Uluslararası Hrant Dink Ödül Töreni, her yıl olduğu gibi bu yıl da Hrant Dink’in doğum günü olan 15 Eylül perşembe günü yapıldı.
14. kez düzenlenen törende Uluslararası 2022 Hrant Dink Ödülü’nün Türkiye’deki sahibi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı oldu.
Ödülü Türkiye İnsan Hakları Vakfı adına Metin Bakkalcı aldı. Bakkalcı konuşmasında, “Hala ateşin düştüğü yerdeyiz ve olmaya da devam edeceğiz” dedi.
Vakıf Başkanımız Metin Bakkalcı’nın Uluslararası #HrantDinkÖdülü Töreni’nde yaptığı konuşma 👇🏼https://t.co/uRecGzEBue#UmuduÇoğalt #DayanışmaGüçlendirir #IyikiDoğdunHrantDink
— TİHV-HRFT (@insanhaklari) September 15, 2022
İŞKENCEYE KARŞI ÇALIŞMALARI
Türkiye İnsan Hakları Vakıf ile ilgili şu açıklama yapıldı:
“1980 askeri darbesinin ardından işkencenin önlenmesi ve işkenceye maruz kalmış kişilerin tedavisi ve rehabilitasyonu için verilen çabaların bir sonucu olarak 1990 yılında İnsan Hakları Derneği ve 32 İnsan Hakları Savunucusu tarafından kuruldu.
İşkence izlerinin belirlenmesi ve işkence görenlerin tedavisi konusundaki çalışmaları, deneyimi ve bilgi birikimiyle okul haline geldi. İşkence ile mücadele konusunda mevcut mekanizmaların etkinleştirilmesi ve hem yerel hem uluslararası düzeyde yeni mekanizmalar kurulması amacıyla yürüttüğü savunuculuk faaliyetleri ve yayımladığı raporlarla, işkencenin önlenmesine yönelik çalışmalarda, dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri oldu.
Bir çok hak örgütüne ve uluslararası kuruluşa ilham verdi. 1999 yılında kabul edilen ve ‘İstanbul Protokolü’ olarak bilinen ‘Birleşmiş Milletler İşkence ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezanın Etkin Soruşturması ve Belgelenmesi Kılavuzu’nun hazırlanmasına öncülük etti.
TRAVMA SONRASI İYİLEŞMELERE KATKI
Türkiye ve dünyada sağlık ve hukuk alanında çalışanlara yönelik işkencenin araştırılıp kayıt altına alınması ve soruşturulmasına dönük eğitim programlarının düzenlenmesinde önemli rol oynadı. 2008 yılında Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Türk Tabipleri Birliği’nin katkılarıyla işkenceyi tıbbi olarak belgelendiren ‘işkence Atlası’ başlıklı çalışmayı yayınladı.
Ankara, Diyarbakır, İzmir, Cizre ve Van’da kurduğu merkezler aracılığıyla bu güne dek işkenceye ve kötü muameleye maruz kalmış 20 binden fazla kişiye tedavi ve rehabilitasyon hizmeti sundu. İşkence görenlerin ve yakınlarının yaşadıkları travmanın ardından fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan iyileşmelerine katkıda bulundu.
200 yılından beri hakikat, adalet ve onarım ilkeleri çerçevesinde toplumsal travma ile baş etme konusunda çalışmalar yapıyor. Türkiye’de ve dışında bu konuda eğitim programları, paneller ve sempozyumlar düzenliyor. Bir yandan da İstanbul Protokolü’nün düzenli olarak güncellenmesine ön ayak olmaya devam ediyor. Kurulduğu günden bu yana hakkında açılan pek çok soruşturma ve dava karşısında yılmadan çalışarak, bilimsel bilgiye ve evrensel değerlere dayalı bir tanıklık yürüterek, işkencenin ve kötü muamelenin olmadığı bir dünyanın ve toplumsal barışın tesis edilmesine, demokrasinin gelişmesine ve insanlık onurunun paha biçilmez katkılar sunduğu için: Türkiye İnsan Hakları Vakfı.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***