DİYARBAKIR – DEP Milletvekili Mehmet Sincar cinayetinin failleri olarak Susurluk Raporu’na giren Mehmet Ağar, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ve 4 itirafçı için 30 yıllık zaman aşımına son bir yıl kaldı.
Faili meçhul cinayetleri araştırmak için gittiği Batman’da 4 Eylül 1993’te Demokrasi Partisi (DEP) Milletvekili Mehmet Sincar ve DEP yöneticisi Metin Özdemir öldürüldü. Cinayeti önce aşırı milliyetçi Türk İntikam Tugayı adlı bir örgüt üstlendi. Olaydan sonra dönemin devlet bakanları Necmettin Cevheri ve Mehmet Gökhan, katilin yakalandığını açıkladı. Ancak dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, bu bilgiyi yalanladı. Cinayetle ilgili yürütülen soruşturmada uzun süre sonuç alınmazken, çete, mafya ve devlet ilişkisinin ortaya çıktığı ‘Susurluk Kazası’ndan sonra Kutlu Savaş’ın başkanlığında 13 Ağustos 1997’de bu ilişkilere ışık tutan Susurluk Raporu hazırlandı. Raporda, Sincar’ın eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, JİTEM elemanları Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, itirafçılar Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen, Mesut Mehmetoğlu, Adem Yakın tarafından öldürüldüğü belirtildi.
Susurluk Raporu’na rağmen cinayetle ilgili adı satırlı saldırılar, adam kaçırma, domuz bağıyla işkenceli ölümlerle gündeme gelen Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürüldüğü döneme kadar herhangi bir gelişme yaşanmadı. Velioğlu’nun 17 Ocak 2000’de İstanbul Beykoz’da bir villada öldürülüp Hizbullah’ın bazı arşiv bilgilerinin ele geçirilmesiyle, cinayette yeni bir gelişme yaşandı. Ele geçirilen arşivlerde kod adı Hüseyin olan Hizbullah tetikçisi Cihan Yıldız’ın ismine ulaşıldı.
İYİ HALDEN İNDİRİM
Bu baskında ele geçirilen dokümanlar sonucu 7 yıl sonra Hizbullah tetikçisi Cihan Yıldız hakkında soruşturma başlatıldı. Kırmızı bültenle aranan Yıldız, kaçtığı Avusturya Viyana’da İnterpol tarafından 2008’de yakalanarak Türkiye’ye iade edildi. Yıldız, 10 Eylül 2008’de tutuklandı. 6 Hizbullah saldırından sorumlu tutulan, Mehmet Sincar cinayeti dahil 2’sine katıldığı tespit edilen Yıldız hakkında Diyarbakır 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mayıs 2013 tarihindeki karar duruşmasında, Yıldız’a “Türkiye Cumhuriyeti anayasanın tamamını ya da bir kısmını tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme sanığın geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları göz önüne alınarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında indirime giderek, Yıldız’ın cezası müebbet hapis cezasına çevrildi.
YENİDEN YARGILANMAYLA TAHLİYE
Karar, 24 Haziran 2014’te Yargıtay tarafından onanmasıyla kesinleşti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde (DGM) askeri üyenin bulunması nedeniyle yapılan yargılamalarda “adil yargılanma hakkının” ihlali yönünde karar vermesiyle Yıldız’ın avukatı yeniden yargılanma talebinde bulundu. Başvuru üzerine yeniden yargılama kararıyla birlikte Yıldız, 11 yıllık tutukluluğunun ardından tahliye edildi.
MAHKEME OLMAYAN DOSYAYI İNCELEDİ!
Sincar cinayetinde yaşanan hukuki süreci değerlendiren Sincar ailesinin avukatı Şaneşin Aydın, mahkemenin yeniden yargılama kararı verdiğinde dosyanın mahkemede olmadığını, kendi çabalarıyla karardan 2 ay sonra dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yerel mahkemeye gönderebildiklerini söyledi. Dosya yerel mahkemede olmadan yerel mahkemenin yeniden yargılama kararı verdiğine işaret eden Aydın, “Fakat buna karşın dosya yerel mahkemede değilken, ‘dosya ele alınıp incelendi’ denilerek, yeniden yargılama yönünde kararıyla sanığın tahliyesine karar verilmiştir” dedi.
HİZBULLAH DOSYASINDA NİHAİ KARARI BEKLENİYOR
Aydın, Sincar dosyasında kararın çıkması için diğer dosyaların kesinleşmesinin beklendiğini belirterek, “Yeniden yargılama kararı sonrası dosyanın bir sonraki duruşması 12 Aralık 2022 tarihinde görülecektir. Dosyada yapmış olduğunuz talepler reddedilmiş, başka Hizbullah dosyası sanıklarının dosyası bekletici mesele haline getirilmiştir. Biz her ne kadar bu duruma itiraz etmiş, bunda hukuki bir yarar olmadığını ve bunun dosyayı uzatmak dışında bir işe yaramadığını belirtmişsek de bu talebimiz de reddedilmiştir” diye konuştu.
ZAMAN AŞIMINA BİR YIL KALDI
Tutuksuz yargılanan Yıldız hakkında daha önce hüküm kurulduğunu ve şu anda yeniden yargılanması nedeniyle Yıldız için bir zaman aşımının söz konusu olmadığına dikkat çeken Aydın, ancak Susurluk Raporu’na yansıyan eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, JİTEM elemanı Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ve itirafçılar Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen, Adem Yakın, Mesut Mehmetoğlu için 30 yıllık zaman aşımının 4 Eylül 2023’te dolacağını söyledi. Sanık Yıldız’ın tutuksuz yargılandığına işaret eden Aydın, “Sanık Cihan Yıldız yeniden yargılama kararı ile birlikte tahliye edildi. Sanık Cihan Yıldız açısından bir zaman aşımı süresi söz konusu olmasa da asıl yargılanması gereken kişiler, yani bugüne kadar yargılanmayan kişilerle ilgili zamanaşımı süresi doluyor. Bu güne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. 2000 yılının sonunda bir Hizbullah üyesini, bir tetikçiyi karşımıza çıkarılıp olay örtbas edilmeye çalışıldı. Susurluk Raporu’nda ismi geçen, JİTEM üye ve yöneticileriyle ilgili bir şey yapılmamış ve bunlarla ilgili zamanaşımı süresi 4 Eylül 2023 tarihi itibariyle dolmaktadır” ifadelerini kullandı.
AĞAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
JİTEM elemanlarının dosyaya dahil edilmesi için talepte bulunduklarını ancak taleplerinin kabul edilmediğini aktaran Aydın, “Biz daha etkin bir yargılama süreci için Susurluk Raporu’nun dosyaya sunulmasını, JİTEM davasındaki belgelerin dosyaya sunulmasını, bugüne kadar Mehmet Sincar’ın katledildiği ifade edilen belgelerdeki isimlerle ilgili suç duyurusunda bulunulmasını mahkemeden talep etmişsek de taleplerimiz reddedildi. Bu nedenle sözünü ettiğim belgelerde ismi geçen Mehmet Kemal Ağar, Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen, Mahmut Yıldırım, Adem Yakın, Mesut Mehmetoğlu ile ilgili biz suç duyurusunda bulunduk” şeklinde konuştu.
‘JİTEM OLMADAN İŞLENEMEZDİ’
Davanın gerçek bir yargılamadan uzak olduğunu dile getiren Aydın, “30 yıla yakın bir süredir süren, daha doğrusu süremeyen bir yargılamadan söz ediyoruz. Mehmet Sincar dosyasında 7 yıl hiçbir şey yapılmadan, daha sonrasında da yapılan sözde bir yargılama mevcut. Dönemin milletvekilinin sokak ortasında, Batman’ın en işlek caddelerinden birinde yaşamını yitirdiği bir cinayetin, arkada JİTEM gibi güçler olmadan işlenmesi söz konusu bile olamaz” diye konuştu.
Bir üyeleri öldürülen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin cinayetin aydınlatılması için herhangi bir girişimde bulunmadığını söyleyen Aydın, “Meclis Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu kurup, aileyi meclise çağırdı. Fakat sonrasında yapılan hiçbir şey olmadı” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***