşmalarda ‘halk’ vurgusu çokça yapıldı. Neoliberal politikada halk yoktur. CHP iktidara gelirse ekonomiyi nasıl düzeltecğinin ilk emarelerini verdi. Kaldı ki iktidar çok eleştiriyor ama bu toplantı çok üst düzey. Bu yeşil dönüşümü kaçırmayalım vurgusu bence önemliydi.”
Konsensus Araştırma Başkanı Sarı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi liderliğini ortaya koyarak seçim startı verdiğini de sözlerine ekliyor.
“Bu toplantı ile Kemal Kılıçdaroğlu seçim startı verdi. Kendi liderliğini de bu kadar üst düzey bilim insanını bir araya getirip aynı toplantıda konuşturarak ortaya koydu. Yani ‘ben bunlarla çalışıyorum’ diyor. Bu aşamada ortakları var, onların da görüşlerini alması gerekiyor… Ama liderliğini kesin olarak gösterdi.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***