YUSUF DERELİ | HABER İNCELEME
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini yüzde 12’den yüzde 10,5’e indirdi. Son iki toplantısında 100 baz puan indirim yapan MB, bu kez 150 baz puanlık bir indirime gitti. Merkez Bankası’nın acelesi var; zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen ay yaptığı açıklamada, ‘faizi tek haneli rakama indireceklerini’ söylemişti.
Merkez Bankası’nın açıklamasında, “Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme almıştır.” ifadeleri kullanıldı. Görünün o ki bir sonraki toplantıda da faiz muhtemelen 150 baz puan daha indirilerek yüzde 9’a çekilecek.
TÜİK’in tartışmalı verilerine göre bile yıllık enflasyon 83,45. Merkez Bankası’nın son kararı ile faiz ve enflasyon arasındaki makas 73 baz puana çıkarak rekor kırdı. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ekonomide politika faizinin yüzde 12 olması ile yüzde 9 olması arasında fark yok.
Piyasaların faiz kararına tepki vermemesinin temel sebebi de bu. Normal bir ülkede faizler indirildiğinde dolar kurunun artması beklenir. Ancak artık Türkiye’de döviz kurunun faize duyarlılığı kayboldu.
Merkez Bankası kötü para politikasına artık şaşırmadığımızı görünce kendi kötü standartlarında dahi şaşırtacak kadar kötüsünü bulmuş. Allahtan para politikası aktarımı filan kalmadı, kimsenin umrunda değil. Umrumuzda olduğu zaman ne yapacağız bilmiyorum.
— Refet Gürkaynak (@RefetGurkaynak) October 20, 2022
Prof. Dr. Refet Gürkaynak’ın şu paylaşımı bu açıdan önemli: “Merkez Bankası kötü para politikasına artık şaşırmadığımızı görünce kendi kötü standartlarında dahi şaşırtacak kadar kötüsünü bulmuş. Allah’tan para politikası aktarımı filan kalmadı, kimsenin umrunda değil. Umurumuzda olduğu zaman ne yapacağız bilmiyorum.”
Finans piyasaları uzmanı İrib Cibre ise şaşkınlığını şöyle ifade etti: “Az önce onlarca ülkenin tersine faiz indiren ülkenin kuru hareket dahi etmedi. Öylesine bir güven, öylesine bir sağlamlık!”
Prof. Dr. Serap Durusoy ise şunları yazdı: “Dolar TL tarafında faiz kararına rağmen bir hareket yok . (Piyasaların politika faizine hassasiyetinin kalmadığının hatırlatılması üzerine) Evet. Ama beklenti 100 baz puandi. 150 olunca bir tepki gelir diye düşündüm.”
Serap hoca, kısmen haklı ancak gözden kaçırdığı bir nokta var. MB dün 300 baz puan bile indirime gitse dolar kıpırdamayacaktı. Zira MB’nın açıklama metninde gelecek ayda benzer bir indirime gidileceği zaten yazıyor. Piyasalar söz konusu indirimi bile satın almadı! Zira kritik aşama çoktan geçildi…
MAKSAT ERDOĞAN MUTLU OLSUN
Peki bu indirim neden yapıldı? Bu sorunun tek bir cevabı var; Erdoğan öyle istedi! Gelecek ay yapılacak indirimle politika faizi muhtemelen yüzde 9’a çekilecek. Ne demişti Erdoğan: “Faizi tek haneye indireceğiz!”
Ardından da meydanlarda şu cümleyi kuracak: “Bu kardeşiniz faizi tek haneye indireceğiz dedi mi, dedi. İndirdik mi, indirdik!”
Bu kadar…
Politika faizi ile kredi faizleri arasındaki gap’e bakar mısınız lütfen
Para politikamızın piyasadan ne kadar kopuk olduğunun ispatı bu grafik… pic.twitter.com/UctSKTY0Vq
— İris Cibre (@iriscibre) October 20, 2022
BANKALAR BAYRAM EDİYOR
Politika faizi indirilince mevduat ya da kredi faizleri de inmiyor, aksine artıyor. Söz konusu sistemin tek kazananı ise bankalar. Bankacılık sektörünün ocak-ağustos dönemi net karının yüzde 420 artarak 252.2 milyar liraya yükseldiğini hatırlatalım.
Bankacılık sektörünün karındaki anormal artış, ekonominin finansal kesiminde bir güçlenmeyi gösteriyor. Bir terazi düşünün; finansal kesim ne kadar güçlenirse reel kesim o kadar zayıflar ve zayıflıyor. Artık o kar daha da artacak; MB’nın yüzde 10,5’la fonlayacağı bankalar söz konusu parayı yüzde 35-40 faizle kredi verecek. Kısaca; Erdoğan rejiminin sistemi finansal kesimi güçlendirirken, reel kesimi zayıflatıyor.
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, söz konusu durumu ‘bankalara doğrudan para transferi’ olarak yorumluyor. Haksız da sayılmaz…
İşin bir de KKM boyutu var. Politika faizi indirildikçe bankaların KKM’deki maliyeti azalırken, Hazine’ye yükü artıyor. Şöyle ki; bankalar politika faizi+3 puan faiz ödüyor. Türk Lirası’nın bir yılda yüzde 40 değer kaybettiğini varsayalım. Bugünkü politika faizi dikkate alınırsa söz konusu kaybın sadece yüzde 13,5 kadarını bankalar ödüyor. Kalan yüzde 26,5’lik faizi ise Hazine ve TCMB karşılıyor. Yarın politika faizi yüzde 9’a çekilirse bankanın ödeyeceği oran yüzde 12’ye düşecek. Hazine’nin yükü ise daha da artacak.
2021 yılı bütçesinde faiz giderleri 181 milyar TL oldu. 2022 yılı bütçesine 240 milyar TL faiz ödeneği konuldu. Bunun yetmeyeceği anlaşıldı 330 milyar TL’ye yükseltildi. Buna KKM fark ödemeleri de dahil değil. Faizi indirdiysek faiz giderleri niye böyle devasa şekilde arttı?
— Mahfi Eğilmez (@mahfiegilmez) October 20, 2022
FAİZ KARŞIYSAK FAİZ GİDERLERİ NASIL KATLANIYOR
İktisatçı Mahfi Eğilmez de dün politika faizi kararının ardından faiz ödemelerine ilişkin bir paylaşımda bulundu. Şunları yazdı: 2021 yılı bütçesinde faiz giderleri 181 milyar TL oldu. 2022 yılı bütçesine 240 milyar TL faiz ödeneği konuldu. Bunun yetmeyeceği anlaşıldı 330 milyar TL’ye yükseltildi. Buna KKM fark ödemeleri de dahil değil. Faizi indirdiysek faiz giderleri niye böyle devasa şekilde arttı?”
Mahfi Eğilmez’in açıklamalarına bir ekleme de biz yapalım; geçtiğimiz günlerde açıklanan 2023 bütçesinde faiz gideri 565 milyar lira olarak öngörülmüş.
Hani ‘nas’ vardı!
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***