DİYARBAKIR– Amed 8’inci Tiyatro Festivali ikinci gününde yoğun ilgiyle devam etti.
Amed Şehir Tiyatrosu 8’inci Tiyatro Festivali “Va Cûdî û va ye ev ax!” şiarıyla ikinci gününde devam etti. Festivalde ilk olarak Kumpanyamed – Tayo, Datdat ve Önceki Bazı Hayatlar oyunu oynandı. Diyarbakır Barosu’ndan Bawer Karahancı’nın yazmış olduğu oyunda avukat Sedat Benek oynadı. Öldükten sonra tekrar hayata gelip karşılaştıkları bir döngüye hapsolmuş birbirine zıt iki arkadaşı anlatan oyunda, tekrar bir araya geldikleri mevcut hayatlarında sanat, otorite, aşk ve ölüm üzerine konuşurlarken önceki hayatlarında yaşadıkları deneyimleri hatırlamalarına dikkat çekiliyor.
Türkçe sergilenen alternatif tiyatro seyirciler tarafından ilgiyle karşılandı.
Sonrasında ise Ban Theather (Almanya-Hamburg) ve Antract Theather (Belçika) – “Qesra Balindeyên Xemgîn” (Hüzünlü Kuşlar Kasrı) oyunu oynandı.
Oyun Bextiyar Elî’nin aynı isimli romanından uyarlanan performatif oyun, Alan Ciwan ve Hüseyin Umaysız tarafından yazıldı.
‘BİZİ BİZ YAPAN ŞEY NEDİR?’
Tiyatroya uyarlanan romanın konusu, Güney Kürdistan’ın 22 yıllık bir zaman dilimini göçün, kokunun, sesin, aşkın, müziğin ve kuşların diliyle anlatıyor.
Performans, geleneksel Kürt anlatımının ve Kürtçenin güzelliğinin izlerini takip ediyor. Geleneksel Kürt anlatım tekniklerini, çağdaş sanatın anlatım biçimlerine yaklaştırmayı deniyor. Performansçılar (anlatıcılar), anlatmak ve daha çok anlamak için, bedenlerinde bir yolculuğa çıkıyor, kendi bedenlerinin hafızasını da zorluyor. Kokularda, seslerde, renklerde, şarkılarda ve yaşadıkları zamanda kendi izlerini arıyor. Korkmadan “Bizi biz yapan şey nedir?” diye soruyor.
Oyun öncesinde seyirciler ve oyuncularla birlikte hazırlanan tekst okundu.
Okunan tekst şu şekilde: “Ben Alan. Ben Xezal. Ben Huseyin. Başka biri daha var, o hala uzakta… Hêja. Bizler üç farklı ülkeye tünemiş, aynı ülkenin üç kuşu. Bugün Amed’deyiz.
QBX (Hüzünlü Kuşlar Kasrı) romanı, içimize doğan bazı duygularımızı açmamızda bizlere bir yol gösterdi. Birçoğumuzun kişisel ya da coğrafi yabancılaşmadan ötürü hissettikleri duygular. Kimlik, aidiyet, aşk ve isteyerek ya da zoraki göç.
Koku ve ses… romanın bu iki ana öğesi, bu yolculuğumuzu yapma ve hikayemizi sizlerle paylaşma isteğini doğurdu. Bu hikayede sesimiz bazen tanıdık bir rüzgarın sesi, bazen de tuhaf/yabancı bir ses olacak.”
Oyun sonrasında oyunculara Amed Şehir Tiyatrosu tarafından plaket takdim edildi.
Yarın oynanacak oyunlar şu şekilde:
*Sureyya Karacabey – Semînera Şano û Demê (12.30)
*Ban Theather (Elmanya-Hambûrg) û Antract Theather (Belçîka) – Qesra Balindeyên Xemgîn (15.00)
*Rêveberîya Hunera Şanoyê (Duiok) – Birdank (20.30)
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***