YORUM | M. NEDİM HAZAR
Anadolu’dan Görünüm ve Perde Arkası gibi programlarla devlet kanalı TRT’de rejimin sesiydi Ertürk Yöndem.
Resmi kanallarda yazdığı biyografisindeki şu ayrıntı sanırım kimlik ve kişiliği hakkında yeterli kanaat oluşturur:
“1980’e kadar haber dairesi başkanlığı dahil olmak üzere çeşitli görevlerde bulundu. 1980 yılında prodüktör kadrosuna atandı. Bugüne kadar 456 haber programı yaptı. Yaklaşık 456 programla, ülke gerçeğini, tarafsız, insan haklarına saygılı, hukuktan yana, Atatürk ilkeleri doğrultusunda, milli birlik ve beraberlik anlayışı içinde mesaj vermeye çalıştı.”
Özellikle 80 Darbesi sonrası ve 28 Şubat sürecinde yaptığı haberlerde devlet ve rejim güzellemesi yapan Yöndem, o dönem TRT aracılığıyla rejimin terör ile resmi mücadele platformlarından birini temsil ediyordu.
Özellikle 12 Eylül sonrasındaki PKK itirafçılarını ekrana çıkarıp pişmanlıklarını Türk halkına göstermeyi görev bilen Yöndem ve ekibi uzunca bir süre rejimin ekran yüzü olmuştu.
“Dövletimiz bize sahip çıktı, sağolasın Evren Paşa” içerikli röportajları yaşı yeterince büyük olanlar hatırlayacaktır.
TRT Haber’i izle, çocuğunu hapishane kreşine kaydettir!
Türkiye tuhaf bir ülke.
İster sol olsun, ister sağ.
Ya da bugünlerde olduğu gibi siyasal İslamcı.
Fark etmiyor.
Bir güç, iktidarı kendine râm ediyor ve arzu ettiği şekilde şekillendiriyor.
Günümüz siyasal İslamcıları sadece talan ve hırsızlıklara konsantre oldukları için geri kalan her şey onlar için önemsiz.
Anadolu Ajansı ve TRT gibi devlet kanalları rejimin borazanıydı zaten.
Ancak tarihin hiçbir döneminde iktidara bu kadar uşaklık yapmadığı gibi, şimdi ülke medyasının yüzde 95’i sarayın, yanı muktedirin kontrolünde.
12 Eylül 1980’den beri 40 yıldan fazla zaman geçti.
Devlet yayın organlarında durum daha da vahim.
O dönemler, darbecilerin ve askerlerin savunucusu ve sesi olan resmi kanallar hiç olmazsa muhalefeti “hain” olarak yaftalamıyordu.
Şimdilerde hepsi birer fraksiyonist yayın organı hüviyetindeler.
Tayyip Erdoğan’ın mutlak egemenliği ve tek seslilik hakim havuz ve devlet medyasında.
Hakan Şükür tartışmalarında gördünüz işte.
Hakan Şükür’e küfretmek, aşağılamak, hakkında yalan yanlış yayın yapmak serbest.
Ama biri Hakan Şükür’e söz hakkı verecek olsa, anında hain ilan ediliyor, RTÜK hemen devreye giriyor.
TRT tam da bu dönemde önemli bir habere imza attı.
Akıllara Ertürk Yöndem’i getirdi.
“Devletimiz sağolsun” içerikli haberlerde her gün yeni bir eşik aşılıyor.
Devlet kanallarında çalışan memur personelin, amirlerinin gözüne girmek için sosyal medyada attıkları taklaların haddi hesabı yok.
Önceki gün yaşanan patlamadan sonra, olay yerine iktidar medyası dışında kimse alınmadı.
İktidar istiyor ki, haberlerin tamamı kendi kontrollerinde olsun.
Bu kadarı da olmaz, dedirten haberlerden birine imza attı geçtiğimiz gün TRT Haber.
Elif Akkuş isimli muhabiri Sincan Cezaevi’ne gidip bir güzelleme yaptı ki, vaktiyle askerler için Emin Çölaşan’ın yaptığı haberlere bile rahmet okuttu.
Aslında bu tür haberler bidayetinden beri olur.
Ne bileyim devlet istediği bir fabrikanın imajını yükseltmek, cilalamak, parlatmak için haber yaptırır.
Yolları, köyleri filan haberleştirir.
Hatırlayın Gülse Birsel’e bile havaalanı güzellemesi yaptırmış bir iktidardan bahsediyoruz.
Ancak hapishane övgüsü akıl alacak iş değil.
Muhabir Elif Akkaş 24 saat kaldığı cezaevini öylesine güzelliyor ve yüceltiyor ki, hani insanın “gidip biz de hapis yatalım” diyesi geliyor.
Şu cümleler TRT Haber’deki o programdan:
“Cezaevi, tutuklu ve hükümlüler için insani koşullar sunuyor. Burası yıllar boyu zihinlere yerleşen genel cezaevi algısının çok ötesinde…
Tutuklu ve hükümlülerin kişisel gelişimleri de düşünülmüş. Sincan Cezaevi’nde çok sayıda atölye var. Mahkumlar burada öğrendikleriyle, çıktıklarında yeni bir hayatın kapısını aralama fırsatı buluyor.”
Sincan Cezaevi’ndeki çocuklara, dışarıdaki yaşamlarında olduğundan daha fazla sahip çıkılıyor. Devlet onları kendi çocukları olarak görüp, onlara buradaki şartlardan bağımsız şekilde yaşama ve büyüme fırsatı sağlıyor.
Demir parmaklıkların arkasında olmak hayatı var olan imkanlar dahilinde güzelleştirmeyi anlatıyor demek ki…”
Hani utanmasalar, “Sevgili vatandaşlarımız çocuklarınızı cezaevine yollayın, burada su çok güzel” filan dedirtecekler!
Ertürk Yöndem bile bu kadarını yapamamıştı sanırım.
Tebrikler TRT, tebrikler muhabir Elif Akkuş!
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***