VAN – Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ile hukukun ayaklar altına alındığını belirten PİA Genel Başkanı Mehmet Kamaç, tecrit politikasından derhal vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 23 yıldır İmralı’da ağır tecrit altında tutuluyor. Öcalan’dan, 25 Mart tarihinde ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinden bu yana haber alınamazken, 2011 yılından bu yana ise sadece 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019 tarihlerinde avukatlarıyla görüşebildi. Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması için yapılan tüm girişimler sonuçsuz kalırken, Avrupa’dan 350 avukat, Öcalan ile görüşme talebiyle 13 Eylül’de Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Kuzey ve Doğu Suriye ile Suriye’nin farklı bölgelerinden 691 avukat, Öcalan’la derhal görüş sağlanması için Adalet Bakanlığı’na mektup gönderirken, Fas, Filistin, Federe Kürdistan Bölgesi, Kuzey ve Doğu Suriye, Irak, Lübnan, Mısır, Suriye ve Ürdün’den 756 avukat da, Abdullah Öcalan’ın Özgürlüğü için Arap Hukuki Girişimi öncülüğünde Öcalan ile diğer tutuklular Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’la görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
İmralı’daki tecride ilişkin konuşan İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Mehmet Kamaç, Öcalan’a uygulanan tecrit politikasının Kürt sorununun demokratik çözümü yollarını kapatmaya yönelik olduğunu söyledi.
‘ORTADOĞU’NUN TEMEL SORUNU’
Kürt sorununun artık uluslararası sorunlar içerisinde yar aldığını belirten Kamaç, “Yüz yıllara tekabül ederek günümüze gelen Kürt sorunu, ağır bir krize dönüşen bir sorun haline geldi. Yüzyıllardır da Kürtler ağır bedeller ödeyerek bu sorunun demokratik çözümü için mücadele etmişler, ediyorlar. Bir halkın dili, kültürü ve coğrafyasıyla inkârından bahsediyoruz. Bu nedenden dolayı Kürt sorunu, Ortadoğu’nun temel sorunlarının en başında geliyor. Kürtler, dört ülke arasında paylaştırılmış ve kendi kaderini tayin etme hakkı gasp edilmiştir. Ortadoğu krizlerinin temel dinamiği haline gelmiş bir halkın inkârı ve bu inkara karşı varoluş mücadelesine tanıklık ediyoruz” dedi.
‘ÖCALAN ÖNEMLİ AKTÖRDÜR’
Tecrit politikası ile birlikte hukukun ayaklar altında alındığını söyleyen Kamaç, tecrit politikasının ülkenin içerisine girdiği krizler toplamının bir sonucu olduğunu söyledi. Kamaç, “Öcalan, Kürt sorununun demokratik çözümünün önemli aktörüdür. Uzun bir dönemdir Sayın Öcalan üzerinde bir tecrit durumu söz konusu. Bu tecrit dönem dönem derinleşiyor. Tecridin çok yönlü olduğunu unutmamak gerekir. Esasında hukuk, özgürlük, demokrasi ve insan haklarına da tecrit uygulanıyor. Bir insan en temel hukuki haklarından mahrum bırakılıyorsa, siz o ülkede özgürlüklerden, demokrasinden ve insan haklarından bahsedemezsiniz. Yani tecrit uygulanan ülkede hukuk ayak altındadır. Bütün bunlara baktığımızda ortaya çıkan bir resim var ve Sayın Öcalan başta olmak üzere bütün tutuklulara tecrit uygulanıyor. Bütün bu sıraladıklarımız, evrensel değerlerin ayaklar altına alındığının en somut halidir. Ne olursa olsun demokratik ülkelerde bir insanın temel hukuki hakları bir devlet ciddiyeti ile güvence altına alınmalıdır” diye konuştu.
‘TECRİT İLE ÇÖZÜM YOLLARI KAPATILIYOR’
Öcalan’a uygulanan tecridin Kürt sorununun demokratik çözüm yollarını kapatmaya yönelik olduğunu söyleyen Kamaç, “Kürt sorununun çözümünün demokratik yollarla olacağını ve olması gerektiğini belki tarih onlarca defa ortaya koymuştur. Bugün savaş politikalarını ortaya koyanların yüzüne defalarca vurmuştur. Eğer bu ülkede Kürt sorununun demokratik bir yolla çözümü engelleniyorsa tecrit bunun ana durumlarından biridir. Kürt sorununun demokratik çözümüne katkı sunacak olan önemli aktörlerden biri de Sayın Öcalan’dır. Öcalan üzerindeki tecrit uygulandığı müddetçe de demek ki şunu anlıyoruz; bu ülke savaş politikalarında ısrarcıdır. Bunu da şundan anlıyoruz; AKP-MHP iktidarı Kürtlere yönelik planlı ve pratik bir süreç yürütmeye çalışıyor. Kürtlere her alanda sistematik olarak tecrit altına alınmak isteniyor. Bu acıdan olaya topyekûn bakmak gerekiyor. Bütün bu yıldırma politikalarına rağmen kırılmayan bir irade vardır. Bu planı sürdürenlerin gözünden kaçırdıkları şey budur. Bu irade bu güne kadar kırılmamışsa, bundan sonra da kırılamayacaktır” ifadelerini kullandı.
‘TECRİTTEN VAZGEÇİN’
Öcalan şahsında iktidarın tecrit politikasını bütün cezaevlerine yaymak istediğini belirten Kamaç, tecrit politikasından derhal vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Kamaç, şöyle konuştu: “Nasıl ki tutuklanan insanlar bir hukuki süreçten geçiyorsa, cezaevlerinde yaşam hakkını korunmasında da hukuka göre hareket edilmelidir. Maalesef son dönemlerde artık cezaevlerinden tabutların çıktığını görüyoruz. Gencecik tutukluları ‘intihar etti ‘denilerek öldürüyorlar. Bu kabul edilir bir durum değil. Yaşamını yitiren tüm tutukluların sorumluluğu devlet ve onu yöneten iktidara aittir.”
MA / Hakan Yalçın
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***