ANKARA – HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, iktidarın din ve inançları istismar ettiğini belirterek, bütün inançların eşit yaşamının önemine vurgu yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirdiği buluşma ile “İslam’da Emek, Barış ve Adalet” kampanyasının startını verdi. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, tanıtım metni okunan kampanyaya dair konuşuyor. Halklar ve İnançlar Komisyonu Demokratik İslam Masası’nın son derece önemli bir çalışmasıyla kampanya startının verildiğini belirten Sancar, “Bu sürede yoğun çaba harcandı, önemli katkılar alındı ve böyle bir kampanya kolektif emekle verildi, emeği geçen bütün arkadaşlarımıza parti yönetimi adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
İKTİDARIN DİN İSTİSMARI
Sancar, şunları söyledi: “İslam’da Emek, Barış ve Adalet kampanyası öyle bir dönemde başlatılıyor ki pek çok açıdan ülkenin yol ayrımına gelmesinde doğru yolu gösterici bir ışığı da hep birlikte yakmayı sağlayacaktır. Bu yol ayrımında mevcut iktidarın en çok istismar ettiği alan din ve inançlardır. Bu istismarı önlemek ve inançların barış emek ve adalet konusunda doğru yolu güzeli ve iyiyi göstermesine katkı sağlamak son derece değerli bir hedeftir.
DİNLER TARİHİ SAVAŞ İÇİN KULLANILIYOR
Dinlerin barış, sevgi, adalet amacıyla ortaya çıktıklarını, siz alimler de burada bulunan kardeşlerim de dile getirdiniz. Yola çıkış sevgi, adalet, barış için olmuştur, fakat dinlerin zulüm, sömürü ve savaş için kullanılmasının da örnekleri çok fazladır. Dinler tarihi bir yandan iyilik, adalet, sevgi için mücadele tarihi iken; bir yandan da dinlerin zulüm, sömürü ve savaş için kullanılma tarihidir. Bu tarihi ortaçağda çok kanlı örneklerin yaşanmasına yol açmıştır. Mesela 30 yıl savaşları din inanç adına yürütülmüştür. 1618’den 1648’e kadar Avrupa’nın tamamını kasıp kavuran savaşların görünüşteki sebebi inançlar arasındaki farklılıktır.
ORTA ÇAĞ ENGİZİSYONUNDAN ORTADOĞU’YA
Adaletsizliğe Ortaçağ’dan ağır bir örnek vermek gerekirse, akla ilk gelen engizisyondur. Bir din adına zulüm sistemi kurulmuş ve en ağır adaletsizlik örnekleri yaşanmıştır. Günümüze gelirsek, karşımıza yine benzer bir tablo çıkıyor. Özelikle son 10-15 yılda bölgemizde Ortadoğu’da yaşanan kanlı çatışmaların temelinde de İslam’ın bir iktidar ve hakimiyet aracı olarak istismar edilmesi çok önemli rol oynuyor. IŞİD ve El Nusra gibi yapıların ve onlara destek verenlerin amacı dini kullanarak kendi iktidar düzenlerini kurmaktır. Ne zaman ki din bir iktidar oluşturma ve koruma aracı haline getirilirse, en büyük zararı başta dinin kendisi ama bütün samimi insanlar yaşamıştır.
BÜTÜN İNANÇLARIN EŞİT YAŞAMI
İnsanlığa bu zihniyetin verdiği, yaşattığı tahribatlar da çok büyük olmuştur. Bütün örneklerde en çok üzerinde durmamız gereken nokta da şudur. Bir inanç, bir din adına hareket edenler o dini ve inancı dayatmayı reddetmek, eğer barışı istiyorsa eğer özgür yaşamak istiyorsa, esas olan budur. Bu kampanyanın amacı bir yandan dinin iktidarların tahakküm ve sömürü aracı olarak kullanılmasının önünü kesmek ve bütün inançların eşit ve özgür yaşayacağı bir geleceği kurmanın temellerini atmaktır. Emek ne kadar değerli bir varlık, bunu hem İslami hem de diğer inançların kaynaklarda okuyabiliriz. Emeğin değerine karşı en büyük saldırı sömürü düzeninin insafsızca işletilmesidir. Sömürü, emeği değersizleştirme, insanı hiçleştirme mekanizmasının en önemli dişlisidir. Eğer adalet istiyorsak, eşit değerde birlikte yaşamak istiyorsak, emeğe gereken bütün hakların teslim edecek yolu da inşa etmek zorundayız.
DİNİ SÖMÜRÜNÜN MEŞRULUK KAYNAĞI
Dini sömürünün bir perdesi ve meşruluk kaynağı olarak kullanmak günahtır, ayıptır hatta suçtur. Sömürü düzenine karşı çıkış ve emeğe değerini vermek, dinlere ve inançlara saygının bir gereği olarak görülebilir. Bu konuda istismarın en çarpıcı örneği Amasra’daki maden katliamında yaşadık, ondan önce Soma Katliamı’nda da benzer bir durum yaşanmıştır. AKP’nin genel başkanı ölümleri fıtratla açıklamıştı, şimdi de kader planı kavramını kullanarak asıl sebeplerin üstünü örtmeye çalışmaktadır. Bir yandan insanlara sabır ve tevekkül telkin edilirken, diğer yandan ülkenin ortak kaynakları müşterek değerleri bir avuç sermayedara peşkeş çekiliyor. Saray’ın israf ve lüksüne tahsis ediliyor. Bu haramdır, günahtır, aynı zamanda suçtur.”
GERÇEK BİR ALTERNATİF SUNUYORUZ
İşte dinin bu şekilde hele İslam dininin bu şekilde kullanılmasına karşı HDP inançların özgürlüğü ve eşitliğini kararlılıkla savunan bir programı başından kuruluş temeli olarak ilan etmiştir. Dinlerin ve inançların istismarını önleyecek özgürlükçü laiklik ilkesini benimsemiştir. İktidarın dinleri kullanılmasını, dinlerin iktidar için araç olarak kullanılmasını ancak bu ilkelerle mümkün olabilir. Bizler eşit yurttaşlığı savunurken, tam da çoğulcu, özgürlükçü ve eşit bir yaşamı savunmuş oluyoruz. Bütün inançların eşit ve özgür, bütün hakların eşit ve özgür yaşadığı bir geleceği kurmayı hedefliyoruz. Bizlerin bu yolda bugüne kadar harcadığı çabaları tek tek anlatmaya gerek yok. İktidarları en çok ürküten şey, samimi ve gerçek anlamda inançlara saygıyı, inançların eşitliğini ve özgürlüğünü savunan böyle büyük kitleden güçlü bir örgütlenmenin varlığıdır. HDP’den ürkmelerinin nedeni bu düzene gerçek bir alternatif sunuyor olmasıdır. Bizler bunda vazgeçmeyeceğiz.
SEYDALARIN FİKİRLERİ ÇOK ÖNEMLİDİR
Din ve inançlar adına toplumu tekleştirme, kimlikleri ve dinleri inkar etme politikaların teşhir etmeye devam edeceğiz. Ayrımcılığın her türünü reddedeceğiz, her alanda ortadan kalkması için mücadelemizi devam ettireceğiz. Bu konuda sizlerin seydaların, alimlerin, bizlere ve topluma yol gösteren fikirleri ve çabaları çok önemlidir.
Önümüzde seçimler var, seçimlere giderken toplumu inanç üzerinden, din üzerinden kutuplaştırma yöntemlerini bu iktidar yoğunlaştıracağını açıkça gösteriyor. Varlığını sürdürebilmek için bu ayrıştırmaya ve kutuplaştırmaya ihtiyaçları var. Suçlarını, günahlarını, yolsuzluklarını ve zulümlerini örtmek için dine sığınmaya, dini istismar etmeye devam edecekler. Bizler de dinin gerçek değerlerinin, bu iktidarın uygulamalarına karşı olduğunu sizlerin yardımı ile topluma daha fazla anlatmaya çalışacağız.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***