YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Türkiye’de tek başına bir KHK sorunu değil topyekûn bir hukuk problemi vardır. İşe her şeyden önce problemin ismini doğru koymakla başlamak lazım.
Konuyu tek başına KHK olarak tartışmaya başladığınızda mesele dönüp dolaşıp ‘beraat edenler, hakkında soruşturma açılmayanlar, bilmem ne…’ye geliyor. 15 Temmuz’dan sonra sadece Kanun Hükmünde Kararname ile devletten atılanlar mağdur edilmedi.
Mesela devlet koruması ya da ihaleleriyle değil, her kuruşunu alınlarının teriyle hak ederek kazanan Boydaklar, bildiğimiz anlamda KHK’lı değil ama hem yıllardır hapisteler hem de mallarına çöküldü. Gaziantep’in en büyük şirketlerinden birinin sahibi olan Nakiboğlu ailesine, Uğur Derin Dondurucu’ya reva görülenler…
Önce kayyım atayıp sonra kapattıkları ve mallarına çöktükleri Zaman Medya Grubu’na ya da Koza İpek Holding’e ve onun medya grubuna yapılanlar da herkesin malumu. Bunlar gibi İstanbul ve Anadolu’da yüzlerce, şirkete hem hukuksuzca el konuldu, kayyımlar atanıp içleri yağmalandı. 15 Temmuz’dan önce Sulh Ceza Hakimlikleri eliyle başlayan soygun sonra KHK eliyle devam etti. Son tahlilde onlar da KHK’lı…
Bugüne kadar iktidarın uyguladığı soykırımı seyreden ve en kritik zamanlarda ona koltuk değneği olan muhalefet, yükselen toplumsal huzursuzluğa karşı bir şeyler yapma gereği hissediyor. Altılı Masa, “falanı başlatalım ama filanı başlatmayalım” gibi hem hukuki hem kanuni olmayan çözümler üretmeye çalışıyor. Siyasetin köpeği olmuş bir yargı sisteminin verdiği kararlar üzerinden politikalar belirliyorlar. Beraat edenleri göreve başlatacaklarmış, hakkında soruşturma açılmayanları geri döndüreceklermiş, falana değmemişler, filanı es geçmişlere hakları geri vereceklermiş vs.
Bu muhalefetin hukukçuları ya da yöneticileri KHK’lılar içinde yargılananların, ceza alanların, nelerden dolayı ceza aldıklarını açıp okuyorlar mı? Haklarında dava açılıp yargılanan ve ceza alanların Digitürk iptali, Zaman Gazetesine abone olmak, Bank Asya’ya para yatırmak, kanuna uygun kurulmuş bir derneğe veya sendikaya üye olmak gibi suçlardan cezalandırıldılar. Anayasaya ve kanunlara aykırı bir şekilde yapılan bu cezalandırmaları kabul mü edeceksiniz? Bunlar kanunda olmayan siyaseten verilmiş cezalar, hukuku uygulamada AKP’den farkınız, hakkında dava olmayanlar, beraat edenleri göreve iade etmek mi olacak?
Mesela Zaman Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, Görsel Yönetmeni Fevzi Yazıcı, Reklam Müdürü Yakup Şimşek ve onlarca gazeteci tam altı küsur senedir hapis yatıyor. Bu isimlere, “falan yerin medya yapılanmasına üye olmak” gibi son derece siyasi ve son derece ahmakça verilmiş cezaları kabul mu ediyorsunuz? Ya da bunun gibi KHK’lı olmayıp da işine el konulmuş, müphem suçlarla cezalandırılmış, malına mülküne çökülmüş on binlerce insanın durumu sizi ilgilendirmiyor mu?
Yarım yamalak ya da çözüyormuş gibi yaparak adaleti sağlayamazsınız. Dünyada hukuk böyle işlemiyor. 15 Temmuz yargılamalarının tamamını reddetmedikçe sizin de AKP’den bir farkınız kalmaz. Adalet sağlanmadıkça da toplumda her geçen gün büyüyen huzursuzluğun altında boğulup kalırsınız. Bu nedenle sorunun ismini doğru koymanız ve doğru soruna çözüm aramanız gerekiyor. Bu sorun da tek başına KHK değil topyekün bir hukuk sorunudur.
Bu arada AKP de iktidarı kaybettiği anda kendi boynuna geçirilecek ilmiği kendi elleriyle ördü. Bugün kendi lehlerine gibi görünen, hukukun siyasetin köpeği haline gelmiş olması, seçimleri kaybettiklerinin ertesi günü bir giyotin gibi başlarına inecek.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***