Partisinin haftalık TBMM grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyinde sürdürdüğü operasyonları eleştirdi. Muhalefet partilerini “savaş” gündemi nedeniyle iktidarın arkasında hizalanmakla suçlayan Sancar, “Savaş politikalarının arkasına dizilerek iktidarın çizdiği oyun sahasından ayrılamıyorlar” dedi.
Konuşmasına, ölüm yıldönümü nedeniyle eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi anarak başlayan Sancar, “Tahir Elçi başta olmak üzere, karanlık cinayetleri aydınlatma, sorumlularıyla ve bunu yaratan sistemle hesaplaşarak ortak demokratik geleceği ve adalete güveni sağlayabiliriz. Elçi cinayetinin tüm aşamaları, yaşanan gelişmelerle birlikte Meclis araştırması açılmasını teklif ediyoruz, gelin komisyon kuralım” dedi.
‘AKP-MHP BEKASI İÇİN SAVAŞ PEŞİNDE’
“Türkiye’nin önünde iki ana gündem var” diyen Sancar, “Biri yoksulluktur, sefalettir, açlıktır, işsizliktir, zulümdür, baskıdır… İktidarın gündemi ise halkın gerçek gündemini bastırmaya ve unutturmaya yönelik politikalardır. Bu politikaların başında da savaş planları gelmektedir. Sokağa ve iktidarın psikolojisine baktığımızda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor; halk, geçim derdinde; AKP-MHP iktidarı ise kendi iktidarlarının bekası için savaş peşinde. Savaş, tüm toplumu saran bir şiddet iklimini beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu.
‘OPERASYONLARIN TEMELİNDE YATAN ANLAYIŞ, KÜRT DÜŞMANLIĞIDIR’
Savaş politikalarına karşı çıktıklarını kaydeden Sancar, “Kürt sorununda güvenlikçi anlayışına ve savaş operasyonlarına karşı çıkıyoruz, bu açık. Kuzeydoğu Suriye’ye başlayan operasyonların iki hedefi var; stratejik hedef, Kürtleri statüsüz bırakmak, kazanımlarını yok etme üzerine kuruludur. Bu iktidar da kendisinden önce yerel iktidarların yaptığı gibi klasik devlet aklını sürdürüyor. Kürtler kazanım elde edince bunu beka sorunu olarak kabul ettirmeye çalışıyor. Bu operasyonların temelinde yatan anlayış; Kürt karşıtlığıdır, Kürt düşmanlığıdır” dedi.
MUHALEFETE: ARKALARINDA DİZİLMEYE KOLAYCA İKNA EDEBİLİYORLAR
Bu politikalar aynı zamanda seçime giderken siyaseti dizayn etme hamleleri olduğunu savunan Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu politikalar seçim sürecini kendi lehlerine düzenleme planlarının en önemli parçasıdır. Halkı ayrıştıracaklar, yoksulluğu, soygunu, sömürüyü, rantı gündemden düşerecekler; açlığı unutturacaklar diye bir hesapları var. Maalesef bunda tamamen başarısız olduklarını söylememiz de kolay değil. Savaş politikalarını gündeme getirdiklerinden ve hayata geçirdiklerinden itibaren, istedikleri sonuçların bir kısmını elde edebiliyorlar. Toplumu ayrıştırabiliyorlar, toplumsal muhalefetin içine ayrılık tohumlarını daha kolay ekebiliyorlar, siyasal muhalefeti de kendi arkalarına dizilmeye kolayca çekebiliyorlar. Bu yolla, hem toplumsal mücadeleleri bastırmayı, hem sömürüye, talana karşı seslerini kısmayı hedefliyorlar. Hem de toplumu bir kez daha milletçilik hamaseti ile kontrol altına alma gibi bir hesap yapıyorlar. Bunun farkında olmazsak, seçimler yaklaştıkça neler yaşayabileceğimiz sorusunu kendimize sormalıyız. Bu iktidardan kurtulmak istiyorsak, bu oyunların amacının ne olduğunu herkes kendisine yeniden sormalıdır.”
‘TAKSİM SALDIRISIYLA İLGİLİ ORTAYA PEK ÇOK BİLGİ DÖKÜLTÜ, ÜSTÜ KAPATILDI’
Konuşmasında Taksim saldırısı ve sınır ötesi operasyonlara da değinen Sancar, “Bugün, Kuzeydoğu Suriye’ye yönelik bir kara operasyonu gündemde. Çeşitli pazarlıklar yapılıyor, amaç bir yandan Kürtlere ve kazanımlarına saldırmak; diğer yandan ülke içinde siyaseti ve seçim sürecini kendi lehlerine dizayn etmektir. Kara operasyonu başlatırlarsa kiminle yapacaklar? Müttefikleri kim? ÖSO çeteleri… Ne için bu kirli oyunlar? İktidarlarını sürdürmek içindir… Taksim saldırısını da çeşitli karartmalarla bir bahaneye dönüştürdüler. Taksim’deki saldırıyla ilgili pek çok bilgi ve veri ortaya saçıldı. Bunların tamamı; Suriye’deki çeteler, hatta IŞİD ile bağlantıya işaret ederken, bunların üstü karartıldı. MHP’nin bir ilçe başkanı ile fail olarak gösterilen şahıs arasında telefon konuşmaları tespit edildi, bunlar gündemden düşürüldü. Ortada karanlık bir senaryo var. Bu karanlık senaryoyu, bugünü esir alma, geleceği zapt etme amaçlı bir operasyondur. Buna karşı açık ve net söz söylemeden, bu karanlığı aydınlatma konusunda cesur bir tutum takılmadan, bu iktidara karşı diğer alanlarda yürütülecek mücadele de inandırıcı olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
ALTILI MASA’NIN ANAYASA TASLAĞI YORUMU: ZAYIF
Altılı masanın dün kamuoyuna duyurduğu anayasa taslağına da değinen Mithat Sancar, “Altılı Masa, dün bir Anayasa değişikliği taslağı önerisi sundu. Cumhurbaşkanlığı sistemini lağvetme, parlamenter sistemi yürürlüğe koymuş bir öneri bu. İçinde olumlu pek çok madde var ancak toplamına baktığınızda bu önerinin gerçek bir demokrasi, güçlü bir demokrasi için eksik ve zayıf kaldığını görebilirsiniz. Bir tür tamirat programı ortaya koyuyor bu öneri. Cumhurbaşkanlığı sistemi yürürlüğe girdikten sonra yaşanan tahribatların bir kısmının onarılması… Hedef bu. Sürekli kriz ve çatışma üreten sistemin kendisine dönük bir dönüştürme, değişiklik iradesi var mı? O iradeyi göremiyoruz… Geçmişi, belli düzenlemelerle geleceğin vaadi olarak sunmak bir çıkış değildir” ifadelerini kullandı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***