İZMİR – Cezaevlerinde OHAL dönemindeki hak ihlallerinin kalıcılaştığını belirten İHD İzmir Şubesi Başkanı Zafer İncin, cezaevlerinin bağımsız ve tarafsız heyetlerce denetlenmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye cezaevlerinde baskı, işkenceye varan uygulamalar ve hak ihlalleri her geçen gün artarken, bu uygulamalara karşı birçok cezaevinde başlatılan açlık grevi eylemleri devam ediyor. Kırıklar 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde de ağır hasta tutuklulardan yazar Zeki Bayhan, Ramazan Çelik ve Yücel Kızmaz 28 Ağustos’ta süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladı. Cezaevlerindeki ihlallerini görmezlikten gelen yetkililer ise sorunlara çözüm bulma bir yana tutukluları ölüme terk ediyor.
İnsan onurunun ayaklar altına alındığı cezaevlerinde, havalandırma, sosyal haklarından men, sağlık hakkı, iletişim ve aile ziyaretlerinin engellenmesi, infaz yakmalar gibi sorunlar öne çıkıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Başkanı Zafer İncin, cezaevlerinin durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
‘HAK İHLALLERİ KALICILAŞTI’
Son yıllarda cezaevlerinde tutuklu sayısının arttığını belirten İncin, “2016 OHAL sürecine dayanan hak ihlalleri kalıcılaştı. Bize gelen başvurular üzerine hem mahpuslarla hem de hapishane idaresiyle görüşmeler yapıyoruz. Nadiren de olsa sorunlar çözülebiliyor ama genellikle sorunların çözümsüzlükle sonuçlandığını görebiliyoruz” dedi.
S TİPİ CEAZEVLERİ
Yeni açılmaya başlayan S Tipi cezaevlerine dikkati çeken İncin, bu cezaevlerinin pilot cezaevleri olduğunu ve tecridin daha da derinleştirildiğini söyledi. S Tipleri’nin derhal kapatılması gerektiğini kaydeden İncin, “S Tipi Cezaevleri farkı bir tecrit ve izolasyon üzerine kurulmuş hapishane modelidir. İnsanları cezaevi içerisinde cezalandırma boyutu var. Bu uygulamalardan vazgeçilmelidir. S Tipleri ne Anayasa ne de uluslararası yasalara uygun değil” ifadelerini kullandı.
‘KARARLAR SİYASİ VE İDEOLOJİK’
Cezaevlerinde haftada en az 2-3 ölüm haberinin geldiğine işaret eden İncin, yaşamını yitirenlerin defalarca tahliye edilmeleri için başvuru yapılmasına rağmen serbest bırakılmayan hasta tutuklular olduğunu belirtti. Hasta tutukluların birçoğunun durumunun kritik olduğunu vurgulayan İncin, şöyle dedi: “Hasta mahpuslara yönelik Adli Tıp Kurumu’nun tutumu ciddi tartışma konusu. Tarafsız heyetlerin kurulduğu inandırıcı değil. Aysel Tuğluk’a ilişkin verilen karar çokça gündeme geldi. Hekim tutumuna aykırı yanlı raporlar verdiklerini biliyoruz. Bazen ATK ‘hapishanede kalamaz’ raporu verebiliyor. Ancak o zamanda savcılığın ‘toplum için tehlike oluşturduğu’ gerekçesiyle infazların ertelenmesinin önüne geçiliyor. Tamamen siyasi, ideolojik, ırkçı gerekçelerle hareket ediliyor. Tutukluların haklarının keyfi olarak ellerinden alındığını söyleyebiliriz.”
BAĞIMSIZ DENETLEME ÇAĞRISI
Cezaevlerinde yaşanan sorunların ortadan kaldırılabilmesi için bağımsız heyetlerin cezaevlerini denetlemesi gerektiğini belirten İncin, sivil toplum kuruluşları ve hak örgütlerinin belli periyotlarla cezaevlerini ziyaret edip denetim sağlaması gerektiğini vurguladı. İncin, “Hak ihlallerine karşı başvurularımızda idarenin yanıtları yeterli görünüyor. Bağımsız ve tarafsız kurumlar tarafından denetimin yapılması gerekiyor. İnfaz koruma memurlarının başta insan hakları olmak üzere bu işin uzmanlarından eğitimden geçirilmesi gerekiyor. Onlarda ırkçı, ayrılıkçı, ideolojik saiklerle yaklaşabiliyorlar. Dört duvar arasında psikolojik, sosyolojik olarak sağlıkları etkileniyor. Hapishane doktorlar da aynı şekilde uzmanlar tarafından eğitimlere tabi tutulmalı. Çünkü çoğu zaman hekimlik ilkelerinden uzak hareket edebiliyorlar. Bütün bunların yapılması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, bağımsız ve kamuoyunun kendi içinde de mekanizmaların oluşturulup denetim yapılması gerekiyor” diye belirtti.
‘KAMUOYU SORUMLU HİSSETMELİ’
Cezaevlerinin varoluş sebebinin insanları yeniden topluma kazandırmak olduğunu ancak şuan cezaevlerinde insanların yönetim tarafından cezalandırıldıklarını ifade eden İncin, cezaevlerinde yaşanan sorunların ortadan kaldırılabilmesi için Adalet Bakanlığı’nı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı. İncin, son olarak kamuoyunun cezaevlerine ses vermesi ve sorumluluk hissetmesi gerektiğini söyledi.
MA / Delal Akyüz
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***