YORUM | Dr. CEM ÜNAL
AKP, ekonomi yönetiminde “enflasyon hedeflemesi” yerine, “büyüme” stratejisini hedefliyor. Normal şartlar altında, bir ekonomi yönetiminin odaklanması gereken ana konu mevcut enflasyon oranını düşürmektir. Zira fiyatların düştüğü bir ortamda, tüm ekonomik veriler ve yaşam kalitesi her açıdan daha sağlıklı olmaya başlar ve vatandaşlardan oy almak, tekrar iktidar olmak daha kolay hale gelir. Başarısızlık durumunda da iktidarı elinden kaçırmak bir o kadar hızlı olur.
AKP, maalesef, seçmenlerini çok iyi analiz edip şunu anlamış: “Biz ekonomiyi ne kadar kötü yönetirsek yönetelim, enflasyon yüzde 80 değil, yüzde 800 olsa… Elektriğe, suya veya benzine, değil yüzde 300, yüzde 3.000 de zam yapılsa, bu millet her hâlükârda bize inanır. Yine bize oy verir…”. Zaten son günlerde yapılan seçim tahmin anketlerinde her şeye rağmen AKP’nin birinci parti çıkıyor olması da bunu doğruluyor.
Başka bir ifade ile ekonomi yönetiminin performansı ile siyasi iktidar arasındaki bağlantının koptuğunu çok iyi bir şekilde analiz etmişler. Bu nedenle bu kadar rahat ve vurdumduymaz hareket ediyorlar. Bir söyledikleri ötekine uymuyor, verilen sözler asla yerine getirilmiyor ve her alanda olduğu gibi ekonomi yönetiminde de “yalan” çok rahatlıkla söylenebiliyor.
Abarttığımızı düşünebilirsiniz. Abartmadığımızı size bugün açıklanan ve Resmî Gazete’de yayınlanan Orta Vadeli Plan’dan (OVP) örneklerle gösterelim:
Ekonomi yönetimlerinin, bir anlamda “ev ödevi” olarak görülen, iç ve dış yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilen (en azından belli bir döneme kadar böyle idi) Orta Vadeli Plan, AKP’nin 2023, 2024 ve 2025 yıllarıyla ilgili tahminlerini içeriyor olması açısından önemli bir belgedir. Bu tahminler ve varsayımlar ne kadar sağlam ve gerçekleşebilir ise ekonomi yönetiminin ve dolayısıyla da politikalarının da o kadar ciddi olduğu kabul edilir.
Sizleri teknik detay ve rakamlara boğmamak için, OVP’de yer alan bazı önemli makro verileri örnek vereceğim. Detaylı bilgi için belgenin orijinaline ulaşabilirsiniz (https://www.sbb.gov.tr/orta-vadeli-programlar/)
Bunlardan ilki “Ortalama Dolar/TL tahminleri”.
Ekonomi yönetimi ortalama dolar kurunu 2022 yılı için 16,6 TL, 2023 yılı için 21,52 TL, 2024 yılı için 24,62 TL ve 2025 yılı için 25,77 TL olarak belirlemiş.
Bugün itibariyle (5 Eylül 2022) dolar kurunun ortalama 18,23 TL olduğu bir ortamda, 2022 ortalama dolar kuru nasıl 16,6 TL olarak tahmin edilmiştir?
2022 yılında bir önceki yılın iki katına çıkmış olan USD/TL kurunun 2023 yılında sadece 5 puanlık bir artışla nasıl 21,52 TL olarak gerçekleşeceğine dair ikna edici bir açıklama bulunmamaktadır.
Biz “balık hafızalılar” için geçen yıl Eylül’de açıklanan Orta Vadeli Plan’daki ortalama kurlar nasılmış, hatırlayalım: 2022 için 9,27 TL, 2023 için 9,77 TL ve 2024 için 10,26 TL. Bugün itibariyle dolar kuru ise 18,23 TL olarak gerçekleşmiş, yani geçen yıl tahmin edilenden 2 kat daha fazla!
Enflasyon tahminlerinde ise durum daha fecaat gözüküyor. Zira bu yıl sonu için yüzde 65 olarak tahmin edilen enflasyon 1 yıl sonra 2023’te aniden yüzde 24,9’a, 2024’te yüzde 13,8’e 2025’te ise yüzde 9,9’a düşmüş.
Resmi TÜİK verilerine göre Eylül 2022 itibariyle enflasyon oranı yüzde 81 civarında olduğuna göre, önümüzdeki Aralık sonuna kadar olan 4 aylık süreçte, enflasyonda yüzde 65’e kadar ciddi bir düşüş olacağı öngörülüyor. Ancak büyüme oranı aynı düzeyde kalırken, bütçe açığı azalmazken enflasyon oranı bir yıl sonra nasıl yarıdan daha fazla düşecek? Bu konularda da hiçbir mantıklı ve teknik açıklama maalesef bulunmamaktadır.
En bomba tespiti sona bıraktık. Zira çok eğlenceli ve “subliminal mesaj” barındırıyor. AKP, seçmenleri için 2023 yıl sonu USD cinsinden kişi başına geliri 10,071 USD olarak belirlemiş. Böyle bir belgede sırf 1071 Malazgirt Zaferini çağrıştırsın diye 10.071 yazarak, acaba aklımızla alay mı ediyorlar? Yoksa gerçekten ekonomi biliminin gereklerini mi yerine getiriyorlar, siz karar verin.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***