YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN
Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu beraberinde parti kurmayları ve bir grup gazeteciyle Amerika seyahatinde.
Ben bu yazıyı yazdığım saatlerde başkent Washington DC temaslarına başlıyordu.
Öncesinde de Boston’da bir grup bilim adamı ve burada okuyan Türk öğrencilerle görüşmeler yaptı.
Eğer son dakika değişikliği olmazsa ki, ABD başkentinde ve merkezinde siyasilerin olduğu bir heyetle ilgili genelde olmaz, Kılıçdaroğlu’nun temasları düşük profilli bir iki program ile bitecek ve Türkiye’ye doğru dönüşe geçecek.
Peki ama bu seyahat ne için yapıldı? Kılıçdaroğlu ABD’ye neden geldi ve ne buldu?
NE OLMALIYDI?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun seyahatini analiz etmeden önce ‘normalde ne olmalıydı’yı anlatalım ki seyahati nereye oturtmak gerekir daha iyi anlaşılsın.
Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye gibi bir ülkenin ana muhalefet partisi lideri. Son yıllarda performansı giderek artıyor, muhalefet partilerini bir araya toplayabilmiş ve önümüzdeki seçimde kuvvetle muhtemel aday olacak.
Yani kim olduğu, ne dediği başta ABD olmak üzere birçok ülke için merak uyandırıyor.
İktidar adayı bir siyasetçi ABD’ye özellikle de Washington DC’ye geliyorsa bu başlı başına bir anlam ifade eder.
Sonuçta burası dünya siyasetinin de başkenti.
Misafir siyasetçi hem Beyaz Saray hem Dışişleri hem de Kongre’den önemli isimlerle görüşür, açık-kapalı toplantılar yapar, ABD medyasından önemli bir isme röportaj verir ve şehrin kalbur üstü düşünce kuruluşlarından birinde konuşma yapar.
Başta Yahudi lobisi olmak üzere ABD siyaseti üzerinde etkisi olan güç odakları ile görüşmeler yapılır.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha AKP’yi kurduğu günlerden bu yana hiç aksatmadığı bir geleneğidir Yahudi lobisi ile çok yakın olmak. Hatta denilebilir ki mevcut Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın mesaisinin çok büyük bir kısmı Yahudi lobisi ve kurumlarının programlarına katılmakla geçiyor.
Türkiye gibi bir ülkede iktidar adayı bir siyasetçi merak uyandırır. Hele hele Rusya’nın Ukrayna işgali başta olmak üzere bölge ateş çemberine dönüşmüşken.
Yani Washington ziyareti bir nevi vitrine çıkmak gibidir.
NE OLDU? KILIÇDAROĞLU NE YAPTI?
Peki CHP lideri ne yaptı?
En başta seyahatin zamanlaması konusunda ciddi bir iletişim hatası olduğunu ifade etmek lazım.
Çünkü ABD gündemi tamamen farklı.
Kaldı ki Türkiye’de yapılacak seçim öncesi ana muhalefet partisi liderinin ABD ziyareti yapması en başta Washington tarafından hoş karşılanmaz.
Hatta yakın zamanda Beyaz Saray’a gelmek isteyen bölge ülke liderlerinden birine ‘seçim yılındasınız, sonra gelin’ denildi.
Kemal Kılıçdaroğlu ve heyeti bunu bilmiyor olamaz. Diyelim ki Washington’a böyle bir çalışma ziyareti yapılacak, her şeye rağmen girişte anlattığım programın Beyaz Saray ve Dışişleri kısmı hariç organize edilebilirdi.
Sonuçta Washington siyasetin nabzının attığı yer. Buraya gelip hiçbir siyasetçi ile görüşmeden dönmeyi ‘tercih’ olarak anlatmak izaha muhtaç.
Seyahatin iletişim boyutunda da ciddi bir aksaklık vardı.
Zira Kılıçdaroğlu’nun seyahatine dair bilgiler hep çelişkili oldu. Mesela Senatör Bernie Sanders ile görüşüleceği açıklandı. Ancak daha sonra organizasyonu yapan Ömer Topsakal açıklama yaparak bu ismin gündemlerinde hiç olmadığını belirtti.
Bu arada dikkat çekici bir şey daha yaşandı. CHP’nin ABD Temsilcisi Yurter Özcan ziyarete dair hiçbir açıklama yapmadı, tweet atmadı.
Kılıçdaroğlu, Washington öncesi uğradığı Boston’da bilim insanları ile görüştü. MIT laboratuvarında fotoğraf verdi, öğrencilerle sohbet etti.
Beraberindeki gazetecilerin aktardığına göre öğrencilere ‘Türkiye’deki siyasi yasaklıların serbest kalacağını’ söylemiş.
Gezinin genelinde olduğu gibi Washington DC ayağında da bir bilgi karmaşası var. Çünkü medyaya yansıyan detaylara göre Kılıçdaroğlu Washington Post’u ziyaret edip John Hopkins Üniversitesi Kuzey Afrika Ortadoğu Kulübü tarafından organize edilen bir toplantıda konuşacak.
Ancak öğrenci kulübünün organize ettiği bu toplantı basına kapalı.
Organizasyonu yapanlara RSVP yaptırmak için ulaştığımda ‘basına kapalı bir toplantı, gazeteciler alınmayacak’ cevabını aldım.
Düşünün; ABD medyasıyla konuşmuyor-konuşamıyorsunuz, şehirde yapacağınız tek konuşma da basına kapalı. Dahiyane bir fikir olduğu tartışma götürmez herhalde.
KILIÇDAROĞLU’NUN TEMEL AÇMAZI
CHP liderinin bana göre çok gecikmiş ABD seyahati daha çok kültürel-bilimsel çerçevede geçiyor.
Ya da CHP yönetimi böyle sunmak istiyor.
Ancak bu açıklama uzmanlarca pek makbul karşılanmadı. Mesela Washington DC’deki bilinen Türkiye uzmanlarından Steven Cook sosyal medya hesabından ‘kimse neden burada olduğunu bilmiyor’ dedi.
Gerçekten de CHP liderinin bu programının ne için planlandığı konusunda netlik yok.
Zira kolay ulaşılabilen ve her biri sık sık Türkiye’ye giden akademisyenler ile görüşmek için ABD’ye gelmesine gerek yoktu. Üstelik bunu gazeteci heyetiyle birlikte yapmasına hiç gerek yoktu.
ABD’ye özellikle de Washington DC’ye yapılan bir ziyaret doğası gereği siyasidir ve siyasi mesaj içermelidir. En geç 9 ay sonra yapılacak seçimde Cumhurbaşkanı olması muhtemel bir ismin başta dış politika olmak üzere çeşitli konularda vizyonunu anlatması beklenirdi.
Ama CHP yönetimi siyasilerle görüşmeyi ‘suç’muş gibi lanse etti.
Tabii ki iktidarın ‘icazet almaya gittiler’ ithamından çekinmiş olabilirler ama burada da temel bir açmazları var.
Birincisi Saray’ın yönettiği, Aktrol Hilal Kaplan’ın tabiriyle ‘Nuh’a köpeklik yapanlar’ zaten yalan yazacaklar.
Nitekim yaptılar da.
Yani ne yaparsanız yapın Havuz medyasının yalanları olacak. O yüzden ‘başkası ne der’ korkusunu bırakıp kendi hedefine odaklanması gerekiyor.
İkincisi başta ABD olmak üzere dünyanın önde gelen güç odaklarına vizyonunuzu gösterme-anlatma imkanı varken bunu yapmıyorsunuz. Ayrıca bu gezinin muhalefete ne katkı sağlayacağı sorusu da cevapsız.
Sonuç itibariyle CHP liderinin ABD seyahati bir ana muhalefet partisi liderinin siyasi dengeleri etkileyecek içerik ve vizyonundan uzaktı.
Bu haliyle daha çok lise ve üniversite öğrencilerinin bilgi ve görgülerini artırmak için çıktıkları bir nevi okul gezisi olan ‘study abroad’ denebilir.
Laboratuvarları görmek, hocalarla konuşmak, öğrencilerle fikir alışverişinde bulunmak kesinlikle iyi ve faydalı bir aktivite. Ancak unutmayın siz okul gezisinde olan bir öğrenci ya da akademisyen değil iktidara talip bir muhalefet liderisiniz.
Bana göre seyahatin en vurucu kısmı Boston sonrası New York’a uğrayıp Manhattan’da Erdoğan ailesinin yaptırdığı gökdelen önünde video çekmesiydi.
Zira o gökdelen rejimin yolsuzluklarının sembolü.
Sadece ‘çalınan paraların izini süreceğim, hesabını soracağım’ deyip New York’a gitse ve o gökdelenin önünde açıklama yapsa daha etkili olurdu.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***