Birleşik Krallık Başbakanı Liz Truss, 20 Ekim’de yaptığı açıklamayla görevinden istifa etti. 1,5 aylık görev süresiyle Birleşik Krallık’ın en kısa süre başbakanlık yapan ismi olarak tarihe geçen Liz Truss, 7 Temmuz’da parti için skandallar nedeniyle istifa kararı alan Boris Johnson’ın yerine yeni başbakan olarak seçilmişti.
Muhafazakâr Parti, yeniden parti liderini ve ülkenin yeni başbakanını seçerken hem yaşanan süreci kısaca hatırlamak hem de olası adaylardan bahsetmek gerekiyor.
Boris Johnson’dan Liz Truss’a
Boris Johnson, hakkında çok sayıda taciz iddiası olan Chris Pincher’ı bu iddialar hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen üst düzey görevlere atadığının ortaya çıkması ve özellikle pandemi döneminde hükümetin koyduğu toplanma yasaklarına rağmen Başbakanlık Konutu’nda düzenlediği partiler nedeniyle uzun bir süredir partisinin baskısı altındaydı.
Boris Johnson ve hakkında çok sayıda taciz iddiası bulunan Chris Pincher.
Hazine Şansölyesi Rishi Sunak’ın yaşananlardan ötürü Johnson kabinesinden istifasını açıklaması üzerine başlayan istifa depremi sona erdiğinde kabinenin yarısı istifa etmiş, Johnson da 7 Temmuz günü görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Bunun üzerine Muhafazakâr Parti’de liderlik ve başbakanlık yarışı başlamış, Dışişleri Bakanı Liz Truss, Johnson’ın istifa etmesinde en büyük rolü oynayan eski Hazine Şansölyesi Rishi Sunak, Penny Mordaunt gibi isimler adaylığını açıklamıştı. Milletvekillerinin oylaması sonucunda son iki aday arasına kalan Liz Truss ve Rishi Sunak, partinin üyesi 170 bin kişinin oyuna sunulmuş, Liz Truss yüzde 57’lik oy oranıyla partinin yeni lideri ve ülkenin yeni başbakanı seçilmişti.
1,5 aylık Liz Truss tecrübesi
Liz Truss’ın en büyük vaatlerinden biri vergilerin düşürülmesi yoluyla piyasanın canlandırılmasıydı. Bu vaatler doğrultusunda Başbakan Truss ve Hazine Şansölyesi Kwasi Kwarteng 23 Eylül’de son 50 senenin en büyük vergi indirim paketini açıkladı. İlan edilen mini bütçeye göre, 45 milyar poundluk vergi indirimi uygulanacak, yüksek gelirlilerden alınan yüzde 45 oranındaki özel yüksek gelir vergisi tamamen kaldırılacak, basit gelir vergisi yüzde 20’den yüzde 19’a indirilecek, 2023’te Johnson hükümeti tarafından arttırılması planlanan vergi oranları düşürülecekti. Bütün bu vergi indirimleri sonucu ortaya çıkacak bütçe açığı ise dış borçlanma ile kapatılacaktı.
Liz Truss ve Kwasi Kwarteng.
Plan, açıklanır açıklanmaz büyük tepkiye yol açtı. İngiliz sterlini Asya piyasalarında tüm zamanların en düşük seviyesini gördü ve dolar karşısında 1,0350’ye kadar düştü. Truss hükümeti, ekonomi planını Britanya Merkez Bankası’nın politika faizini 50 baz puan artırıp 2,25 seviyesine çıkarmasından bir gün sonra açıkladığı için özel sektör ve finans uzmanları çok sert tepki gösterdi. IMF ve ABD Başkanı Joe Biden dahil, birçok kişi ve kurum bu tür konularda eleştiri yapmama teamülünü bozarak Liz Truss’ın hatalı olduğunu söyledi ve bu bütçe planı nedeniyle eşitsizliğin artacağını belirtti.
Gelen tepkiler anketlere de yansıdı. Liz Truss’ın destek oranı yüzde 9’a düştü. YouGov gibi güvenilir anket firmalarına göre ana muhalefet partisi İşçi Partisi’nin oyları yüzde 50’nin üzerine çıktı, Muhafazakâr Parti ile arasındaki oy farkı yüzde 30 oldu. YouGov şirketinin 11-12 Ekim’de düzenlediği ankete göre İşçi Partisi’nin oyu yüzde 51, Truss liderliğindeki Muhafazakâr Parti’nin oyu yüzde 23.
Liz Truss bunun üzerine Hazine Şansölyesi Kwasi Kwarteng’i görevden aldı, yerine daha önce genel başkanlık için yarıştığı merkez Muhafazakâr siyasetçilerden Jeremy Hunt’ı atadı. Jeremy Hunt ise açıklanan bütün vergi indirimlerinin iptal edildiğini söyledi, önceki dönem politikalarının hatalı olduğunu açıkladı, Truss’ı sert bir şekilde eleştirdi. Görev değişikliği Truss’a yöneltilen eleştirileri değiştirmedi.
İçişleri Bakanı Suella Braverman resmi bir belgeyi iş arkadaşına kişisel e-posta adresinden yolladığı gerekçesiyle istifasını açıkladı ve istifa mektubunda “Hata yapan herkes sorumluluk almalı” diyerek Truss’ın da istifa etmesi imasında bulundu. Braverman da Johnson’ın istifası üzerine aday olan fakat seçilemeyince Truss’a destek açıklayan isimlerden biriydi. Bu nedenle Braverman’ın istifası Truss üzerindeki istifa baskısını daha da arttırdı.
Truss’ın mini bütçesini açıklamasından beri toplanan ve Truss’ın istifa etmesi için çeşitli kulis toplantıları yapan Muhafazakâr Parti vekilleri Braverman’ın istifasının ardından vites yükseltti ve Liz Truss 20 Ekim’de istifa etmek zorunda kaldı. Liz Truss’ın istifasıyla Muhafazakâr Parti’de liderlik ve başbakanlık yarışı yeniden başladı.
Bir haftalık seçim
Muhafazakâr Parti’nin iç işleyişini düzenleyen ve liderlik seçimini organize eden 1922 Komitesi’nin yaptığı açıklamaya göre Muhafazakâr Parti 1 hafta içerisinde yeni liderini seçecek. Aday olmak için 357 Muhafazakâr Parti milletvekilinin 100’ünün desteğini almak şart. Adayların Pazartesi gününe kadar 100 milletvekilinin desteğini alması ve adaylığını resmileştirmesi gerekiyor. Bu nedenle 4 adayın çıkması imkânsız. Eğer üç aday çıkarsa, milletvekilleri arasında bir oylama yapılacak ve aday sayısı ikiye düşürülecek. Bu oylama da Pazartesi günü yapılacak. Eğer iki adaydan daha az oy alan adaylıktan çekilmezse, Cuma günü 170 bin parti üyesi bir gün sürecek online oylamada partinin yeni liderini seçecek; sonuçlar aynı gün açıklanacak. Böylece, Boris Johnson’ın istifasının ardından 3 ay süren genel başkanlık seçimi, 1 haftaya düşürülmüş olacak. Büyük ihtimalle ilk oylamada en yüksek oyu alan adayın karşısındaki adayların yarıştan çekilmesi yönünde bir baskı oluşturulacak ve Cuma günkü oylamaya gerek kalmadan Pazartesi günü yarışın sonuçlandırılması sağlanacak.
Yani Muhafazakâr Parti’nin yeni lideri en geç Cuma gününe kadar belli olacak.
Liz Truss’ın halefi kim olacak?
Bugüne kadar adaylığını resmen açıklayan tek kişi Avam Kamarası Lideri Penny Mordaunt oldu. Penny Mordaunt, Boris Johnson’ın ardından da adaylığını açıklamış, üçüncü olduğu için halk oylamasına kalamamış ve süreçten çekilmişti.
Penny Mordaunt
Penny Mordaunt, 49 yaşında, Birleşik Krallık’ın ilk kadın savunma bakanı. Öğretmen bir anne ve asker bir babanın kızı. Annesini küçük yaşta kanserden kaybeden Mordaunt, gençliğinde fabrika işçisi ve sihirbaz yamağı olarak çalıştı. Üniversitede felsefe eğitimi aldı, ailesinde üniversite eğitimi almış ilk kişi oldu. Romanya’da bir sene boyunca hastanelerde ve yetimhanelerde çalıştı, birçok sivil toplum kuruluşunda görev aldı. 2000 ve 2004 yıllarında ABD Başkanı George Bush’un başkanlık kampanyasında yabancı basın ile iletişim dalında çalıştı, siyaset tecrübesini arttırdı. 2010’da Deniz Kuvvetleri’nde gönüllü olarak yer aldı ve bir gemide çalıştı. 2010’da ise meclise girdi, özellikle seçmenle iletişimindeki sahici tarzla övüldü, Financial Times tarafından sosyal politikaları destekleyen tutumu nedeniyle “sosyal liberal” olarak tanımlandı. Boris Johnson tarafından ülke tarihinin ilk savunma bakanı olarak atandı, bu görevi 85 gün sürdü. 2021’de Kraliyet Donanması tarafından fahri yüzbaşı unvanına layık görüldü. Bu nedenle kadın lider vurgusunu oldukça sık kullanıyor, fakat rakipleri tarafından da “woke” olmakla suçlanıyor. Mordaunt en çok 2018’deki “trans kadınlar kadın, trans erkekler erkektir” açıklaması nedeniyle eleştirildi. Bu eleştiriyi bertaraf etmek için genel başkan adaylığını açıkladıktan sonra “Bir kadın olarak kadın olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum” dedi ve trans kadınların hukuken kadın olmasına rağmen, biyolojik olarak kadın olmadığını söyledi.
Mordaunt aynı zamanda meclis kürsüsünden işaret diliyle konuşan ilk bakan olarak da tarihe geçti.
Seçilirse ülkenin dördüncü kadın başbakanı olacak.
Mordaunt, Splash isimli bir havuza atlama yarışmasına katılıp kazandığı parayı yardım kampanyalarına bağışlamış. Halkla iletişimi oldukça kuvvetli, yaratıcı bir isim.
Rishi Sunak
Eski Hazine Şansölyesi Rishi Sunak, resmen adaylığını açıklamasa da 100 milletvekilinin desteğini aldı bile. Bu nedenle adaylık şartını ilk sağlayan ve yeni lider, başbakan seçilme olasılığı en yüksek olan isim.
Rishi Sunak, 42 yaşında milyoner bir Hint iş insanı, yatırımcı. Oxford’daki üniversite eğitiminin ardından Fulbright bursuyla Stanford’da MBA eğitimi aldı. Standford’daki yüksek lisans eğitimi sırasında Hindistanlı milyarder Narayana Murthy’nin kızı Akshata Murty ile tanıştı ve evlendi. Goldman Sachs’ta ve ardından kayınpederinin yatırım şirketlerinde çalışan Rishi Sunak ve eşi, İngiltere’nin en zengin ailelerinden biri, toplam servetleri 730 milyon pound değerinde. Rishi Sunak ve eşi, bu yüksek servete rağmen sıradan İngilizler kadar yüksek oranda vergi ödemedi. Sunak’ın eşi Narayan Murthy, 30 bin pound ödeyerek ülke dışında ikamet eden İngiliz vatandaşı olarak gözüktü ve böylece yurtdışı kaynaklı gelirlerinin vergilendirilmesini önledi. Çift böylece toplam 20 milyon dolarlık bir vergiyi ödemekten kurtuldu. Bu durumun ortaya çıkması üzerine muhalefetteki İşçi Partililer, Rishi Sunak’ı “iki yüzlü” olarak tanımladı. Rishi Sunak’ın vergi skandalı adaylık sürecinde kendisine yöneltilen en büyük eleştirilerden biri. İkinci bir eleştiri ise Rishi Sunak’ın diğer rakiplerinin aksine halktan ve şirketlerden alınan vergileri düşürme konusunda pek istekli olmaması; Sunak vergilerin düşürülmesinin değil, stabil bir ekonomik atmosferin yaratılmasının öncelikli olduğunu belirtiyor.
Rishi Sunak, Boris Johnson’ın istifasının ardından adaylığını açıklamış, parti üyeleri arasında yapılan oylamada yüzde 43 oy alarak ikinci olmuş ve elenmişti. Rishi Sunak, Truss’ın sonunu getiren vergi indirimlerine en çok karşı olan isimlerden biri olduğu için Truss sonrası dönemde partiyi toparlayıcı bir isim olarak değerlendiriliyor, bu nedenle de yeni başbakan seçilme olasılığı yüksek görülüyor.
Boris Johnson
İstifası hükümet krizine sebep olan eski başbakan Boris Johnson da adaylardan biri. Johnson, Truss’ın istifası üzerine tatilini yarıda kesip İngiltere’ye dönme kararı aldı. Boris Johnson’ı destekleyen vekillerin sayısı şu anda 50. Eski Savunma Bakanı Ben Wallace, aday olmayı planlarken Boris Johnson’ı desteklemek için adaylıktan çekildiğini açıkladı. Boris Johnson, eğer 100 milletvekilinin desteğini alırsa resmen aday olacak ve yapılan oylamalar sonucunda partinin yeni lideri seçilirse 1,5 aylık bir aranın ardından yeniden ülkenin başbakanı olarak görevine geri dönecek.
Boris Johnson parti milletvekilleri arasında Rishi Sunak kadar yoğun bir desteğe sahip değil, fakat özellikle parti üyeleri ve genel seçmen düzeyinde hâlâ popüler.
İstikrarsızlıkta İstikrar
Birleşik Krallık her ne kadar 1,5 ayda iki başbakan değişikliğine gitse de ekonomi politikalarından veya parti içerisindeki uyuşmazlıklardan dolayı lider değişikliğine gidebilme kapasitesine, sorunları lider değişikliğiyle aşabilecek bir parti içi demokrasiye sahip bir ülke. Milletvekilleri önseçimle seçildiği için bir sonraki seçimde siyasi kariyerlerinin bağlı olduğu bir liderleri yok, kimseye gönül borçları da yok. Fakat bir yandan dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birinin önceden düşünülmemiş, üzerine çalışılmamış politikaları uygulayan kısa ömürlü bir kabineyi göreve getirmesi oldukça trajik. Parlamenter demokrasinin ilk ortaya çıktığı ülkede istikrarsızlık olarak değerlendirilecek bir sürecin yaşanması demokratik kurumların işlerliğine dair eleştirileri güçlendiriyor.
İngiltere’nin bu hafta seçeceği başbakanın 2024 seçimlerine kadar görevde kalıp kalmayacağını hep beraber izleyeceğiz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***