Varlı’nın ”İstiklal saldırısı, sınır dışı operasyon ve yanlış iliklenen o düğme” yazısından ilgili bölüm şöyle;
”Operasyon sadece ABD ve Rusya ile senkronize şekilde yapılmadı, benzer şekilde Suriye devletinden de onay alındı. Askeri harekâta dair konuştuğum Şam yönetimine yakın kaynakların aktardığına göre; Ankara Şam ile de operasyona dair bir koordinasyon içerisinde. İstihbarat örgütleri arasında uzun süredir görüşmeler vardı, operasyon da bu görüşmelerde ele alındı. Şam’ın operasyona zımni bir onayı var. Türkiye’nin harekâtına karşılık Suriye ordusu da İdlib’te aynı zaman diliminde cihatçılardan ona yakın bölgeyi geri aldı. Aynı kaynaklara göre Washington ve Moskova’da izin alınmadığı taktirde 160 kilometre derinliğindeki bir operasyonun düzenlenmesinin mümkün atı yok. Bahreyn’deki güvenlik konferansında konuşan Beyaz Saray’ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk’un Washington’ın Türkiye’den “Suriye’nin kuzeydoğusundaki zor durumu daha da istikrarsızlaştıracak bir şey yapılmamasının garantisini istediğini” açıklaması “kontrollü operasyon”nun göstergesi.
İktidar cenahı harekatı bir ulusal güvenlik meselesi olarak sunsa da esasında bu bir iç politika meselesi. Komşu ülkelerin topraklarında 650 kilometre uzunlukta, 25 kilometre genişlikteki alan vurularak “güvenlik meselesi” çözülmez. Daha önce çeşitli kereler gerçekleştirilen operasyonlar da nasıl meseleyi çözmek yerine daha da karıştırdıysa, şimdiki de benzer sonuçlar üretecektir.
İçeride dışarıda her alanda büyük bir çöküş var. Buhrana dönüşen ekonomik kriz derinleşirken, dünyanın en büyük istihbarat gücü yaygarasına rağmen karanlık güçler ülkenin en önemli caddesinde bomba patlatıp katliama imza atabiliyorlar. İstiklal’deki saldırıyı dahi çözemeyen, eline yüzüne bulaştıranlar hedef saptırarak karanlıkta kalan meselenin üzerini örtbas etme derdindeler.
Saray rejimi bir süredir her alanda ‘algı satıyor.’ Sorunları çözme iradesinde yoksun iktidar, yarattığı meseleleri çözecek tek alternatifin kendisi olduğu imajını yaratmaya çalışıyor. İçerideki çözülüşün, döküntünün üzerini perdeleyerek hamleler yapmak.
İktidar cephesinin bir diğer amacı da içeriden güç kaybettikçe şovenizmi körükleyerek milliyetçi-muhafazakâr kitleyi konsolide etmek. Muhalefetin “ulusal beka” bahanesiyle hizaya girmesi bu yatırımı hayli kazançlı bir hamleye dönüştürüyor. Amerikan Financial Times’ın “Suriye’ye yapılacak yeni, büyük bir harekât gelecek yılki seçimler öncesinde Türk milliyetçilerinin Erdoğan hükümetine desteğini artırabilir” belirlemesi dikkat çekici.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***