YORUM | ALPER ENDER FIRAT
“14 Mayıs 2014 günü, Başbakan bir vatandaşı tokatlarken, birkaç dakika sonra Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel de Başbakan’ın konvoyundaki cipe tekme atmaya çalışan madenci Erdal Kocabıyık’a benzeri görülmemiş bir hırs ve kinle tekme üstüne tekme atmaya başladı.
O tekme on yıldan beri türlü çeşitli hakaretlerle ötekileştirilmiş olan insanları aşağılamanın en rezil biçimiydi. O tekme yalnız Erdal Kocabıyık’a atılmıyordu, o tekme her itiraz edene ve her sesini çıkarmaya yeltenene atılıyordu. Bu kitap o tekme unutulmasın diye yazıldı. Ey halkım o tekmeyi unutma!”
Bu ifadeler Nedim Şener’in 2014 yılında yazdığı “Helal Tekme” kitabının tanıtım yazısından.
Hararetle halkına seslenen “Ey halkım o tekmeyi unutma” diye kitaplar yazan bir adam nasıl bir zihinsel evrimleşme sonucunda bugün her platformda aslanlar gibi en hararetli haliyle o tekmeyi atanları savunuyor. Soma faciası zamanlarında bu kitabı yazan Nedim, Bartın faciası yaşanırken hararetle AKP için mücadele ediyor. Bu evrimleşme herkesin bildiği gibi sadece Nedim Şener’e münhasır değil.
2014’ten sonra Nedim Şener olmayan, olmayı reddeden ya da tıyneti buna müsait olmayan kim varsa bir bir sahneden uzaklaştırıldı. Yani herkes AKP yandaşı oldu ya da ortalık sadece AKP yandaşlarına kaldı demiyorum. 2014’ten sonra Türkiye bir Netflix platformuna döndü. Elde bir senaryo ve o senaryoya göre rol dağıtan bir yapım şirketi var. Filmdeki herkes, mafya lideri, silah tüccarı, gemi kaptanı, güverte elemanı, bombacı, kurtarma ekibi, saldıranlar, savunanlar, muhalefet yapanlar yani herkes yönetmenin eline teksir tutuşturduğu film ekibinden ve sahnede görünenlerin hepsi rol yapıyor. Film ekibinden olmayan hiç kimsenin yaşamasına, var olmasına, ortada görünmesine müsaade etmediler.
O gün Helal Tekme’yi yazan Nedim’e filmin ilerleyen sahnelerinde başka rol verdiklerinden yeni rolünün gereğini yapıyor. Yeni dönemde söylediği sözlerin tek bir tanesine bile inanması gerekmiyor. Adı üstünde rol kesiyor.
Bugün televizyonlarda boy gösterip hararetle bir şeyi savunanların tamamı, Ersan Şen’den, Cem Küçük’e, İsmail Saymaz’dan Ali Haydar’ına kadar ortada hiç gerçek karakter yok. Sadece gazeteciler de değil, siyaset sahnesindekiler için de aynı şeyleri söylemek mümkün.
Saatlerce konuşup hiçbir şey söylemeyen televizyoncular da siyaset sahnesinde her mikrofona uzanıp hiç susmadan konuşan ama hiç bir şey söylemeyen siyasetçiler aynı filmin oyuncuları.
Bu Truman Show’un tek bir amacı var AKP’nin iktidarını devam ettirmesini sağlamak ve iktidar eliyle iyi olan her şeyi bu topraklardan söküp atmak.
Mesela KHK ile işinden atılmış, hapsedilmiş ve hayatlarını büyük zorluklarla yaşamak zorunda bırakılmış kadınlara, bebeklere, aç yatanlara yardım etmekten 534 kişi gözaltına alınıyor, elinde tuttuğu senaryonun teksir kağıdında bununla ilgili bir şey olmadığı için ne ana muhalefetten ne yavru muhalefetten, ne de İslamcı diye geçinen insanlardan tek bir cümle ile ‘ne yapıyorsunuz?’ diyen yok. Ortalıkta gazeteci, aydın, yazar, sanatçı geçinenler bu insanlık dışı muameleye ne oluyor diye sormuyor.
Her filmde kılıktan kılığa giren, senaryoya göre bir karaktere bürünen BKM oyuncularıyla, muhalefet lideri, gazeteci, aydın, din adamı diye piyasada dolananlar arasında hiçbir fark yok. Onlar da her oyunda, ellerine tutuşturulan metinleri okuyor ve o kalıpların dışına çıkmıyorlar, çıkamıyorlar.
Sorun şu ki bu senaristlerin senaryoları sadece kötülük üretiyor. Bu kötülük ülkenin ruhuna iyice sindi. Cemaati bitireceğiz derken bu topraklarda insanlığı bitirdiniz, insan olmanın en temel hasletini ortadan kaldırdınız. Dipdiri meyyitlere dönüştünüz. Allah size daha nasıl bir bela versin.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***