HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Youtuber olarak tanınan Oğuzhan Uğur, popülaritesini giderek artıran bir genç. Milli futbolcu Hakan Şükür’e konuk olma çağrısı yapıp, sonra bunu silmesiyle kimin oğlu olduğu gündeme geldi. Gelin, oğluna davetini geri çekmesini söyleyen baba Hasan Atilla Uğur’u yakından tanıyalım.
Aslında her insanı anne-babasından ayrı, farklı bir birey olarak ele almak gerekir. Bir kişiyi tanımak için ebeveynine atıfta bulunmadan öte bir bağlantı kurmanın doğru olmayacağına inanlardanım. Lakin karşımızda farklı bir tablo var. Bu tablonun farklı olduğunu ise yine bizzat kendileri ortaya koydu.
Oğuzhan Uğur, genç bir yetenek. 38 yıllık (d. 29 Ocak 1984) hayatına pek çok şey sığdırdı. Müzik ve karikatür alanında çalışmaları var. Yazarlık, film yönetmenliği ve senaristlik de yapmış biri.
Yaptığı müzikler, sosyal medyada milyonlarca izlendi. Müzik dünyasında yön ararken, 2018’de Hayy Yayınları arasından çıkan “67” isimli ilk romanını yayınladı.
Bu arada bir taraftan da yeni yayıncılık alanında kendini gösterdi. Kurduğu BaBaLa isimli kanalında kendi programlarını hazırlayıp sundu.
Oğuzhan Uğur’un geniş kesimler tarafından tanınmasını sağlayan bu alanda yaptığı yayınlar oldu. Türkiye’nin en başarılı Youtuberı olarak öne çıktı.
Seçtiği konular ve aldığı konuklar hep ses getirdi. Kimi zaman gündemi kendi ekranına taşıdı, kimi zaman ekrana taşıdığı konular gündem oldu.
Oğuzhan Uğur, programına konuk olması için geçen hafta Türkiye’nin milli futbol kahramanı olan Hakan Şükür’e bir davet yaptı:
“Ne dersiniz, bir zamanlar ‘kral’ dediğim, milli formada yazan adını öptüğüm beyefendi? Siz mesela katılır mıydınız?”
Çağrı, şık bir davetti. Davetin muhatabı görüp evet demeden önce Oğuzhan Uğur’un kendi mahallesinden “öyle birini nasıl davet edersin?” diye tepkiler yükseldi. Hem de ne tepkiler…
Davet sahibinin satır aralarına daldılar. “Milli formada yazan adını öptüğüm” ifadelerinden, “beyefendi” hitabından yürüyüp Oğuzhan’a “demek sen de teröristsin” diyenlerin sayısı hayli fazlaydı. Mahalle baskısından korkan Oğuzhan Uğur, geri adım attı:
“Hakan Şükür’e yaptığım daveti, samimi eleştirileri tek kek okuyarak değerlendirdim. Babamla da uzun bir konuşma yaptım. Kendisine konuşma hakkı verip fetö’ye sempati kazandırma ihtimalini ve tek bir kişiyi bile kandırması riskini göze almamalıyım. Acele karar vermişim.”
Sürgünde bir yaşam süren Hakan Şükür, kendisine yaptığı daveti geri çeken Uğur’a, ‘benden çekiniyorsanız babam Sermet Şükür’ü davet et ona sor” çağrısı yaptı. Milli takım formasıyla 51 gole imza atan Hakan Şükür’e yapılanlar ayrı bir tartışma konusu.
OĞUZHAN UĞUR BABASINI SAHAYA SÜRDÜ
Oğuzhan Uğur, davetini geri çekme kararı öncesinde, babasıyla uzun bir konuşma yaptığını belirterek babasını bizzat kendisi sahaya çekmiş oldu.
Peki kim Hasan Atilla Uğur? Gelin baba Atilla Uğur’u yakından tanıyalım.
1957 Ankara doğumlu olan Atilla Uğur, Kuleli Askeri Lisesinden 1975’te mezun olup aynı yıl Kara Harp Okulu’na girdi. 1979’da mezuniyetinin ardından başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere yurdun pek çok yerinde jandarma birlik komutanı olarak görev yaptı.
Devletin terörle mücadeleyi askerle yapmayı seçtiği dönemde adı, istihbaratçı subay olarak pek çok faili meçhul cinayete karıştı. Şöhretini bu dönemde yaptıklarıyla kazandı. Atilla Uğur, bu yaptıklarından dolayı PKK ile mücadele edildiğini düşünen kesim nazarında bir kahraman, bölge halkı gözünde ise bir cellada dönüştü.
Atilla Uğur, 1 Temmuz 2008’de Ergenekon soruşturması kapsamında savcı Zekeriya Öz tarafından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Yargılama sonunda hükümeti cebir kullanarak devirmek ve kişisel verileri ele geçirmek ve ateşli silahlar kanununa muhalefetten toplam 29 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Bu dönemde, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1999’da Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildikten sonra Atilla Uğur tarafından istihbarat subayı olarak sorgulandığı bilgileri medyaya yansıdı.
5 yıl 8 ay 10 gün hapis yattıktan sonra 10 Mart 2014’te tahliye edilen Atilla Uğur için bu kez faili meçhul cinayetler gündeme geldi.
1992-1996 arası, faili meçhul cinayetlerin bölgede en çok can yaktığı yıllar olarak tarihe geçti. Kaçırılarak yok edildiği bilinen isimler, dönemin gazetelerinde hemen her gün yer alıyordu.
Sadece Mardin’in Kızıltepe ilçesinde aynı dönemde faili meçhule kurban giden 22 kişi vardı. O dönemde bölgede görev yapan Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu ve Albay Hasan Atilla Uğur öldürme olaylarının merkezindeki isimler olarak tanındı.
Türkiye’nin demokratikleşme yolunda adımlar attığı dönemde bu faili meçhullerin üzerine gidildi. Uğur’un adının da yer aldığı 9 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. “Aydos” isimli gizli tanığın verdiği bilgiler üzerine, yörede cesetlerin atıldığı belirtilen kuyular açıldı.
Sanıklar hakkında, “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından 2014’te dava açıldı. Dava daha başlamadan güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya taşındı.
15 TEMMUZ SONRASI UĞUR’A BERAAT GELDİ
“JİTEM Davası” olarak görülen dosyada, bizzat Atilla Uğur’un kurduğu öne sürülen “Bıçak Timi” gündeme geldi. 18 Eylül 2014 tarihli Cumhuriyet Gazetesindeki haberde Ahmet Şık, “1990’lardaki karanlık yılların en kanlı örgütlerinden biri olan JİTEM’in yasadışı faaliyetlerine” ilişkin detaylı bilgiler paylaştı.
Ahmet Şık, 19 Eylül 2014 tarihli Cumhuriyet’te, Atilla Uğur’un tahliye sonrası faili meçhule kurban giden Zübeyir ve Kemal Birlik’i, cezaevinde iken nasıl tehdit ettiğine ilişkin ayrıntılara yer verdi. Gazeteci Şık, yaşanan olayların üzerinden 18 yıl geçtikten sonra, JİTEM kurbanlarının dosyalarında neler olduğunu dizi halinde yayınladı. Daha sonra yakınlarından alınan dokularla kuyulardan çıkarılan kemikler üzerinde yapılan DNA testinin örtüştüğü ortaya çıktı.
Sanıkların, gözaltına aldıkları kişileri “PKK’lı olduğunu iddia ederek” işkenceler yaptığı, sonra da bunların bir kısmını kurduğu Bıçak Timi aracılığıyla öldürttüğü, yapılan itiraflarla anlaşıldı.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüler davaya müdahil olan tanıklar, Atilla Uğur’un siyasi tutuklulara işkence yaptığını ve “Ben Mardin’in Allahıyım” diyerek korku saldığını söylediler.
Sadece Kızıltepe’de 22 kişinin ölümünden sorumlu tutulan, gösterilen yerlerde bulunan kemiklerin öldürülüp gömülen kişilere ait olduğu belgelenen cinayetlerle itham edilen Hasan Atilla Uğur için, AK Parti iktidarının Cemaatle kavgaya tutuşmasından sonra beraat yolu açıldı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Nisan 2016’da Uğur hakkında verilen kararı bozdu. 9 Eylül 2019’da 4. Ağır Ceza Mahkemesinde tekrar yargılanan Atilla Uğur beraat ettirildi.
Atilla Uğur, askerlik sonrasında Doğu Perinçek’in Vatan Partisinden siyasete atıldı. Bir süre partide genel başkan yardımcılığı yapan Uğur, daha sonra Perinçek ile yollarını ayırdı.
Perinçek, katıldığı bir televizyon programında, Kaşif Kozinoğlu’nun cezaevinde şüpheli ölümünden aynı koğuşta kaldığından hareket ederek isim vermeden Atilla Uğur’u sorumlu tuttu.
Semih Tufan Gülaltay: Kaşif Kozinoğlu’nu Perinçek öldürttü. Koğuş arkadaşı Hasan Atilla Uğur zehirledi.
Bu açıklamasından sonra STG alel acele tutuklanmıştı.. https://t.co/oifJPTYRjt pic.twitter.com/iTnIKnzFUN
— SUNGUR TEKİNALP (O.Tuna) (@Berkbekir_) October 17, 2022
OĞUZHAN UĞUR, BABASININ PROJESİ Mİ?
Atilla Uğur’un JİTEM’in kirli bir eli olduğu, öldürülen kişiler üzerinde yapılan DNA incelemeleri sonunda ortaya çıktı.
Hakan Şükür’e yaptığı daveti kendi mahallesinden gelen eleştirilerden ve babasıyla yaptığı konuşmadan sonra iptal ettiğini belirten oğlu Oğuzhan Uğur, sevmediği yapıya sempati kazandırma riskini göze alamadığını söyleyerek geri çektiğini duyurdu.
Oğuzhan Uğur, bugüne kadar davet ettiği konuklarını kendi mahallesinde sevilmek ve babasından takdir görmek için yapmış anlaşılan. Kendi mahallesinin isteklerini yerine getiren ve babasının emirlerine uyan bir evlat var karşımızda.
Oğuzhan Uğur, karşı eleştirilerin yoğunlaşması üzerine bu kez babasını da konuk alacağını duyurdu. Bunu da bir cesaret gibi sunmaya çalıştı. BaBaLa TV arşivine bakanlar, Oğuzhan’ın babasını defalarca konuk alıp ona güzellemeler yaptığını görecekler.
Bu videoyu izleyenlerin, BaBaLa TV’nin, aslında istihbaratçı Atilla Uğur ve arkadaşlarının bir projesi olduğuna kolaylıkla kanaat getirebilir.
Hakan Şükür’ün dediği gibi, sırf kendisine yapılıp geri çekilen davet Türkiye’nin içinde bulunduğu ortamı anlatıyor olmalı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***