İSTANBUL – ‘Sansür Yasası’nın iktidarın toplumu “dizginleme” girişimi olduğunu belirten gazeteciler, “Hakikatler sansür yasına rağmen halka ulaşacak” dedi.
AKP-MHP iktidarı tarafından hazırlanan ve kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak bilinen internet medyası ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifinin 40 maddesi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Yasada yer alan ve uzun zamandır tartışmalara konu olan, “Halk arasında panik yaratmaya, gerçeğe aykırı bilgi paylaşma” maddesi olan 29’uncu madde kapsamında gazetecilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Yasalaşan “Sansür Yasası”nı, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Yönetim Kurulu üyesi Nişmiye Güler ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş) Genel Başkanı Faruk Eren değerlendirdi.
YASADAN HERKES ETKİLENECEK
DFG Yönetim Kurulu üyesi Nişmiye Güler, iktidarın yıllardır kendi himayesi altına alamadığı muhalif basını yasasıyla tamamen devre dışı bırakmayı hedeflediğini kaydetti. İktidarın arzuladığı ve toplumda asla kendisine muhalif olabilecek bir toplumsal grubun olmaması için bu yasayı hayata geçirdiğini belirten Güler, bu yasanın toplumun büyük bir kesimini yakından etkileyebileceğini aktardı.
TOPLUMU ‘DİZGİNLEME’ GİRİŞİMİ
İktidarın toplumu dizginlemeye çalıştığını belirten Güler, gazetecilerin cezaevlerine konulduğu ve halkın haber alma hakkının engellendiği bir süreçte bu yasayla artık gerçek bilgiye ulaşmanın çok kolay olmayacağını ifade etti. Güler şöyle devam etti: “Bu sadece ‘Sansür Yasası’yla olabilen bir şey değil. Sadece onun üzerinden gazetecilerin cezalandırıldığını, hapis cezalarıyla yargılandığını söylemek gerçekçi olmaz. Zaten şu anda özellikle Kürt basını içinde yer almış birçok arkadaşımız, bu madde olmaksızın yargılanıyor. Bu madde olmaksızın şu anda cezaevlerinde tutuluyor. Ve yıllardır Kürt basını, özgür basın üzerinde bu noktada bir cezalandırma yöntemi var. Yargıyı basına dönük bir sopa olarak kullanıyorlar. Hapis cezası 1-3 yıl arası öngörülüyor. O haberi yayan kişiler salt gazeteciler değil. Gazeteci o haberi yaptıktan sonra birileri o bilgiyi dijital medya üzerinden yaydığı zaman da bu cezayı alabilecek. İnsanlara iktidarın, bakanın ya da bir taciz, tecavüz failinin istemediği hiçbir bilgiyi yayamayacaksın. İktidarı eleştiremeyeceksin. İktidar kendinden yana olamayan her kesimi her bireyi bu noktada aslında dizginlemeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
SESSİZLİK YASAYI GETİRDİ
Tüm saldırılara rağmen özgür basın geleneğini sürdürerek hakikatleri halka ulaştıran Kürt gazetecilerin bu yasadan birinci derece etkileneceğini aktaran Güler, gelinen bu süreçten sonra ana akım medyanın dahi sansürden ciddi anlamda etkilenebileceğini vurguladı. Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklanmasını hatırlatan Güler, “Kürt basınına dönük bu kadar baskı olduğu zaman güçlü bir ses çıkarılmış olsaydı, bugün bu yasa görüşülmemiş olurdu. Bugün buraya gelinmesinin en büyük sebebi, zaten buna ses çıkarılmamış olması” diye konuştu.
BİLGİ AKIŞININ ÖNÜNE GEÇMEK
İktidarın yarattığı ekonomik krize karşı artık kimselerin itirazını dile getiremeyeceğini ifade eden Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, ‘Ülkede ekonomik kriz var’ diyemeyeceğiz. Ya da sokaktaki bir yurttaş, ‘Ekonomik kriz var’ gibi bir şeyi sosyal medya hesaplarından paylaşamayacak. Paylaştığı zaman cezalandırılacak. Şimdi bir gerçeklik var ve bu gerçekliğin toplumca bilinmesini istemiyorlar. Ya da bunun toplumda sinmesini istiyorlar. Bu sansür yasasıyla zaten bir bilgi akışının sağlaması engellenmeye çalışılacak. Yani bir bilgi akışı olmayacak. Kendi havuz medyalarıyla topluma ne empoze ettilerse toplum onu bilecek” dedi.
ÖZGÜR BASIN GELENEĞİ SÜRECEK
Tüm baskılara karşı mücadele eden özgür basın geleneği olduğunu vurgulayan Güler, şunları söyledi: “Özgür basın olarak, yıllardır yaratılmak istenen bu atmosfere karşı hakikat arayışçılığı yapıp, hakikat mücadelesi veriyoruz. Ve ne yaparlarsa yapsınlar, bu ‘sansür yasası’ geçmiş olsa da bizler hakikatin peşinden koşan gazeteciler olmaya devam edeceğiz. Bunu savunacağız. Çünkü bizler yıllardır zaten böyle bir geleneğin sürdürücüleriyiz. Kendimizi özgür basın olarak tanımlıyoruz. Ve bu noktada aslında devraldığımız geleneği ileri taşımaya çalışıyoruz. Bu noktada kendimize yol olarak gördüğümüz halka doğru bilgiyi, üstü örtülen hakikati ulaştırmak. O hakikatler sansür yasasına rağmen halka ulaşacak. Biz kendi durduğumuz noktada, çizgide netiz. Bütün gazeteciler ve basın örgütleri sansür yasasına karşı kendini sorumlu hissetmeli.”
‘AĞIR MADDELER VAR DAVALAR YOLDA’
‘Sansür Yasası’nın Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne vurulan en büyük darbe olduğunu ifade eden DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, tutuklu gazetecilere dikkat çekerek, “Bu yasa geçtiğinde gazetecilere çok sayıda yeni dava açılacak” dedi. Yasada internet sitelerine basın ilan kurumlarından ilan verileceği, ekonomik destek verileceği noktasında maddeler olduğunu söyleyen Eren, “Biz pratikten biliyoruz ki bu desteği sadece kendileri alacak, kendilerine yakın kurumlara verecekler. Kendilerine biat etmemiş kurumlara vermeyecekler. Hatta birçok kurum belki de kapanmak zorunda kalacak. Çünkü çok ağır maddeler var” ifadelerini kullandı.
GERÇEK TOPLUMA ULAŞMAYACAK
İktidarın seçimlerden kaynaklı bu yasaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Eren, “TÜİK enflasyon rakamı açıklıyor ama bir grup bilim insanından oluşan enflasyon araştırma grubu çok daha fazla bir rakam söylüyor. ‘Gerçekten enflasyon bu değil’ diyor. İşte gerçek enflasyonu söylüyorlar kendilerince. Birkaç kez iktidar tarafında hedef haline getirilmişti. Bu düzenleme uygulanmaya başlandığında, belki de rakam yayınlayamayacak. Yayınlayanlar işte ‘doğru olmayan haber’ falan diye engellenmeye çalışılacak. Bunun gibi haberin topluma ulaşmasını engelleyecek birçok tehlikeli maddeler var” uyarısında bulundu.
‘YASAYA KARŞI CEVAP VERİLECEK’
Bir yurttaşın “doğru olmayan haber” diye tanımlanan bir bilgi paylaşılmasıyla kapısına polisin dayanabileceğini belirten Eren, bu yasayla alternatif yayın yapan internet yayınlarının hedeflendiğini belirtti. Eren, şöyle devam etti: “Artık alternatif yayınlar hep internet üzerinden yürüyor ve internet üzerinden yürüyen yayınlarda çok etkili. Yani iktidarın kendi medyasından çok daha etkili. Bunları boğmaya çalışacaklar. Daha bu teklif yasalaşmadan gazetecilere baskı son bir yılda giderek artmaya başladı. Yani işte önce sokakta haber izleyen meslektaşlarımıza şiddet uygulanıyor. Davalar arttı ve davalarda ceza vermeler arttı. Hapis cezaları veriliyor. Bu yasa da çıktığında ve uygulamaya konulduğunda gazeteciler için tabi kötü bir ortam olacak. Ama daha önce de oldu. Özellikle OHAL döneminde 200’e yakın gazeteci hapishaneye atıldı. Birden bire dehşet bir baskı geldi gazetecilerin önüne. Ama buna rağmen gazeteciler haber yapmaya devam etti. Bu yasanın da iktidarın çok işine yarayacağını düşünmüyorum. Hem gazeteciler hem demokratik kitle örgütleri, muhalefet buna karşı gerekli cevabı verecektir.”
‘GAZETECİLER BUNU DA AŞAR’
Gençlerin sanal medya üzerinde uygulanmak istenen baskıyı boşa çıkaracağını ifade eden Eren, bütün yurttaşların, demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin demokrasi için birlikte mücadele yürütmesi gerektiğini vurguladı. Eren, “Önümüzde de bu anlamda bir fırsat var. Yakın zamanda seçim olacak. Dolayısıyla tabi ki seçimi bekleyelim demiyorum ama gazeteciler daha önceki baskı dönemlerini nasıl aştılarsa bunu da aşarlar diye düşünüyorum” diye belirtti.
MA / Rukiye Adıgüzel
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***