YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Türk siyasetinin özellikle de AKP siyasetinin tek bir ilkesi varsa o da ilkesizliktir. İki kere iki kaç eder diye sorduğunuzda bütün dünyada dört edebilir. AKP’de ise kaç edeceği o zamanki çıkarlarına bağlıdır. AKP çok kısa aralıklar içinde Kürtlerin müttefiki de olabilir düşmanı da, ülkücülerin düşmanı da olabilir müttefiki de. İsrail sıklıkla bir terör devletidir ama gerektiğinde Türk milletinin dostudur. Rusya haddinin bildirilmesi gereken bir terör destekçisi devlet iken, anında değişen şartlar onu en yakın müttefik yapar. Birleşik Arap Emirlikleri 15 Temmuz’un finansörü, destekçisi, arkasındaki devlettir ama pabuç pahalanınca birden nargile arkadaşına dönüşür. Bükemediği eli öpmekte, tarihin görmediği kadar kıvrak ve çabuktur. Ama asıl garabet bu oynaklığın, bu ilkesizliğin bu yanar dönerliğin garipsenmemesidir. Bir süre sonra hem muhatapları hem muhalefet kendini yeni düzene adapte etmekte hiç zorlanmaz.
Sadece AKP değil bütün Türkiye siyaseti böyledir. Mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına gelmesini daha önce hiç sorun etmeden yıllarca onunla ittifak kuran Devlet Bahçeli şimdi her konuşmasında, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına kaset komplosuyla geçtiğini hatırlatıyor. O komployu kurgulayan ve miting meydanlarında Baykal kaseti için “ne özeli genel bu genel, eşiyle mi ki özel olsun..” diye avazı çıktığı kadar bağıran Erdoğan’ın bu sözlerini hiç anmıyor.
Türkiye’de sadece hukuk değil her şey, en çok da ilkeler, inançlar, ideolojiler siyasetin köpeği haline getirilmiş durumda.
2013 yılında barış süreci diyerek, çok zor durumda kalan ve kan kaybından ölmek üzere olan PKK’yı yeniden hayata döndüren AKP, sadece iki yıl sonra PKK’yı gerekçe ederek Kürtlerin yaşadığı şehirleri yerle bir etmiş, taş üstünde taş bırakmamıştı. İki yıl önce PKK’ya, Apo’ya serenat yapanlar, seçimlerde istediklerini alamayınca iki yıl sonra bildikleri en ağır cümleleri kurdular, şehirleri yerle bir ettiler… İki hareketleri de aynı alkışı aldı. Recep T. Erdoğan masayı kurarken de onu tekme ile devirirken de aynı desteği gördü. Herkes yeni düzene göre pozisyon alıp önceki olayların hepsini birden unutuverdi.
AKP, MHP’nin kayığıyla gidebileceği kadar yol aldı ama artık şartlar değişti, o kayığın saray mukimini iktidara taşıyacak gücü kalmadı. İktidar gücü kalmadığı gibi iktidar yolunda büyük bir yük haline de geldi; şimdi yavaş yavaş başka ittifaklar bulmanın ve siyasetin taşlarını ona göre şekillendirmenin zamanı. AKP Kürt seçmene yeniden göz kırpıyor. HDP ile görüştü diye CHP’yi teröre destek vermekle suçlayan MHP, AKP heyetinin bu partiyi ziyaret etmesini gayet normal ve gerekli buluyor.
AKP’nin, ağzından ateşler saçarak teröre destek vermekle suçladığı HDP’yi hem de Adalet Bakanı başkanlığında bir heyetle ziyaret etmesi de ayrı bir durum tabii ki. AKP MKYK üyesi Orhan Miroğlu, HDP’ye karşısına çıkan fırsatları ıskalamaması çağrısında bulunurken bunu Türkiye Yüzyılı vizyonu olarak adlandırıyor. HDP’nin de her platformda kendisine terör destekçisi diyen ve bütün belediyelerine kayyum atayan bir iktidar ile işbirliğine bu kadar hazır olması da tuhaf elbette.
Seçimlere yaklaştıkça AKP’nin Kürtler ile temaslarının artacağını, kapalı kapılar arkasında yapılan bir takım pazarlıkların daha çok gün yüzüne çıkacağını öngörmek mümkün. Sonuçta iktidar yolunda herkesle yatağa girmeye teşne ve bunu kamuoyuna vatan millet için diye pazarlamaya yetenekli bir parti var karşımızda.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***