İSTANBUL – İmralı’daki tecride karşı İstanbul Barosu’na başvuruda bulunan ÖHD’li avukat Tahir Demirci, baroların görevlerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılarak, avukat görüşmelerinin sağlanması talebiyle hukukçuların başlattığı girişimler sürüyor. Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuruların ardından birçok baroya da başvuru yapıldı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, İstanbul, İzmir, Amed ve Şirnex gibi kentlerde barolara başvuru yaparak, harekete geçmelerini istedi.
İNSAN HAKKI İHLALİ
Yaptıkları başvurulara dair konuşan ÖHD’li avukat Tahir Demirci, İmralı tecridinin insan hakkı ihlali olduğunu vurguladı. Demirci, İmralı’nın Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından 2017 yılında siyasi denetim sürecine alındığını ancak Türkiye’nin evrensel hukuk dışında bir politika izlediğini söyledi. Demirci, “Sayın Öcalan’dan 21 aydır haber alınamıyor. Mutlak bir iletişimsizlik söz konusu. Bu mutlak tecridin kaldırılması ve haber alınmama haline karşı çeşitli platformlarda başvurular yapıyoruz” dedi.
‘HUKUKİ İZAHI YOK’
Tecridin hukukla açıklanamayacağına dikkati çeken Demirci, “Çünkü hukuki boyutta bir sorunla karşı karşıya kaldığımızda, sorunu çözebilmek için hukuk kullanılır. Çözüm yöntemi bunun üzerinden ele alınır. Fakat karşımızda hukuka dair en ufak bir emare yok. Yani hukuki bir sorun olmadığı için çözüm de bununla giderilemiyor. Durum tamamen siyasidir ve siyasi konjonktüre göre ele alınmalı. Bir avukatın müvekkil ile görüşmesinin engellenmesi hiçbir gerekçeyle kısıtlanamaz” şeklinde konuştu.
Öcalan’a verilen “disiplin” cezalarının da hukukla izah edilemeyeceğini vurgulayan Demirci, “Bütün kamuoyu asıl sebebin bu olmadığını biliyor” dedi. Öcalan’ın sağlık durumundan ve hangi uygulamalara maruz kaldığından haberdar olmadıklarını ifade eden Demirci, “Gün geçtikçe ağırlaşan tecrit uygulaması ve mutlak iletişimsizlik hali sürdükçe endişe ve korkular da artıyor” diye kaydetti.
ÖCALAN’IN ÇÖZÜM GÜCÜ
Öcalan’ın Kürt sorunundaki muhataplığı ve çözüm gücüne değinen Demirci, “İmralı ile görüşmesinin ne kadar yerinde ve gerekli olduğunu daha önceki barış süreçlerinde biliyoruz. Aslında yetkililer de biliyor. Şu anda yaşadığımız şey, tecrit konusunun gündeme gelmemesi ile alakalıdır. Tabi bu durum bir siyasi çıkmazı da beraberinde getiriyor. Tecrit meselesi bu siyasi çıkmazı daha da derinleştirmektedir” şeklinde konuştu.
BARO BAŞVURUSU
Demirci, tecridin kaldırılması için İstanbul Barosu’na yaptıkları başvuruya işaret ederek, “Kendilerini görevlerini yapmaya davet ettik. Barolar aynı zamanda avukatların hukuki olarak karşılaştığı sorunlara çözüm aramak, talepte bulunmak gibi görevleri olan meslek kuruluşlarıdır. Daha önce benim de içinde bulunduğum 775 avukat bu konuya dair Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptı ve cevap dahi anlamadık” dedi.
İmralı’daki hukuksuzluğun tüm topluma yayıldığının altını çizen Demirci, şunları söyledi: “Şu anda ülkenin bütün alanlarına yayılan bir hukuksuzluk söz konusu. Hukuksuzluğu bir yerde durduramazsak, sesimizi çıkaramazsak, devamının geleceğini yaşadığımız tarihsel süreçlerden gördük. Bu noktada başta İstanbul Barosu olmak üzere tüm baroların görevlerini gereğini yerin getirmesi gerekiyor. Başvuruya karşı İstanbul Barosu’nun sessizliği, baroyu yönetenlerin ne durumda olduğunu ve iktidarla aynı noktada ortaklaştığını gösteriyor.”
‘CPT AÇIKLAMA YAPMALI’
Demirci, son olarak İmralı ziyaretiyle gündeme gelen Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) tutumuna değinerek, “CPT, bulunduğu uluslararası mevzuata uygun bir şekilde davrandığını, raporu bu yüzden açıklamadığını söylüyor. Ama İmralı’dan 21 aydır haber alınamayan bir durum söz konusu. Sadece bir prosedüre bakılarak, 6 ya da 1 yıl sonra raporun açıklanması, geri dönülemeyecek bir sorunla karşı karşıya kalmamıza neden olabilir” uyarısında bulundu. Demirci, şöyle devam etti: “CPT, İmralı’da neler yaşandığını, orada bulunan tutukluların nelere maruz kaldığına dair açıklama yapması lazım. Sayın Öcalan ve diğer tutuklular, bir an önce aileleri ve avukatlarıyla görüştürülmelidir. Bu talep hayatidir ve fazlasıyla acildir.”
MA / Esra Solin Dal
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***