YORUM | YÜKSEL DURGUT
ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz hafta öyle bir açıklama yaptı ki, 220 milyon nüfuslu Pakistan’da şok etkisi yarattı. Biden, Pakistan’ı, “Nükleer silaha sahip dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri” olarak nitelendirdi.
ABD Başkanı, Los Angeles’taki bir resepsiyonda yaptığı açıklama ile aslında Çin’i ve Rusya’yı hedeflemişti. Ancak konuşmanın sonunda, Pakistan’ı dünyanın en tehlikeli ülkesi olarak gördüğünü söyleyerek sözlerini tamamladı. Bu sözler iki ülke arasında büyük bir diplomatik krize yol açtı.
Pakistan nükleer silahlara sahip korkutucu bir ülke olabilir. Biden bu konuda haksız da sayılmaz. Ancak komşusu Hindistan da Pakistan kadar tehlikeli bir ülke olarak anılması gerekmiyor mu? Mayıs 2002’de Delhi’deki büyükelçiliklerin neredeyse tamamı, iki ülke arasında nükleer bir gerilimin yaşanması sebebiyle boşaltılmıştı. Yaşanan olay dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olaydı çünkü Delhi’deki Birleşmiş Milletler’e ait ofisler bile bu tarihte terk edilmişti. Hindistan’daki Atal Bihari Vajpayee hükümeti, bütün ordu birliklerini Pakistan sınırına kaydırmıştı.
Hindistan ve Pakistan arasında özerkliklerini kazanmalarından günümüze kadar karşılıklı nükleer savaş tehditleri her gerilim sonrası yaşandı. Pakistan’a bir Hint füzesinin kazara inmesi iki ülke arasında son günlerde yaşanan en büyük gerilimlerden birisi. Pakistan, bu olaya aynı şekilde yanıt vermiş olsaydı bölgede bir nükleer savaş yaşanabilirdi.
Narendra Modi yönetimi döneminde Hindistan, Pakistan’a havadan saldırmıştı. Pakistan, bir Hint uçağını düşürerek misilleme yapmıştı. Yakalanan pilot hızla ülkesine geri gönderilmiş, yaşanan gerilim düşmüştü.
Ancak, Başkan Biden’ın iddia ettiği gibi Pakistan dünyadaki en tehlikeli ülke mi? Dünya genelinde bu alanda kısa bir araştırma yaptığınızda yeryüzünde hiçbir canlıyı sağ bırakmayacak nükleer güce sahip ülkelerden ilk iki sırayı paylaşanın Rusya ve ABD olduğunu görürsünüz. Kuzey Kore ise hemen bu ülkelerin ardından yerini alır.
ABD ile Rusya arasında Ekim 1962’de başlayan nükleer savaş tehditleri günümüzde de sürüyor. Dönemin iki süper gücünü karşı karşıya getiren ilk olay, ABD’nin Türkiye ve İtalya’ya, SSCB’nin ise Küba’ya nükleer başlıklı füze yerleştirmesi ile başlamıştı. Dönemin iki süper gücünü karşı karşıya getiren ve dünyayı nükleer savaş tehdidi altında bırakan bu olay sonrası iki ülkenin devlet Başkanları nükleer silahları ateşleyen çantaları beraberinde taşımaya başladı.
BOMBALAR SEÇİM YAPMAZLAR
Küba füze krizi ile Ukrayna’da yaşanan olaylar arasında benzerliklerin olduğu gösterilerek son günlerde kızılca kıyamet kopartılıyor. Küba’daki kriz, kan dökülmeden sona erdirilmişti. Ancak Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı kanlı savaş o dönemlerden çok daha farklı bir şekilde seyrediyor.
“Bombalar seçim yapmazlar, her şeyi yok ederler.” sözü ile tarihe geçen Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri ve Bakanlar Kurulu Başkanı Nikita Kruşçev ile ABD Başkanı John F. Kennedy 1961’de Viyana’da gerçekleştirdikleri bir toplantıda çok sert tartışmalar yaşamışlardı.
Viyana’daki toplantıda Kennedy: “Bizim, sizi otuz kere yok edecek kadar füzemiz var” açıklamasına karşılık Kruşçev: “Bizim, sizi yalnızca bir kez yok edecek füzemiz var, bu bize yeter” yanıtı ile diplomatik tarihe geçen en unutulmaz sözlerden birisini kaydetmişti.
Bu görüşmeden kısa süre sonra Berlin Duvarı inşa edilmiş ve 1962’de Küba’ya orta menzilli füzeler yerleştirilmişti. John Kennedy ve Nikita Kruşçev arasında hiç şüphe yok ki uçarılık vardı ve işler korkunç bir şekle dönüşebilirdi.
Daniel Ellsberg, “The Doomsday Machine” adlı kitabında 1961’de ABD’nin olası nükleer saldırısından kaynaklanabilecek can kaybıyla ilgili gizli bilgiler olduğundan bahsediyor. Bu bilgilere göre Avrupa ve Asya’daki artçı hasar da dahil olmak üzere ilk 6 ayda ölü sayısının 500 milyona ulaşabileceği iddia ediliyor. O zamanlar dünya nüfusunun 3,2 milyardan daha az olduğu varsayıldığında bu rakamın ne kadar yüksek olduğu ortada.
Bu görüşmelerde barışın inşası için ön plana çıkan bir isim var: Adlai Stevenson. Kennedy’nin 1960’ta başkanlığa seçilmesi ile ABD’nin ilk BM Büyükelçisi oldu. Ölümüne kadar da Soğuk Savaş’ta tansiyonun düşürülmesinde ve bağımsızlığına yeni kavuşan Asya, Afrika ülkeleriyle Batı ülkeleri arasındaki sorunların çözümünde etkili roller oynadı.
Stevenson’un tavsiyeleri sonucunda, Kruşçev’e NATO füzelerini İtalya ve Türkiye’den geri çekme sözü verildi. Neyse ki Kennedy, Stevenson’un stratejilerini onaylayarak Jüpiter füzelerini Türkiye’nin SSCB sınırından çekmeyi kabul etti. Bu gerilim ve küçük bir yanlış hesaplama, tüm dünyayı etkisi altına alacak büyük bir patlamaya neden olabilirdi.
Kennedy’nin en yakın danışmanlarıyla birlikte füzeleri önceden etkisiz hale getirmesi ve Adlai Stevenson’ın diplomatik yolun denenmesi için ısrarla vermiş olduğu tavsiyeler ile aradaki gerginlik azaltıldı.
BİDEN’IN ZOR SEÇİMİ
Biden’ın da etrafında Stevenson gibi tavsiyeler sunabilecek birçok danışmanı var. Biden, Barack Obama’nın başkan yardımcısı olduğu dönemlerde Libya ve Suriye’de yaşanan savaşları yakından takip etti. Ukrayna halkı, Biden’ın Avrupa’nın kalbinde devam eden kan banyosunu da yakından izlediğini ifade ediyorlar. Yapılan anketler Biden’ın olası bir seçimde eğer Ukrayna savaşında diplomatik çözümler bulamaz ise büyük bir oy kaybedeceğini ortaya koyuyor.
NATO’nun ‘Steadfast Noon’ adlı yıllık nükleer tatbikatı başlatması ile Avrupa’da her şey daha da gergin bir hal alabilir. Rusya, nükleer tatbikatlarını her yıl bu dönemlerde gerçekleştiriyor. Muhtemelen balistik füzelerin testlerini de beraberinde yapacaktır. Bu da Rusya ile Batı dünyasını yine karşı karşıya getirecek.
ABD ve Rusya arasındaki diplomatik kanalların hala aktif olduğuna dair umudun yitirilmemesi gerekir. Dünyanın en gergin dönemlerinden birinin yaşandığı bu günlerde Putin, Kruşçev’in ölüm döşeğinde sarf ettiği son sözlere kulak verse iyi olur: “Rusya ve ABD tamamen harap olmasına rağmen, Sovyetler Birliği’nin ulusal onurunun korunduğunu bilmek bana hayatımın son dakikalarında ne fayda sağlardı?”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***