BRÜKSEL TR724 | Türkiye başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde insan haklarını savunmak ve geliştirmek amacıyla Brüksel’de kurulmuş bir sivil toplum kuruluşu olan Solidarity with Others, Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı milletvekili Prof. Dr. Tineke Strik ile AB sınırlarında yaşanan geri itmeleri konuştu.
Solidarity with Others’ın hazırladığı Rights Talks’un son bölümünde Parlementer Prof. Dr. Tineke Strik geri itmelerdeki son durum ve Avrupa Parlamentosu (AP) yeşiller grubunun başlattığı imza kampanyası, Frontex’in geri itmelerdeki suç ortaklığı ve Avrupa Komisyonu’nun buna karşı eylemsiz kalması, Tineke Strik’in Yunanistan ziyaretinden gözlemleri, Yunanistan tarafından geri itilen Türk sığınmacılar ve Sivil toplumun geri itmelerin engellenmesinde oynabileceği rol başta olmak üzere birçok konuya dair açıklamalarda bulundu.
Yeşiller grubu imza kampanyası başlattı
Tineke Strik’in de üyesi olduğu AP Yeşiller Grubu yakın zamanda geri itmelere karşı harekete geçmesi için Avrupa Komisyonu’na baskı yapmayı amaçlayan bir imza kampanyası başlattı. Strik, yıllardır uygulanan geri itmeleri belgelediklerini söyledi. Avrupa Komisyonu’nun ve AB üyesi devletlerin bu uygulamaları sessizce izlemesi ve zımnen cesaretlendirmesi nedeniyle artık bu yasadışı uygulamaların sistematik bir hal aldığına değinen Strik, Komisyon’un Yunanistan’a karşı harekete geçmesinin hayati önemde olduğunu söyledi.
Yeşiller Grubunun başlatmış olduğu imza kampanyasına bu linkten destek olabilirsiniz: https://act.greens-efa.eu/pushbacks?source=share_twitter&
Frontex, Yunan yetkililerin suç ortağı mı?
Parlamenter, Frontex’in geri itmelere fiilen dahil olduğuna dair bazı raporların olduğunu fakat asıl problemin Frontex yetkililerinin sahada olmalarına ve yaşananları görmelerine rağmen müdahale etmemeleri, geri itmeleri engellemeye çalışmamaları olduğunu dile getirdi. Strik, “Eğer Frontex bu geri itmeleri engellemek ve ihbar etmek, bunlara karşı sesini yükseltmek ve somut adımlar atmak konusunda yetersiz veya gönülsüzse, bize göre tek yapmaları gereken ev sahibi ülkeyi terk etmektir” dedi. İlgili düzenlemelere göre, insan hakları ihlalleri yaşanan ev sahibi ülkelerdeki faaliyetleri askıya almanın Frontex için bir yasal bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Strik, aksi takdirde iş birliği yapmanın onları suç ortağı haline getireceğini belirtti.
Eksik olan şey siyasi irade
Avrupa Komisyonu lideri Von Der Leyen’in bir buçuk yıl önce Yunanistan’a gittiğinde “Sizler Avrupa’nın kalkanısınız” dediğine dikkat çeken Strik, AB kurumlarında ve üye ülkelerde geri itmelere karşı çıkılması noktasında eksik olan şeyin siyasi irade olduğunu söyledi.
Kuzey Avrupa’daki hükümetlerin bazen güçlü sınır kontrolü politikasına vurgu yaparken geri itmeleri de desteklediklerini ve “Doğru olanı yapıyorsunuz, bizim için de iyi bir şey yapıyorsunuz” gibi argümanlar kurduklarını söyleyen Strik, bunun yaşatma iddiasında oldukları Avrupa değerleri açısından çok ciddi bir problem teşkil ettiğini söyledi.
AB Dolandırıcılıkla Mücadele Bürosu’nun (OLAF) Frontex ile ilgili hazırlamış olduğu raporun kurumda istifalara sebep olmasına ve üzerinden 6 aydan daha uzun süre geçmiş olmasına rağmen hala kamuoyuyla paylaşılmamasını eleştirdi ve bu durumun utanç verici olduğunu söyledi.
Yunan makamları görüşmeyi reddediyor
Yaşanan geri gitmelerle ilgili bilgi sahibi olmak için daha önce Sisam ve Midilli adalarına yakın geçmişte de Meriç bölgesine gittiğini söyleyen Tineke Strik, Yunan Sınır güçleriyle ve Meriç bölgesi polis amiriyle görüşmek istediğini ama bu talebin reddedildiğini açıkladı. Yunan yetkililerin ayrıca sivil toplum örgütleri ve gazeteciler tarafından yayınlanan raporları da ciddiye almadıklarına dikkat çekti.
Yunan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitaraçi ile gerçekleştirdiği görüşmede ona “İlk giriş yapılan ülkenin sorumluluğu yüklendiği bu adaletsiz sistemle mücadele konusunda müttefik olabiliriz. Ancak bu durum sizi iltica hukuku ve mülteci sözleşmesinde yer alan temel yükümlülüklerden muaf tutmaz” dediğini, cevaplanmasını istediği birçok sorunun cevapsız bırakıldığını ifade eden Strik, Mitaraçi‘nin “Bakın, eğer bu politikaları uygulamazsak, hem ülkemizde hem Avrupa’da çok daha fazla mülteci olacak” dediğini aktardı.
Türkiye’de adil yargılama yok
Türkiye’de kendilerine mahkumiyet verilmiş veya terörle ilişkilendirilmiş kişilerle temasları olduğunu, bu kişilerin adil yargılanma hakkına erişimlerinin olmadığını ve bu nedenle, orantısız yaptırımlardan veya eziyetten kaçınmak için ülkeyi terk etmek zorunda olduklarını söyleyen Tineke Strik, bu insanların AB ülkelerinde mülteci olarak tanındığına da dikkat çekerek üye devletlerin bu kişileri Türkiye’den kaçmak zorunda olan meşru mülteciler olarak gördüğünü ifade etti. Aynı zamanda bu kişilerin ülkeyi normal, yani resmi yollardan da terk edemeyeceğini çünkü örneğin havalimanına giderlerse yine yakalanıp tutuklanacaklarını söyledi. Strik, bu konuyu da Yunan yetkililerle konuştuğunu fakat bu iddiaları kabul etmediklerini açıkladı.
Kamuoyu desteğine ihtiyacımız var
Bu insanlık dışı politikalara karşı olan tüm vatandaşların imzalaması ve tepkisini ifade etmesi için imza kampanyası başlattıklarının altını çizen Strik, bu kampanyaya destek istedi. Avrupa demokrasisinin ve Avrupa politikalarının temelinin insanlar olduğunu belirtirken “Dilekçeyi imzalayın, ama aynı zamanda gazetelere makaleler gönderin, sosyal medyada görüşünüzü ifade edin. Ve seçimlerde oy kullanın. Adaylara bu konuda ne yaptıklarını, nerede durduklarını sorun. Hem ulusal parlamentolara hem Avrupa parlamentolarına doğru kişilerin seçildiğinden emin olun ki bu uygulamalara son verilebilsin” dedi.
Yeşiller Grubunun başlatmış olduğu imza kampanyasına destek olmak için: https://act.greens-efa.eu/pushbacks?source=share_twitter&
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***