İSTANBUL / İZMİR – Bartın’daki maden faciasının protesto edildiği İstanbul ve İzmir’de önlenebilir facialara “kader” denilmesine tepki gösterilerek, 41 kişinin yaşamını yitirdiği faciadan iktidar sorumlu tutuldu.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Bartın’ın Amasra ilçesinde 41 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasını Kadıköy İskele Meydanı’nda protesto etti. “İşçilerin katili sermaye düzeni”, “İş kazası değil bu bir cinayet”, “Bartın’ın hesabı sorulacak” ve “AKP’den hesabı emekçiler soracak” sloganlarının atıldığı açıklamada “Dün Soma, Ermenek, bugün Bartın. Kaza değil, katliam” pankartı açıldı. “İşçiler sizin köleniz değil”, “Sorumlular hesap versin” ve “Madenler işçi denetimine” dövizlerinin taşındığı açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Musa Piroğlu ile HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol’un yanı sıra yüzlerce siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Açıklama Türkiye’de gerçekleştirilen işçi katliamlarının sayılıp, “Unutmadık” denilmesiyle başladı. Ardından kitle iş katliamlarında yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşuna geçti. Açıklamayı Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına Rüya Kurtuluş ve Deniz Bakır okudu.
‘SORUMLU İKTİDAR’
Amasra’da gerçekleşen facianın göz göre göre geldiğini belirten Rüya Kurtuluş , bu katliamın sorumlusu olarak iktidar ve patronları işaret etti. Kurtuluş, madencilerin “kaderi” haline getirilen ölümlerin önlenebilir olduğunu fakat önlenmediği için 41 kişinin canına mal olduğunu ifade etti.
ÖNLEM ALINMADI
Daha fazla kâr için dayatılan “üretim zorlaması” ve “verimlilik politikası” sonucunda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği önlemlerinin göz ardı edildiğini belirten Kurtuluş, bu durumun madencilik sektöründe büyük “katliamlara” yol açtığını vurguladı. Kurtuluş, “Metan gazının patlamaya neden olacak sınır değerleri aşmasının, bunun ‘gözden kaçmasının’ temelinde ‘üretim zorlaması’ vardır. Kamu madenciliğinde dahi bu zihniyetin yerleşmeye başlamış olması durumun vahametini Bartın’da bir kez daha göstermiştir. İnsan yaşamı için alınması gereken, aklın ve bilimin öğrettiği önlemlerin, sadece ve sadece maliyet artmasın, işçilerin söz hakkı olmasın, kârlarımız azalmasın diye alınmadığını biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Soma katliamında 301 madencinin yaşamını yitirdiğini ve buna dair tek bir tutuklunun dahi olmadığına dikkat çeken Deniz Bakır, “Öfkeliyiz çünkü tarihinde çokça kitlesel iş cinayeti bulunan Türkiye Taşkömürü İşletmesi’nde bunlardan ders çıkarılması gerekirken, işçilerin insanca yaşam talebini kar hırsına kurban etmiş AKP-MHP iktidarı bu katliama bilerek göz yummuştur” diye belirtti.
‘AYNI FİLMİ KABUL ETMİYORUZ’
“Açlık, işsizlik, hayat pahalılığı, sömürü ile her anı cehenneme” çevirenlerin bu facianın sorumlusu olduğunu vurgulayan Bakır, 41 madenci yaşamını yitirmişken, iktidarın bu ihmali örtmek için dezenformasyon yapmakla “meşgul” olduğunu söyledi. Bakır, “Patlamanın nedeni konusunda tıpkı Soma’da yaşandığı gibi ‘trafo patlaması’ yalanının ifade edilmiş olmasını, gerçeğin örtülmeye çalışılmasını, aynı filmi izlemeyi kabul etmiyoruz” diye konuştu.
‘TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI’
Bakır, konuşmasının devamında şöyle konuştu: “Hayatımızı cehenneme çeviren, ölülerimizin üzerinde şatafatlı saraylar, gökdelenler, yollar, madenler inşa edenlere, her ay bir Somayı bize yaşatanlara tahammülümüz kalmadı. Artık yeter diyoruz. Tüm işçileri, emekçileri, kendine insanım diyen herkesi sesini sesimize, gücünü gücümüze katmaya; artık yeter insanca yaşamak istiyoruz demek için harekete geçmeye çağırıyoruz.”
Bakır son olarak, “Herkesi daha fazla kâr için daha fazla kan dökmekten çekinmeyen bu vahşi sermaye düzenini yıkmak, emeğin ve özgürlüğün iktidarını kurmak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.
İZMİR
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de, Bartın’da maden ocağında yaşanan patlamaya ilişkin Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. “Dün Soma, Ermeni bugün Bartın. Kaza değil, katliam” pankartının açıldığı açıklamada “Sermaye öldürüyor devlet koruyor”, “Bartın’ın hesabını emekçiler soracak” ve “İşçi katilleri hesap verecek” dövizleri taşındı. Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti ve kurumların temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Açıklamayı okuyan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri temsilcisi Aykut Akdemir, 2019 yılı Sayıştay raporuna göre madende -236/-300 kotları arasında biri yarı mekanize diğeri manuel olmak üzere iki adet üretim panosu bulunmadığını söyledi. Patlamanın gerçek nedeninin yapılacak incelemeler sonucunda ortaya çıkacağını vurgulayan Akdemir, “Her olayda ortaya atılan trafo bahanesi başlangıçta burada da kullanılmaya çalışılmış, inandırıcı olmayacağı anlaşıldığında grizu patlaması olduğu gerçeği kabul edilmiştir. Ölümlerin nedeni, grizu patlaması sonucu oluşan yüksek sıcaklık ve şok dalgası nedeniyle yanma ve ortama yayılan karbonmonoksit gazından zehirlenmedir” dedi.
‘PEŞİNİZDEYİZ’
Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu oluşan kadrolaşma ve liyakatsiz atamaların yaşanan patlamada etkili olduğunu belirten Akdemir, madencilik bilim ve teknolojisinin grizu patlamalarını önleyecek bilgi birikimi ve deneyimine sahip olduğunun altını çizdi. Bilim ve tekniğin gereklerini uygulamak yerine, kader ve fıtrat olarak tanımlama yapmanın üretim ve kar hırsına kılıf bulmak olduğunu dile getiren Akdemir, “Biz hayatını kaybeden, gençliklerini ve geleceklerini çaldığınız yurttaşlarımızın acısını yüreğimizde hissederek peşinizdeyiz. Tüm sorumlular cezalandırılana kadar da vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***