Türk sanayisinin yüksek teknoloji sınavında karnesi zayıflıyor. 2013’ten bu yana yüzde 3 seviyelerinde ölçülen yüksek teknolojili ürünlerin ihracat payı, bu yılın 7 ayında yüzde 2,7’ye kadar geriledi.
Hem ekonomi yönetimi hem de iş dünyası örgütleri sanayinin yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili sektörlere dönüşüm ihtiyacını her platformda dile getirse de veriler Türkiye’nin düşük ve orta düşük teknoloji furyasından henüz vazgeçemediğini ortaya koyuyor. TÜİK’in teknoloji yoğunluğunu ilk defa paylaşmaya başladığı 2013 yılından bu yana yüzde 3 seviyesinde gerçekleşen yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, bu yıl yüzde 3’ün de altında seyrediyor. Yine İstanbul Sanayi Odası’nın hazırladığı Türkiye’nin 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu (BSK)- 2021 çalışması da yaratılan katma değerde en yüksek payın düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerden geldiğini gözleri önüne seriyor.
7 ayda 3,8 milyar dolarlık ihracat
Dünya’nın, Dış Ticaret İstatistikleri’nden derlediği bilgiye göre, Ocak-Temmuz 2022 döneminde toplam imalat sanayi ihracatı 136,6 milyar dolar olurken, yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı 3,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu grubun toplam imalat sanayi ihracatından aldığı pay ise 2,8 olarak gerçekleşti. Oysa bir önceki yılın ilk 7 ayında bu oran yüzde 3’tü. Yine 2021 yılının tamamında imza atılan yüksek teknolojili ürünlerin ihracatının toplamdan aldığı pay da yüzde 3 olarak ölçülmüştü. Yeniden ocak-temmuz dönemi ele alındığında, 2022’nin 7 ayında toplam imalat sanayi ihracatındaki artış yüzde 19,1 olurken, bu dönemde yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı yüzde 11,5’te kaldı. Son 5 yılda yüksek teknolojili ürünlerin toplam imalat sanayi ihracatından aldığı paya bakıldığında ise oran 2017’de yüzde 3,9; 2018’de yüzde 3,5; 2019’da yüzde 3,5; 2020’de yüzde 3,4 ve 2021’de yüzde 3 şeklinde hesaplandı.
Orta yüksek teknoloji sanayiden alınan payların yıllar içinde yerinde saydığı görülüyor. Orta yüksek teknolojili ürün ihracatının 2013 yılından bu zamana kadar aldığı en yüksek pay yüzde 36,4 ile 2018 ve 2019 yıllarında ölçülürken, 2021’in tamamında bu oran yüzde 33,4 olarak kayıtlara geçti. Bu yılın Ocak-Temmuz döneminde ise orta yüksek teknolojili ürün ihracatı geçen yıla göre yüzde 14,1 artarak 45,07 milyar dolara çıksa da, toplam imalat sanayi ihracatından aldığı pay yüzde 34,5’ten yüzde 33’e geriledi.
İhracatın yarından fazlası düşük teknolojili
İmalat sanayi ihracatında ralliyi ise düşük ve orta düşük teknolojili ürünler yaptı. Bu iki grubun toplam payı 2014 yılından bu yana yüzde 60’ın üzerinde ölçülürken, 2021’in tamamında yüzde 63,6 olarak hesaplandı. Bu yıl 7 ayda bu oran yüzde 64,2’ye yükseldi. Bu grupta en hızlı ihracat artışı da yüzde 27,9’la tüm imalat sanayi ihracatının üzerinde performans sergileyen orta düşük teknolojili ürünlerden geldi. Bu dönemde orta düşük teknolojili ürünlerin ihracatının değeri 43,87 milyar dolar olarak gerçekleşirken, tek başına toplam imalat sanayi ihracatından aldığı pay yüzde 29,9’dan yüzde 32,2’ye çıktı. Düşük teknolojili ürünlerin ihracatı ocak-temmuz döneminde yüzde 17,1 artarak 43,6 milyar dolar şeklinde hesaplandı. Aldığı pay ise yüzde 32,6’dan yüzde 32’ye indi.
KOBİ’lerin ilerlemesi sınırlı
İSO İlk 500 BSK’da olduğu gibi İkinci 500 BSK’da da 2021 yılında yaratılan katma değer itibariyle en yüksek payı yüzde 47,8 ile düşük teknoloji yoğunluklu sanayiler aldı. Söz konusu pay bir önceki yıla göre 1,4 puan arttı. Orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı ise 2021 yılında 0,1 puanlık hafif artışla yüzde 24,2 ye yükseldi. Orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı 2020 yılında yüzde 26,9 iken 2021 yılında 2,4 puan düşüşle yüzde 24,5’e geriledi. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 2020’de yüzde 2,6 iken 2021 yılında yüzde 3,5 olarak gerçekleşti. 2021’de düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerdeki firma sayısı 230, orta düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerde 140, orta yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerde 109 ve yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerde ise 12 olarak gerçekleşti.
KAYNAK: DÜNYA – MERVE YİĞİTCAN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***